Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayete ilişkin soruşturmayı iki yıl dört ay sonra 29 Nisan’da tamamlamıştı.
22 kişiye ‘tasarlayarak öldürme’ suçu yöneltilen iddianamede cinayet sebebi de dahil olmak üzere birçok kritik bilgi yer almamıştı. Soruşturmanın en önemli delillerinden, telefon mesajlarıyla cinayet organizasyonuna işaret eden bilirkişi raporundan neredeyse hiç bahsedilmediği gibi Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in de ifadelerine yer verilmemişti.'Biz cenazedeyken MHP'nin yeni yıl kutlaması ağrımıza gitti'
T24'ten Candan Yıldız'a konuşan Özdemir, şunları dedi:Cinayetin hemen ardından konuşmayıp sonradan konuşmasının nedenini anlatan Özdemir, şunları söyledi:
- Olay çok sıcaktı. Acımız vardı. İddianameyi de bekledik. Yanlış yönlendirme yapmamak, yanlış bilgi vermemek için… Neyin ne olduğunu açıkça tam bilemedik. Evet tehditler vardı, bir saldırı bekliyorduk ama böylesini asla… Döverler vs. diye bekliyorduk. 'Ölümle sonuçlanmaz' diyorduk. Ama böyle bir adilik yapacaklarını aklımızın ucundan bile geçirmiyorduk. Ve yıllarca hizmet etmişiz bu davaya…. Sinan sonuna kadar 'Liderime (Bahçeli) bağlıyım' demişti. Devlet Bey’in 'Bu cinayete kim bulaştıysa partiyi ve Ülkü Ocakları’nı terk etsin' demesini beklerdik ama olmadı.
- Biz cenaze namazını kılarken, tabutun başında defnedilmesini beklerken, bütün kurum ve kuruluşlar (MHP ve Ülkü Ocakları) yeni yıl kutlaması yaptılar. Bu bizim çok zorumuza ve ağırımıza gitti. Sinan’ın babası Musa Amca’mız bu davada gazi olmuş biri… Aile de bu davaya gönül vermiş. Sinan’ın ablası Selma Ateş, lise çağlarında İsmet Büyükataman’ın (MHP Genel Sekreteri) için canla başla çalıştı. Bunu hazmetmek kolay değil.
'İzzet Ulvi Yönter, Bahçeli sonrasına hazırlık yapıyor'
Cinayete ilişkin neden MHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter’in adını verdiğini anlatan Özdemir, şunları dedi:
- Çünkü camia içerisindeki herkes bilir ki İzzet Ulvi Yönter, Bahçeli sonrası için hazırlık yapıyor. Yani şöyle söyleyeyim, bu durum Semih Yalçın'ın oğlunun (Ankara Kalesi surlarından düştüğü açıklanmıştı) vefat ettiği döneme kadar gidiyor.
- O dönemlerde parti içerisinde bir kutuplaşma vardı; Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter ve Olcay Kılavuz (Eski MHP Milletvekili) bir ekipti… İsmet Büyükataman’a karşı bir cephe almıştı bu ekip. Hatta Semih Yalçın oğlunun vefatıyla ilgili isim isim herkese teşekkür etmişti gazete ilanında. Orada adını geçirmediği tek kişi İsmet Büyükataman’dı.
'Sinan Ateş'in harcanmasındaki sebeplerden biri de parti içindeki iktidar savaşı'
Özdemir, Ateş'in öldürülmesinden sebeplerinden birinin de 'parti içi iktidar savaşları' olduğunu söyledi:- Rahmetli Sinan Ateş’in harcanmasındaki sebeplerden biri buydu. Parti içindeki iktidar savaşı. Sinan Ateş, ocakların başında kaldığı sürece rahat edemeyeceklerdi. İstedikleri kişileri istedikleri konuma getiremiyorlardı. Tahminim bu yönde. Sinan Ateş, Devlet Bey’den başka kimseden talimat almazdı kesinlikle. Yani şu başkan yardımcısı vs. dinlemezdi. Bahçeli’yle doğrudan bağlantısı vardı.
- Devlet Bey hastayken bir ses kaydından bahsettiler. İşte güya Sinan Ateş’e sormuşlar "Devlet Bey vefat ederse ne olacak" diye. Sinan da "İsmet Büyükataman genel sekreter olduğu için süreci o devam ettirecek, kongreye götürecek" demiş. Yanlış bir şey dememiş ki, sonuçta partinin genel sekreterinin görevi bu. Bu ses kaydı var mı bilmiyorum ama dallandırıp budaklandırdılar, yaydılar. Aleyhine kullandılar. Devlet Bey’e 'Sizin arkanızdan iş çeviriyor' demeye getirdiler.
Sinan Ateş, Ahmet Yiğit Yıldırım için 'Türkiye'yi karıştıracak' demiş
- Ben size Sinan Ateş’in bir yazışmasını göstereyim. Tarih 16 Mart 2022… Çağrı Ünel’e saldırının ertesi günü… Sinan Ateş şöyle yazmış:
- 'Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar. Ocaklara talimat vermişler. Peşime katiller takmışlar. Çok haber veren oldu. Sen de tanıştığın kişileri ikaz et. Ahmet’in bu tavrı Türkiye’yi karıştırmaya yönelik de.'
- 'Ahmet' dediği kişi Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım… Bizim tek amacımız idealimiz var. Bu davanın çözülmesi… Rabbimiz canımızı katillerin yakalanmasını görmeden almasın. Ne olursa olsun Türk devleti adaletine güvenmeye devam edeceğiz. Elimizden geleni de her zaman için yapacağız. Bu kadar delile rağmen bu cinayet örtbas ediliyorsa, edilecekse bitmişiz demektir.