Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de engelli vatandaşların ve devlet korumasından yararlanmış gençlerin kamu kurumlarına yerleştirilmesi töreninde konuştu. "Batı çöküyor. Niye? Aile kurumu diye bir kavram kalmamış" diyen Erdoğan, Türkiye'de de evlilik dışı hayat biçiminin medya aracılığı ile özendirilmeye çalışıldığını belirtti.
Ülkemizdeki engelli memur sayısı bizden önceki döneme göre yaklaşık 10 kat artışla 56 bin 500 kişiye ulaştı.
Kalkınma bu ülke vatandaşlarının her birini kapsayınca anlamlı hale gelir.
AK Parti’nin 17 yıllık iktidarındaki en büyük başarısı demokrasiyi geliştirmesi ve kalkınmayı sağlamasıdır; ülkenin kaynakları eskiden olduğu gibi bir avuç mutlu azınlığına verildiğinde bunun adı kalkınma değil adaletsizlik olur.
Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan değeri tüm vatandaşlarla paylaşmaya devam edeceğiz.
2020 yılının erişilebilirlik yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyorum. Hayırlı olsun.
"GENÇLERİMİZ GENÇ YAŞTA EVLENİYOR"
Batı çöküyor. Niye? Aile kurumu diye bir kavram kalmamış.
Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin.
Devlet babadan bahsediyor muyuz? Onun da başında Erdoğan var mı? Var. Ben de şu anda tavsiye ediyorum. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığıyla meşrulaştırılmaya daha defa vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Televizyonların çoğu bunun kampanyasını yapıyor. Aile kurumlarını kökünden kurutmaya amaçlayan sembollerin önü bilinçli bir şekilde açılırken aile kurumuna sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız
HAKİME TEPKİ
Kadına şiddet başta olmak üzere sıkıntısını yaşadığımız pek çok sorunun çözümü, aile kurumunun güçlendirilmesinden geçiyor.
(Berfin Özek'in yüzüne asit döken sanığa verilen ceza) Bir namussuz bir alçak meşru olmayan bir yaşamla maalesef bir kıza onunla beraber yaşıyor neyse ait veya kezzap yüzüne atıyor ve tabii bir göz gidiyor. Mahkemenin verdiği ceza ortalama 13 yıl. Ben soruşturuyorum, bana verilen cevap şu; kanunun diyorlar en yüksek oranı bu. şimdi ben de diyorum ki bunu da bizim getirdiğimizi söylüyorlar. Ben de diyorum ki arkadaşlar siz niye kanun diyerek bize böyle bir cevap yolunu buluyorsunuz. Ben kanundan bahsetmiyorum ben haktan bahsediyorum hukuktan adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı hukuku arayacaksınız. Böyle bir olay kendi kızının başına gelmiş olsa orada bu olayı nasıl değerlendirirsin? Kanunlara mı bakacaksın? Yoksa böyle bir hak olur mu böyle bir adalet olur mu buna bakacaksın. Buradan tüm yargı dünyasına sesleniyorum bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil vicdanınıza kulak verin. Her zaman söylüyorum benim yolum kanun hukuk yolu değil hukuk yoludur.
LİBYA
Türkiye, Irak'ta da Suriye'de de Akdeniz'de de kendi hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmaya devam edecektir.
Türk askerinin çöllere gönderilmesi, ülkemizin bataklığa saplanmasından söz edenlerin zihinleri çölleşmiş, gönülleri bataklığa dönüşmüştür.
(Libya) Şu anda, ecdadımızın da tarih yazdığı bu yerlerde, sadece adaletsizliği, zulmü gidermek için varız ve davet üzere ordayız.
Zafere kadar bize durmak, duraksamak hele hele geri adım atmak asla yoktur.