R. Erdoğan, Brüksel'e gitmeden önce, Devlet Bahçeli'nin FETÖ'nün siyasi ayağının üzerine gidilmediği eleştirilerine yanıt verip sert mi çıktı?.. Farklı düşünüyorum!.. Bir daha hatırlayalım Erdoğan'ın sözlerini;
"Siyasette temizliğin yapılmadığını iddia edenin bunu somut olarak ortaya koyması gerekir. İBB Başkanı'nın damadını söylüyorsunuz. Yargılama süreci devam ediyor. Partinin içinde konumu olmadığı halde, AK Parti'ye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddine değil. Önce bunlar kendi içlerindeki işleriyle uğraşsınlar, onları temizlesinler."
Bu çıkış öyle, eleştirilere cevap olsun diye yapılmadı. Bilinçli bir şekilde, en ince ayrıntılarına kadar karşılıklı istişare edilerek devam ettirilen sürecin ara hamlelerinden biri. Tek boyutlu da değil. 2 boyutlu... Geçtiğimiz Salı günü TBMM Genel Kurulu'nda yaşanan somut bir gelişmeyi dikkatlerinize sunarak perdeyi aralamaya çalışacağım. AKP, siyasi tarihimize Meclis Genel Kurulu'nda karar yeter sayısı isteyerek çalışmaları engelleyen, Meclis'i kapatan iktidar partisi olarak geçti. Genel Kurul oturumları sırasında karar yeter sayısı, toplantı yeter sayısı istemek muhalefetin işidir. Muhalefet, onay vermediği kanunların çıkmaması veya başka çalışmalarda iktidarın işini zorlaştırmak, motivasyonunu kırmak için sık sık bu yöntemlere başvurur. 16 Nisan sonrasında iktidar partisi milletvekillerinin üzerindeki metal yorgunluğu gözle görülüyor. AKP, Genel Kurulu çalıştıramadığı gibi, komisyonları da çalıştırmıyor. AKP grup yöneticilerinin tedirginliği Meclis kulislerinde gözlerden kaçmıyor.
Sadede gelelim;
Anayasa değişikliği ardından Meclis'e düşen en büyük görev, içtüzüğünü değiştirmek ve uyum yasalarını geçirmek. İktidar kulislerinde konuşulanlara göre Erdoğan, siyasi operasyonları beklemeye aldı. Neden? Çünkü uyum yasalarını geçirememe tehlikesi var. Yine, saraydan edinilen izlenimler sonucu AKP kulislerinde konuşulanlara göre, "Erdoğan siyasi operasyonlara karar verirse, bunlar uyum yasalarının geçmesinden sonra başlar."
Ee! Ne yapılması lazım? Yukarıda şekil A'da görüldüğü gibi..
Meselenin 2'nci boyutu ne?.. Bazı çevrelerde heyecanla beklenen yeni "çözüm süreci"... Bu sütunlarda gelişmeleri sıcağı sıcağına yazıyoruz. Bıraktığımız yerden devam edelim. İktidar ile HDP arasında gizliden yürüyen pazarlık trafiği beklemeye alındı. Güvenilir kaynaklardan ulaştığım bilgilere göre, HDP, Erdoğan'ın genel başkan seçildiği AKP olağanüstü kongresinde yaptığı konuşmayı tatmin edici bulmadı. Bir de üstüne üstlük, HDP'deki yeni organizasyona Erdoğan'dan "benim attığım adımları bekleyin ve takip edin" mesajı gitti. HDP'deki yeni trafiği yürüten yeni oluşum(sosyalist görünümlü-aht-) bu mesaja çok içerledi ve "bekleme" kararı aldı. Neyi?.. "Erdoğan'ın açıklayacağı 'demokrasi yol haritası'nı." HDP kulislerinde yapılan yorumlar ise şöyle; "Hem bize yeni bir PKK silahları bıraksın açıklaması yapmayı dayatacaksın hem de bunun siyasi ayağında biz olmayacağız. Tamam yeni bir Dolmabahçe fotoğrafı olmasın ama Erdoğan'a tabi olmak ne demek?.. Biz bunu bölgeye izah edemeyiz."
Anlayacağınız; HDP ile saray arasında devam eden pazarlıklara da bir süreliğine ara verildi. Ne zaman başlar?.. Ona da AKP kulislerinde şöyle bir cevap veriliyor, "Erdoğan, Bahçeli ile konuşur. Onun tutumunu görür. Yeni yol haritasına ona göre devam edilir." Bilgiye dayanarak söylüyorum. En iyisi, siz, uzun bir süre daha Bahçeli ile Erdoğan arasındaki demeçleri düz okumayın!.. Sonuçlarına bakın...