Manşet

Erdoğan: İstanbul Tahkim Merkezi'nin kuruluş prosedürünü tamamladık

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'nda konuştu. Erdoğan konuşmasında 'İstanbul Tahkim Merkezi'nin kuruluş prosedürünü tamamladık. İnşallah bu sene içerisinde Tahkim Merkezi'ni faaliyete geçireceğiz' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra alınan kararların tatbik edilmesi, uygulamaya dönüşmesi de gerekir. Bu açıdan tartıştığımız, konuştuğumuz ve karara bağladığımız hususları hep birlikte kuvveden fiile getirmemiz son derece önemlidir." dedi.  Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yüzde 21'i yani 350 milyon kişinin aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalıştığının altını çizerken, "En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Müslümanlar zekatı verecek olsa İslam ülkelerinde fakir kalmaz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Şimdiden konferansta alınacak kararların tüm İslam ülkeleri için yol gösterici olmasını umuyorum.  Tartıştığımız konuştuğumuz ve karara bağladığımız hususları fiile geçirmemiz son derece önemlidir.
İstişarenin gayesine ulaşabilmesi için samimiyetle yapılmasının yanı sıra kararların tatbiki uygulamaya geçmesi de gerekir. Müslümanlar olarak 1,7 milyar lira gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz. Stratejik konumu ile İslam ülkeleri büyük bir potansiyel barındırıyor.
Dünya petrol üretiminin yüzde 65’i doğalgaz üretiminin yüzde 55’i uranyumun yüzde 40’ı İslam ülkelerindedir. İslam İşbirliği Teşkilatı nüfusunun yüzde 21'i yani 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayata tutunmaya çalışıyor. Tüm imkanlarına rağmen İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki payı yüzde 10’u bulmuyor. Milli gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından ülkelerimiz arasında çok uçurum olduğunu görüyoruz. En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Müslümanlar zekatı verecek olsa İslam ülkelerinde fakir kalmaz. Tablo samimi öz eleştiri yapmamızı gerektiriyor. Sorunlarımızı görmezden gelmemizin hiç kimseye faydası olmayacaktır. Kendi sorunlarımız için başkalarını suçlamak yerine önce kendi muhasebemizi yapabilmeliyiz. Neden ticarette dış politikada hak ettiğimiz konumda olmadığımızı hassasiyetle düşünmemiz gerekiyor. İstanbul Tahkim Merkezi'nin kuruluş prosedürünü tamamladık. İnşallah bu sene içerisinde Tahkim Merkezi'ni faaliyete geçireceğiz. Türkiye son 17 senede büyük bir başarı hikayesi yazmıştır. Türkiye olarak geçen yıl ekonomimizi hedef alan sabotaj girişimlerine rağmen yolumuza devam ettik. Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri oldu açılım hamleleri ile Afrika ile ticaretimizi 6 kattan fazla arttırdık. Türkiye turizmde 2018’de 46 milyon ziyaretçi ile en çok turist çeken 6.ülke konumuna geldi. Bu sene 50 milyon aşkın turisti misafir etmeyi bekliyoruz. G-20 üyesi Türkiye satın alma paritesine göre dünyanın 13. en büyük ekonomisidir. Türkiye’ye 2002’den bu yana 220 milyar doğrudan yatırım yapılmıştır. Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır. Küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında geliyoruz. Ülkemize doğrudan yatırımların artması için ne gerekiyorsa imkanlarımız dahilinde maddi ve manevi bütün destekleri sağlıyoruz. Kimi ülkelerle yaşadığımız siyasi gerilimlerin ekonomik iş birliğini etkilememesi için büyük çaba sarf ediyoruz. İslam ülkeleri arasında etkin bir işbirliği mekanizması ile güçlerimizi birleştirmemiz önemlidir. İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin arttırılması için şartlar son derece elverişlidir. Müslümanlar bir bedenin uzuvları gibidir. Nasıl vücudumuzun bir organı acı çektiğinde diğerleri de o organın acısını çekiyorsa dünyanın neresinde olursa olsun o kardeşlerimizin dertleri ile dertlenmek bizim ana vazifemizdir. Duyarsız kalmak bir Müslüman’a yakışmaz. Arnavutluk’taki deprem sonrası sivil toplum kuruluşlarımız ülkeye giderek çalışmalara başladı. Arnavutluk’a 500 konut yapmak için de talimatı verdim. Uygun yerler tespit edilecek. Deprem insan oğlunun başına gelen en büyük felaketlerden biri işte bu zor durumda Arnavutluk halkının yanında olmak bizim için bir görevdir. Sizlerden kardeş Arnavutluk'un yaralarının kısa sürede sarılması için elinizdeki tüm imkanlarla destek olmanızı istirham ediyorum. Burada kamu var özel sektör var. İlla Arnavutluk’a devletlerin gitmesi değil özel sektör de Arnavutluk’a gidip bir şeyler yapabilir.