Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Basın-yayım sektörümüzde baş döndüren bir ilerleme olduğunu görüyoruz. 15 sene önce hayal bile edilemeyen birçok yenilik bugün hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Teknolojiye bağlı olarak yeni iletişim araçları ortaya çıkıyor.
Yeni medya araçları fırsatların yanında çok ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Yalan haberlerin hakimiyeti doğrulara göre katbekat fazladır. İnternet dev bir malumat çöplüğü oluşturdu. Bilgiye erişim kolaylaşırken insanla hakikat arasındaki perde kalınlaşıyor.
Linç kültürü ve itibar suikastı çok büyük yaygınlık kazanıyor. İşin vahim tarafı çoğu zaman bu manipülasyonları kimlerin yaptığını bilemiyoruz. Provokatörler ve itibar suikastçıları internetin dehlizinde izlerini rahatça kaybettiriyor.
Dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye ve Türk demokrasisi de bu tehditten azade değildir. Son 6 yılda meydana gelen hadiseler bu acı gerçeği bize pek çok kez göstermiştir.
İnternetin yaygınlaşmasıyla bilginin kitleselleşmesinin önü açıldı. İnternet dev bir malumat çöplüğü oluşturdu. Linç kültürü, itibar suikast sosyal medyada yaygınlık kazanıyor. Sosyal medya mağdurları hesap soracak muhatap bile bulamıyor. Sosyal medya gezi olaylarında provokasyon üssü olarak kullanıldı.
Ana Muhalefet, 'FETÖ'nün siyasi uzantısı gibi davranmayı tercih etti.
"ULUSLARARASI MEDYA ORGANLARI OBJEKTİFLİKTEN UZAK"Uluslararası medya organlarının Türkiye'ye yönelik yayınları objektiflikten uzaktır. 15 Temmuz gecesi yapılan haberleri utanç belgesi olarak hatırlıyoruz. Türk Hükümeti aleyhine konuşacak insan bulamamaktan şikayet eden medya kuruluşları oldu.
Gerçeği bilmek, doğru bilgiye ulaşmak her insanın en tabii hakkı. Türkiye ne basın hürriyetinden ne de milli güvenliğinden taviz verebilir. Biz basını daha özgür, daha çoğulcu bir Türkiye arzuluyoruz. Tüm fikirlerin temsil edildiği bir basın arzu ediyoruz.
Demokrasiye sahip çıkmak yerine darbeleri alkışlayan gazetelere de şahit olduk. Vefat eden meslektaşlarını linç edecek kadar karakter fukaralarını da biliyoruz."