Erdoğan: Askerlerimize zarar gelirse Soçi Mutabakatı'na bağlı kalmayacağız, rejim güçlerini her yerde vuracağız
AKP grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'de Suriye yönetimi ile yaşanan çatışmalara değinerek "Askerlerimize yönelecek olası bir saldırıda Soçi mutabakatı sınırları dışında da rejimi her yerde vuracağız" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ülkemizin kon trolü altında tuttuğu yereldeki huzur ortamından rahatsız olan terör örgütleri insanlık dış eylemleriyle kana susamışlıklarını gösteriyor. Bombalı araç saldırısında aralarında çocukların da olduğu 8 kişi öldü. Benzer tacizler diğer harekât bölgelerimizdeki Sivillere de yöneltiliyor. Rus güçleriyle İran destekli militanlar sürekli sivil halka saldırıyorlar. Söze geline insan haklarını, sivil hassasiyetini ağızlarından düşürmeyenler tüm bu saldırılar karşısında derin bir sesliliğe gömülmüş durumdalar.
Herkes gözünü kapasa sırtını dönse de Türkiye bu duruma seyirci kalmayacaktır. İdlib’de rejim ve Ruslar ile rejimle birlikte hareket eden güçlerin doğrudan sivil halkı hedef aldığı gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Amaç bölge halkını sınırlarımıza doğru harekete zorlayarak sahayı boşaltmaktır.
Bir süredir bu saldırılar doğrudan askerlerimizi hedef almaya başladı. Madem durum bu öyleyse biz de artık lafa değil sahadaki gerçeklere bakarak hareket edeceğiz. Şubat ayı sonuna kadar rejimi gözlem sınırlarımızın gerisine çekmekte kararlıyız. Hiçbir oyalanmaya meydan vermeden bunu yapacağız. Bitmez tükenmez toplantıların sonuçlarını beklemeden hemen ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız. Böyledeki muhalif gruplardan başı bozuk hareket ederek rejime saldırı muamelesi verenlere de artık tavizsiz davranacağımızı mesajını verdik. Artık kimsenin provokasyonlarına göz yumacak değiliz.
Gözlem noktalarındaki ve diğer yerlerdeki askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde İdlib ve Soçi muhtırası sınırlarıyla bağlı kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum.
Bugün Suriye’de vermekten imtina edeceğimiz mücadeleyi ayrın kendi topraklarımızda yürüteceğimizin bilinciyle tüm gücümüzü kullanacağız. Suriye halkının özgürlük mücadelesi 82 milyon Türkiye insanının beka mücadelesidir. Eğer Suriye terör örgütlerinin ve ipi başkalarının elinde kukla rejimlerin elinde kalırsa bizim de burada güvenliğimiz tehdit altında kalır. Suriye güvende olacak ki biz de kendi evimizde rahat edelim.
Türkiye Suriye’de ne işi var diyenler, aslında terör örgütlerinin ne için Türkiye’de değil de Suriye’de olduğundan hayıflananlardır."
Maalesef birileri içeride kafaları bulandırmanın peşinde. Üstelik bunu dışarıdan ve içeriden belli kesimlerle aynı argümanlarla aynı hedeflere saldırarak yapıyorlar. Açıkça söylüyorum bunun adı tetikçilik, alçaklık fırsatçılıktır. Siyasetçinin görevi tetikçiliğe savunmak değil ülkesinin ve milletinin ortak menfaatleri çerçevesinde sözcülüğünü yapmaktır. Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin ana muhalefet ve onun başındaki zat olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Madem bu kadar istiyor öyleyse işte bugün burada FETÖ’nün siyasi ayağını ben size şöyle adeta ekran diyebileceğim ekranda açıklıyorum. Tolstoy’und ediği gibi, ’Birine çamur atmadan önce iyi düşün ve sakın unutma önce senin ellerin kirlenecektir.’ Kılıçdaroğlu bize çamur atmaya çalışırken elinde çamurla yakalanmıştır. Çünkü bu ülkede FETÖ’nün en önemli siyasi ayağı bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi ve ekibidir. Şimdi niçin böyle olduğunu sizlere ve tüm milletime tüm delilleriyle anlatacağım. FETÖ denen yapı ülkemizde uzunca bir süre bir sivil toplum yapısı görüntüsüyle varlık göstermiştir. Pek çok benzer yapı gibi FETÖ’nün faaliyetlerini müsamakâr takip etmiştir. CHP iktidarları darbe yönetimleri cunta rejimleri zamanında beri FETÖ aynı müsemmayı görmüştür. Ne zamandan beri bu yapı ülkeyi teslim almaya kalkmıştır o zaman durum değiştirmiş. Bizim FETÖ ile davamız kişisel değildir. Geçmişte iltica ile mücadele bahanesiyle bu ülkenin değerlerine yöneltilen saldırlar nasıl karşı çıktıysak FETÖ tehdidi ortaya çıktıktan sonra da bu yapıla aynı şekilde mücadele ettik.
Bu yapıyı su örgütü olarak ilan eden ve o MGK kararı altında imzası olan benim. FETÖ’yü temsil eden kişi ve kuruluşların partimize, ve hükûmetimize karşı başlattığı savaşın herkes farkındadır ama CHP bu işin neresindedir?
Sayın Baykal’ın genel başkanlıktan ayrılması ve Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle birlikte CHP bu işin tam göbeğine yerleşmiştir. Kılıçdaroğlu kendisini genel başkanlığa taşıyan o kaset kumpasının dahi sorumluluğunu üzerimize yıkmaya çalışarak FETÖ’nün yolunda yürümeye başlamıştır. Seni oraya getiren FETÖ FETÖ. Bakın burası önemli FETÖ tetikçisi savcının görevden alınmasına şiddetle karşı çıkan Kılıçdaroğlu olmuştur.
Biz geçmişten bugüne kadar hukukun suç istad etmediği tüm yapılarına saygı duyduk CHP ise FETÖ terör örgütü olarak tanımlamasına rağmen bu örgütün yanında olmuştur. CHP 17-25 Aralık’tan sonra bu kadroya FETÖ’yü de davet etmiştir.
FETÖ’nün MİT müsteşarımıza yönelik sinsi kumpasını özellikle ifade eder ve 7 Şubat hadisesinde CHP’nin ortaya koyduğu tavır FETÖ’nün siyasi ayağına yönelik başka bir örnektir.
Kılıçdaroğlu FETÖ'ye diyet borçludur.
17-25 Aralık’tan sonra CHP grup kürsüsü aylar boyunca FETÖ mensuplarının montaj kasetlerinin dinletildiği bir yere çevrilmiştir.
Adana’daki Mit TIR’larının durdurulması. Kılıdaroğlu bu kumpası savcının görevi bu değil mi diyerek FETÖ’nün siyasi ayağı olduğunu bir kez daha göstermiştir. CHP’nin yayın organı gibi çalışan Cumhuriyet gazetesi bu operasyonu yürüten savcı görevden alınınca röportaj yapan MİT suç işledi başlığı atıyor. Genel Yayın Yönetmeni şimdi nerede? Almanya’da.
Genel Başkanı başta olmak üzere CHP milletvekilleri kapatılan FETÖ’nün gazetelerinin binalarına giderek dayanışma gösteriler yaparak aynı zamanda siyasi ayağını belli etmiş oldular.
Kentlerini yıllarca Atatürkçü olarak pazarlayan CHP destekçisi kimi yazarların bir anda en büyük FETÖ davalısı kesilmeleri projenin genişliğini gösteriyor.
Halen ByLock dahil pek çok delille FETÖ’den hapiste olan Kılıçdaroğlu’nun yazışmalarında bu durum anlatılıyor. Kılıçdaroğlu sözde adalet yürüyüşünü aslında FETÖ’cüelr için yapmıştır.
Madem bu işler soru sorarak oluyor. Öyleyse ben de burada birkaç soru sorayım. Ben daha kısa ve az FETÖ’nun siyasi ayağı FETÖ’cülerin devirmeye çalıştıkları siyasetçi midir, yoksa yükseltmeye çalıştığı siyasetçi midir? FETÖ’nün siyasi ayağı FETÖ’nün darbe gecesi öldürmeye çalıştığı siyasetçi midir, yoksa yol verdiği siyasetçi midir?
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi