İstanbul’da emek ve meslek örgütleri, Reina’da 39 kişinin yaşamını yitirdiği katliamı lanetledi. İstanbul Tabip Odası, İstanbul Barosu, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, TMMOB, DİSK ve KESK’in çağrısıyla dün Tarihi Mimar Sinan Hamamı Önü’nde toplanan yüzlerce kişi, “Korkmuyoruz, karanlığa teslim olmayacağız” pankartı arkasında Reina önüne yürüdü. Açıklamaya Eski CHP Milletvekili Süleyman Çelebi, Demokrasi için Birlik’in koordinatörü ve Emek Partisi MYK Üyesi Abdullah Levent Tüzel,  Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Güven Gerçek, Anti Kapitalist Müslümanlardan İhsan Eliaçık, eski bakan Ziya Halis ve  Suruç aileleri de katıldı. Yürüyüş boyunca sık sık “Susma haykır, savaşa hayır”, “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Katillerden hesabı emekçiler  soracak”, “Katliamlar ülkesi olamayacağız” ve “Hükümet istifa” sloganları atıldı. Eylemde ortak açıklamayı yapan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Samet Mengüç, “2016 yılını bitmek bilmeyen katliamlarla kapatan ülkemiz, malesef 2017 yılına da yeni bir katliam ile girdi. İktidarın yurttaşlarına karşı en önemli sorumluluğunun can güvenliğini sağlamak olduğunu söyleyen Mengüç, katliamda ölenleri anmak isteyen yurttaşların neden gözaltına alındığını sordu. Mengüç,”Laiklik savunması kriminalize edilirken birlik ve beraberlik nasıl sağlanacaktır? Toplumu kutuplaştırarak nefret dilini siyasete hakim kılarak her türlü eleştiri ve muhalefeti suçlayarak bu ülke yönetilmektedir. Bu akıl tutulmasına bir an önce son verilmeli. Eşitliğin, özgürlüğün, laikliği, demokrasinin de barışın yokluğunda memleketimizin nasıl bir tehdit altında olduğu ortadadır” dedi. Daha sonra söz alan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da, “Biz bu ülkede bir taraftan laikliğin ve demokrasinin önemini anlatmaya çalışırken, özgürlükler dünyasının nasıl kazanıldığının bilincini yansıtmaya çalışırken terörün başarmaya çalıştığı o ayrıştırmaya  asla katkı sunmayacağız” dedi. 'BU ÜLKENİN İHTİYACI OHAL DEĞİL BARIŞTIR' Eylemde söz alan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da, “Türkiye bir karanlığın içerisinde. Ölüm bile yoruldu bu ülkede. Bu ülkeyi yönetenler ve bu ülkede yaşayanlar biliyor ki bu ülkede yaşanan süreç, uygulanan politikaların, yıllardır süre giden politikaların sonucudur. Bugün artık bu topraklarda ölüm bile yorulduysa biz biliyoruz ki bunun nedeni siyasal politikalardır ve Türkiye’yi yönetenler bunun öncelikli sorumlularıdır” dedi. OHAL’in uzatılmak istenmesine dikkat çeken Çerkezoğlu, “Gördük ki OHAL ne akan kanı durdurdu ne terör saldırılarını durdurdu. Sadece gazetecilerin, muhaliflerin, akademisyenlerin hapse atılmasına neden oldu. Biz biliyoruz ki bu ülkede güvenlik konsepti sadece muhaliflere uygulanıyor. Bu ülkenin ihtiyacı OHAL değil, iş, aş, kardeşlik, barış, eşitlik ve özgürlüktür” diye konuştu. İstanbul Mali Müşavirler Odası Başkanı Erol Demirel de, toplumu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak isteyenlere karşı barış ve demokrasi demeye devam edeceklerini söyledi. 'TOPLUMSAL BARIŞ HEDEF ALINDI' Eylemde söz alan TTB Başkanı Raşit Tükel de, katliamın failinin ve azmettiricilerin yakalanmasını talep ederek konuşmasına başladı. Nefret söyleminin, farklı inanç ve kültürlere tahammülsüzlüğün artması nedeniyle toplumun tehlikeli bir yere gittiğini belirten Tükel, “Savaş ve çatışma ortamındaki politikalar nedeniyle bu katliamlar doğar ve ölümlere sebep olur. Kötülüğün karşısında iyiliği savunacağız” dedi. KESK adına konuşan Hüseyin Tosu da, “Bu katliam toplumsal barışa ve laikliğe dönüktür. Korkmayacağız. İnadına barış  demeye, laiklik demeye devam edeceğiz” dedi. Hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken Tosu, “Önlemleri almayanları istifaya davet ediyoruz” dedi. Suruç Aileleri adına konuşan Hacer Elçin de, “Asla karanlığa teslim olmayacağız” dedi.