İstanbul’un yedi tepesinden birinin üzerinde yer alan ve mimarisiyle dikkat çeken asırlık konak Bulgur Palas, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından restore edildi.
Fotoğraf: İBBYaşam alanına dönüştürülen konağın açılışında konuşan İmamoğlu, özetle şunları dedi:
- Tarihe sahip çıkmak, insan olmanın ve millet olmanın bir gereğidir. Ne yazık ki İstanbul tarihi ve kültürel mirası bu anlamda uzun yıllar ihmal edilmiştir. Pek çok yanlış ve zararlı işler yapılmıştır. Özenli davranılmamıştır. Tabiri caizse gözünün nuru gibi bakmak gerekirken sıradan davranışlar sergilenmiştir.
- Beş yıldır bu değişti. 2019 yepyeni bir dönem başladı. İstanbul beş yıldır Miras'ıyle emin ellerde. İstanbul'un kültürel ve tarih mirasına sahip çıkmak için kurduğumuz İBB Miras'la muzzam güzel işler yapıyoruz. Uzmanlığa, liyakate dayalı bir yapı.
- İBB Miras'ın başarıları sadece restorasyonla da sınırlı değil. Tarihi alan ve eserlere yeni işlevler kazandırıp şehir hayatının bir parçası haline getirme konusunda da dünya çapında işler yapıyor.
- Hemen yanıbaşımızdaki Yedikule Gazhanesi, Hasanpaşa Gazhanesi'ndeki dönüşüm böyle bir dönüşüm.KİPTAŞ'ın, Bulgur Palas'ın mülkünün alınmasında ve dönüşümünde büyük çabaları oldu. KİPTAŞ'a, diğer iştirakleremize ve çalışan herkese teşekkür ediyorum.
- Bulgur Palas, aslında bizden önceki yönetimle aramızdaki zihniyet farkını ortaya koyan çok özel örneklerden birisi. Bizden önce İstanbul'un kamuya ait tarihi alanları, yapıları bazı şahısların imtiyazlı şahısların, dernek ve vakıfların kullanımına verilirdi. Biz ise tam tersini yapıyoruz. Kamuya ait alanları, yapıları yeniden halka açmakla kalmıyor, Bulgur Palas örneğindeki gibi ihmal edilmiş özel mülkleri de tüm İstanbulluların yararlanabileceği hale getiriyoruz.
- Burada bahçesinde ev sahipliği yapacağına inandığım çok sayıda kültür sanat etkinliğiyle şehrin içerisinde çok özel bir alan olacak ve burası İstanbul'a pırıl pırıl parlayacak.
- (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'mesajları'na) Seçim yapmayalım o zaman, muhtarlar da gitsin otursun evinde. İstiyor ki her şeyi ona teslim edelim. Neyse biz onu yavaş yavaş emekli etmeye hazırlanıyoruz, merak etmesin.
https://twitter.com/politikyol/status/1762761731862864349
Hikayesi
Anadolu Ajansı’nın haberine göre İttihat ve Terakki’nin önemli isimlerinden Mehmet Habib Bey tarafından inşa ettirilen, ticaretini yaptığı bulgurdan büyük kazanç elde ettiği için ‘Bulgur Palas’ olarak adlandırılan asırlık konağın hikayesi 1912’de başlıyor.Konak, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli isimlerinden Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından Osmanlı vatandaşı Levanten mimar Giulio Mongeri’ye yaptırıldı.
Bolu’da, 1878’de dünyaya gelen Mehmet Habib Bey, Harbiye eğitiminin ardından asker olarak Manastır’a tayin edildi. Burada İttihat ve Terakki Cemiyeti’yle tanışan Habib Bey, cemiyet içerisinde yerine getirdiği görevlerle hızla yükseldi.
İttihat ve Terakki içerisinde İsmail Hakkı Paşa ve Enver Paşa’ya yakın olan Habib Bey, Bolu ve Kastamonu bölgelerini örgütledi.
2’nci Meşrutiyet’in 1908’de ilanının ardından düzenlenen seçimlerde Bolu mebusu (milletvekili) olarak meclise girdi.
İktidardaki İttihat ve Terakki Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için milli şirketler kurdurdu. ‘Milli Mahsulat’, ‘Milli Ekmekçiler’ ile ‘Milli Kantariye’ gibi şirketler İttihat ve Terakki mensupları tarafından kuruldu.‘Bulgur Kralı Habib Bey’
Mehmet Habib Bey de bu dönemde ticarete girdi.
Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın ticaretini yapan Habib Bey, parti üyelerine sağlanan vagon kiralama ayrıcalığıyla hatırı sayılır kazanç elde etti. Bu dönemde ‘Bulgur Kralı Habib Bey’ olarak anılmaya başlayarak, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa’da arazi satın aldı.Kendi adına inşa ettireceği konak için 1912’de mimar Giulio Mongeri’yle anlaştı.
Mütareke döneminde İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda İttihatçı olması dolayısıyla 10 Mart 1919’da tutuklanan Mehmet Habib Bey hapsedildi, sonrasında ise Malta’ya sürgün edildi.
Sürgün dönüşü konağın inşaatına devam eden Habib Bey, bazı malzemelerini yurt dışından getirtti.
Konağın tamamlanmasını göremeden hayatını kaybetti
Baltalimanı’nda bulunan yalısında yaşayan Habib Bey, ticaretten eskisi gibi para kazanamaz olduğu için Osmanlı Bankası’ndan kredi çekti.
Milli Mücadele döneminde Anadolu’nun yokluk ve yoksulluk içinde bağımsızlık mücadelesi verdiği, İstanbul’un işgal altında olduğu zor günlerde Mehmet Habip Bey’in görkemli şato görünümündeki konağı halkın tepkisini çekti.
Bulgur tüccarının yokluk yıllarında, 81 bağımsız bölümü, 1750 metrekare açık, 3 bin 750 metrekare kapalı alanı, 1000 metrekarelik müştemilatı ve 9 metrekarelik süs havuzlu görkemli konağı o dönem dilden dile anlatıldı.
Bu görkemli yapı halk arasında ‘Bulgur Palas’, sahibinin ismi de ‘Bulgur Palas Habib Bey’ olarak anıldı.Mehmet Habib Bey, konağın tamamlanmasını göremeyerek, 48 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Eşi Bedia Hanım, bu görkemli yapıyı borçları karşılığı Osmanlı Bankasına devretmek zorunda kaldı.
Konak, Osmanlı Bankası tarafından arşiv merkezi, kanarya hane ve Osmanlı Bankası çalışanları için konut olarak değerlendirildi. Binanın bodrum katında şubeler için kanarya yetiştirilirken üç daire çalışanlara tahsis edildi.
Söz konusu arşiv ise Türkiye’nin uzun bir dönemine tekabül eden bankacılık, hukuk ile sosyal yaşam alanlarında verilere sahip önemli bir kurumsal yapıdaydı.
Uzun yıllar arşiv binası olarak hizmet veren Bulgur Palas, Osmanlı Bankası’nın 2001 yılında Garanti Bankası bünyesine katılmasıyla el değiştirdi.
Bakımsızlık nedeniyle bazı bölümleri hasar gören konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı ve restorasyon çalışmalarına başlandı.