Tamara Nassar (Electronic Intifada) Dünyadaki insanlara salgın nedeniyle evlerinde kalmaları söylenirken, İsrail 2020'de geçmiş yıllara göre daha fazla Filistinliyi evsiz bıraktı. İsrail geçtiğimiz yıl Filistinlilere ait 850'den fazla bina yıktı ve 1000 kişiyi yerinden etti. Yerinden edilenlerin yarısından fazlası çocuktu. İsrail, Filistinlilerin yaşamını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu hemen her türlü yapıyı hedef aldı. İsrail’in hedef aldığı yapılar arasında evler, tarımsal binalar, altyapı ve su arıtma tesisleri de bulunuyor. İsrail’in geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği yıkımların sayısı da, Birleşmiş Milletler izleme grubu OCHA'nın kayıt tutmaya başladığı 2009 yılından bu yana (2016 hariç) kaydedilen en yüksek rakam oldu. Ayrıca henüz yerlerinden edilmeyen 5000 kişi de geçim kaynaklarının ortadan kalkması nedeniyle yıkımların sonucundan doğrudan etkilenmiş durumda. 2020'de işgal altındaki Doğu Kudüs'te de İsrail'in emriyle kendi evlerini yıkmak zorunda kalan Filistinlilerin sayısında artış meydana geldi. Filistinliler, İsrail’in yıkım ekiplerine para ödemek zorunda kalmamak için kendi evlerini yıkmaya zorlanıyor. C BÖLGESİ Yıkımların ve el koymaların büyük çoğunluğu işgal altındaki Doğu Kudüs’te ve C Bölgesi'nde (Batı Şeria'nın A ve B Bölgesi dışındaki alanları, çn) gerçekleşti. Bu yıkımlarla birlikte işgal altındaki Batı Şeria'nın yüzde 60'ı İsrail askeri yönetimi altında kalmış oldu. 1990'lı yıllarda imzalanan Oslo anlaşmalarına göre C Bölgesi'nin büyük kısmının kademeli olarak Filistin Yönetimi'ne devredilmesi gerekiyordu. Ama bu asla gerçekleşmedi. İsrail, hala açık ayrımcı bir rejim altında bölgedeki tüm planlama ve inşaatı kontrol etmeye devam ediyor. OCHA’nın bildirdiğine göre, Filistinliler C Bölgesi’nin yüzde 1’inden daha azına, Doğu Kudüs’ün ise ancak yüzde 15’ine inşaat yapmak için izin alabiliyor. Buna göre, Filistinliler İsrail izni olmadan kendi topraklarında inşaat yapamıyor ve bu nedenle İsrail işgal güçlerinin mülklerini ele geçirip yok etmesi korkusu altında yaşamak zorunda kalıyorlar. İsrailli insan hakları grubu B'Tselem, “Bu sistem öncelikle yapıları yıkmak için çalışıyor.” açıklamasında bulundu. B’Tselem, bu yaşananların İsrail’in bölgedeki demografiyi değiştirmeye ve Yahudi çoğunluğu sağlamaya dönük planının bir parçası olduğunu ifade etti. Ayrıca, Filistinlilerin bu bölgelerde su ve elektrik gibi temel ihtiyaçlara erişimleri engelleniyor. Birçok Filistinli, elektrik ve su depolamak için bağışçılar tarafından finanse edilen güneş panellerine güveniyor. Ancak bu bağışlar da İsrail yıkımına karşı güvenli değil. 2020'de İsrail, çoğu Avrupa Birliği tarafından finanse edilen 350.000 dolarlık yapıyı yıktı veya onlara el koydu. Buna karşın AB, İsrail'i Avrupalı ​​vergi mükellefleri tarafından finanse edilen milyonlarca dolarlık projeleri yok etmekten sorumlu tutacak herhangi bir adım atmadı. Sitelerinde yayımlanan birkaç bildiri dışında sessiz kaldılar. SON YILLARIN EN BÜYÜK YIKIMI OCHA'ya göre İsrail güçleri yalnızca Kasım ayında 2009’dan bu yana 1 ay içinde kaydedilen en büyük yıkımı gerçekleştirdi. Ayrıca İsrail, Kasım ayında işgal altındaki Batı Şeria'daki Khirbet Humsa köyünün çoğunu yerle bir etti ve bu İsrail’in tek seferde yaptığı en büyük yıkım olarak kayda geçirildi. İsrail güçleri 3 Kasım'da Khirbet Humsa’da 76 yapıyı yıktı. Buradaki 11 aileden 41'i çocuk 70'ten fazla Filistinli evsiz kaldı. ABD’de Minnesota Kongre Üyesi İlhan Omar bu yıkım için "ağır bir suç" ifadesini kullandı ve "Amerika Birleşik Devletleri'nin etnik temizliği finanse etmemesi gerektiğini" savundu. Ayrıca daha 2021'in ilk haftasında İsrail 12 yapıyı yıktı ve üç Filistinli'yi yerinden etti. Çeviri: Serkan Üstün
https://electronicintifada.net/blogs/tamara-nassar/israel-went-demolition-spree-2020