Gerçekten de dijital geleceğin şekillenmesinde; teknoloji etiği, istihdam, kamusal alan açısından keskin dikkat isteyen ve karara bağlanmayı bekleyen başlıklarla birlikte asıl belirleyici husus yapay zekâya ilişkin hukuki düzenlemeler ve uygulamalar olacaktır.
Yasa içeriği; amaca ve bu amaca göre şekillenen gerekçeye göre oluşturulur. 13 Haziran 2023 Salı günü Avrupa Parlamentosu’nda görüşülen Yapay Zeka Yasası’nın amacı küresel manada güvenli, şeffaf, eşitlikçi, standartizasyonu sağlayan bir sistem oluşturmanın ilk adımlarına ve yapay zekâya risk temelli yaklaşıma yöneliktir . Şimdi; Avrupa Birliği Komisyonu; hem Avrupa Parlamentosu hem de üye ülkeler ile yasanın uygulanmasına ilişkin müzakerelere başlayabilecek. Yasaya ilişkin nihai müzakerelerin önümüzdeki yılın başlarında tamamlanması ve yasanın 2024 yılından itibaren yürürlüğe girmesi öngörülüyor.
DÜZENLEME NE GETİRİYOR? Avrupa Birliği’nin yasa tasarısının beklenmesinin bir nedeni de sert düzenlemelerin önerilmesiydi. Buna göre; yapay zeka ürünleri, etkileri bakımından farklı seviyelere ve yüksek risk listesine göre ele alınacak. Yasa taslağının getirdiği düzenlemeler ve uyulması gereken kurallar içeriğinde ne var?1- Spam filtreleri ve video oyunları gibi minimum riskli yapay zekaya izin verilecek.
2- Bankacılık veya havayolu internet sitelerindeki sohbet robotları gibi sınırlı riskli yapay zekâ, şeffaflık yükümlülüklerine uymak zorunda.
3- Kendi kendine giden taşıtlar ve robotik cerrahi gibi yüksek riskli yapay zekâ sistemli kontrollere tâbi olacak.
4- Çin örneğinin aksine sosyal puanlama için yapay zekâ kullanımı yasaklanacak.
5-Gerçek zamanlı yüz tanıma, oylama öncesi yaşanan yoğun tartışmalar neticesinde yasaklanmasına karar verildi. Yapay zeka sistemlerinin kullanımını ve satışını düzenleyen yasa uyarınca kamusal alanlarda akıllı kameralar aracılığıyla yüz tanıma uygulaması yasaklanacak.
6- Yeni bir AB Yapay Zekâ Kurumu da kuruluyor.
Söz konusu yasanın önemi yapay zekâya yönelik düzenleme getiren dünyadaki ilk yasa olması ile tarihe geçti. Rekabetten Sorumlu AB Komisyonu üyesi Margrethe Vestager’in BBC’ye yaptığı açıklamada yapay zekânın bir sonraki seçimleri etkilemek için kullanılabileceği konusunda kesinlikle bir risk bulunduğunu belirtmesi ise büyük ikaz. Bu nedenle Avrupa Parlamentosu’nun yapay zekâ kullanımının etkisini izlemeye devam etmesi sürdürülebilirlik, temel hak ve özgürlükler, kişisel verilerin korunması ve hatta demokrasi için zorunluluk olarak görünüyor.
Teknolojinin, bilinç endüstrisinin, dijitalleşmenin inanılmaz ilerleyişi yapay zeka varlıklarına ilişkin dünya çapında düzenlemeleri gerektiriyor. Teknolojinin sınırsızlığı ciddi uluslararası birlik, kabul ve anlaşmaları güçlendirecektir.YAPAY ZEKA YASALARININ AMACI NE OLMALI? Sadece AB’de değil, tüm dünyada oluşturulacak düzenlemeler; yapay zekâ uygulamalarının daha güvenli kullanımı üzerine inşa edilmelidir. Öncelikle güvenlik önlemlerini teminen kavramlar doğru ve titizlikle tanımlanmalıdır. Açıkçası tanımlamanın kilit niteliğini, sözleşmelerin daha müzakere aşamasında dahi netlikle görüyoruz. Sözleşme görüşmelerinde işin konusu ve tanımı hakkında mutabık kalmak düğmelerin doğru iliklenmesi için elzemdir. Nitekim Avrupa Birliğinin sadece yapay zekânın ne olduğu, tanımı, tasvirin sınırları üzerinde netleşmesi dahi iki seneyi aldı. Tam burada, Avrupa Parlamentosu’nun yapay zekâ tanımını da hatırlatalım: “İnsanlar tarafından verilen görevleri yerine getirmek için içerik, tahmin, tavsiye ve kararlar gibi çıktılar üreterek etkileştiği çevreleri dönüştürebilen yazılımlar.” Teknolojik ilerleme saikinde, insanlığın dopdolu birikimi ile vücut bulan belli doğrular öncelenirse sağlıktan enerjiye, iklimden ekonomiye tüm dünya lehine fayda sağlanacaktır. Yapay zekâ ürününün meydana getirdiği risklerin şeffaflıkla kamuoyuna açıklanması planlanmalıdır. Bu kuralı ihlal edenlere yönelik para cezası ve diğer yaptırımların uygulanmasına yönelik yargı kararları dezonformasyon ihtimalini ortadan kaldırmalı. Buradaki soru işaretlerinden biri ise cümlenin içinde saklı. Yapay zeka ürününü yapan şirket de riski saptayamıyorsa ne olacak? Büyük oranda, hukuk düzeni içinde beliren “Kusursuz Sorumluluk” halinin kabul edilip edilmeyeceğinin açıklığa kavuşturulmasında yarar var. YAPAY ZEKÂ DÜZENLEMELERİNDE KÜRESEL MUTABAKAT ŞART MI VE MÜMKÜN MÜ?
Teknolojinin, bilinç endüstrisinin, dijitalleşmenin inanılmaz ilerleyişi yapay zeka varlıklarına ilişkin dünya çapında düzenlemeleri gerektiriyor. Teknolojinin sınırsızlığı ciddi uluslararası birlik, kabul ve anlaşmaları güçlendirecektir. Peki, Avrupa Birliği dışında dünyada durum nedir?
Birleşmiş Milletler’in bu yönde bir komisyonu bulunmuyor. İngiltere, yapay zekâya ilişkin ihtilafların, zararların, sorumlulukların ulusal yasalara eklemlenmesi yönünde bir tutum içindedir. ABD’de kurallar şirketlerin kendi aralarında ve gönüllülük esasına dayalı programlarla şekilleniyor. Bu nedenle kamuoyu ve siyaset sahnesi, düzenlemelerin artırılmasına yönelik söylem birliği içinde. Çin, şirketlerin yapay zeka kullandıkları mecra ve uygulamalarda bildirim zorunluluğu getirmek üzerine çalışmalar yürütüyor.
Hukukçuların, sektör temsilcilerinin, akademinin ve elbette sivil toplumun birlikte hareket etmesi; kararların, uygulamanın, somutun oluşumunda dinamik etkendir. Küresel bir mesele addedilmesi gereken yapay zekaâ düzenlemelerinde sağlanacak uluslararası fikir birliği; istikrar, şeffaflık, öngörülebilirlik bakımından, bilhassa yapay zekânın daha ilk evresinde olduğumuz gerçeğini göz önünde bulunduracak olursak çok kıymetlidir. Tarihsel bağlamda ve uluslararası hukuk kuralları odağında, önümüzdeki süreçte yapay zekâ ekosistemi; temel hak ve özgürlükler, dezenformasyon önleme ve fikri mülkiyet hakları için işbirliği içinde kalmalı. YAPAY ZEKÂ, YASA VE DÖNÜŞÜM Hızla gelişen ve modern hayatın pek çok noktasına sirayet eden yapay zekâ teknolojisi çağın yenilik, değişim, dönüşüm alanıdır. Verilerin, algoritmaların, kural listelerinin; adaleti, sağlığı, yaratıcılığı, sanatı, iklimi, dünya gidişatının tamamını etkilediği bir zamanda asıl meselenin insanî değerlere, ilkelere, önceliklere, anlayışa yoğunlaşmak ile koşut ele alınmalıdır. Yapay zekânın dünyayı dönüştürücü geleceğini hukuki tanımlar, olgular, anlaşmalarla birlikte, en nihayetinde ulusal ve uluslararası uygulamalar oluşturacaktır. Öte yandan, fütürist bir mercekle dile getirirsek; gelecekte yapay zeka ürünlerine ilişkin dijital fikri mülkiyeti daha da çok konuşacağız. Zira içerik üretme gayesi ile yapay zekada çok miktarda kaynak veriyle tanımlanan kalıplardan yola çıkıldığı unutulmamalı. Yüklenen verilere ilişkin fikri mülkiyet haklarının ihlali halinde tazminat ve ceza sorumluluğu hususuna dikkat çekmeliyim. Gelişen bilgisayar ve yapay zekâ teknolojisinde hususiyet, orijinalite, sorumluluklar, haklar, tazminat, elbette suç ve ceza üzerinde daha da çok duracağız. Avrupa Parlamentosu’nda onaylanan Yapay Zekâ Yasası, tüketiciye yönelik yasal düzenlemelerin çerçevesini belirlemek adına mühim gelişme olmakla beraber, yapay zekâ ile yeni bir hukuk, siyaset, dil, kültür, bağlam, olgu üretiminde hayattan, insani değerlerden, vicdandan, hakkaniyetten yana olmak için birlikte fikir üretmeye ve hukuki uygulamayı birlikte şekillendirmeye devam etmenin önemi büyüktür. Şuna emin olabiliriz ki; söz konusu Yapay Zekâ Yasası hukuki kavramlar, tanımlar, başlıklar açısından bir kurallar bütününe giriş ve kaynak metin niteliğinde olacaktır.