Dünya çökerken herkesin birleştiği tek konu: Kötücül kadın
İslami anlayışa göre kadın, iç mekân olan harim’e, yani yasak mekâna aittir ve bu mekânsal bölünmeye uygun olarak kadınlar esas olarak aile içinde var olabilirler. Haram sözcüğünden gelen ‘‘mahrem’’ sözcüğü, ensest yasasının evlenmeyi yasakladığı kadın, ‘‘arada rahim bağlantısı olduğu için evlenilmesi yasak olan kadın’’ anlamına gelir. Bu bağlamda ‘‘örtünme’’, Müslüman kadının dış dünyaya çıkışını sağlamaktadır; çünkü örtünen kadın dışarıya da çıksa ‘‘içeri’’de kalmakta, mahrem dünyaya ait olduğunu hatırlatmaktadır.’’ Dışarıya çıksa bile içeride kalan bir kadın. Taciz edenin değil de taciz edilenin sınırlandırıldığı çarpık, kokuşmuş gerilim ve düzen. İşaret parmaklarının suçlayıcı tavrının odağındaki üreme dışında katkısı olmayan ve başka bir katkı sağlamasına müsaade edilmeyen bir varlık! Peki, bu biyolojik determinizmin üzerinde kışkırtıcı unsur olan kadın ve kız çocukları olmasa iktidarını kime yansıtacak toplumun egemen eril gücü? Kadının kendini koruyamaması yüzünden bir korumacılık anlayışı ve sahiplenme meselesi mi tüm bunlar? Eğer öyleyse yıllardır kan ve gözyaşının bitmediği bu doğu topraklarında aynı anlayışa ve inanca sahipseniz, kadınları, kız çocuklarını kimden koruyorsunuz siz? Bu cinsiyet belası başımıza örülmüş bir tuzak, ellerimizden yıkayıp atmamız gereken bir kir…
Kadınların gerek kamusal alanda gerek ev içinde elde etmiş olduğu tüm özgürlük edinimleri karşısında eril anlayış alanını kaybetme korkusuna girdiği için kendilerini daha az ‘‘erkek’’ hissetmeleri kaçınılmaz bir sorun haline gelmektedir. Batı-Doğu din çatışmasında İslamiyet dini örtünmenin medeniyet olduğunu savunmaktadır. Tabii başka dinlerde de örtünmenin farklı biçimleri ve nedenleri vardır ancak İslamiyet’te bu kadar hassas olmasının nedeni ise dinin ed-Din olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle batı ve doğu toplumlarında özellikle dinsel pratikler içerisinde daha sterilize edilmiş ve kadının konumu bir anlamda belirli çerçeveye sığdırmış ve ikinci plana atmış bu hâkim din anlayışında kadın iktidar için tehditten başka bir şey değildir. Bunun en belirgin örneklerini İslamiyet’in egemen olduğu toplumlarda görmek mümkündür.
Öcü nasıl kahkahadan korkarsa bu eril düzen de kadından korkmaktadır ve edinimleri yok etmek derdinin temel nedeni de aslında tam olarak bu korkudan kaynaklanmaktadır. O yüzden; ‘’Düzeni, ışığı ve erkeği yaratan bir iyi ilke vardır; bir de kaosu, karanlığı ve kadını yaratan kötü ilke[i]’’ düşüncesi abesle iştigal değildir.
Yıkılacak bir düzen var. Er geç sorulacak tüm haksızlıklar. Kadının ışığını bastırılması gereken bir kötülük olarak görenler yarattığınız tüm kötülükleri, bütün kadınların elleriyle yıkmaları dileğiyle…
Son bir yakarış: Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır. (V.Woolf)
----
Kaynakça
Berktay, F.,(2018) ‘‘Tarihin Cinsiyeti’’ Metis, 6. Basım, İstanbul
Berktay, F.,(2021) ‘‘Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Hristiyanlık ’ta ve İslamiyet’te Kadının Statüsüne Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım’’ Metis, 8. Basım, İstanbul
TCMB, Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri-Haziran 2021 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Odemeler+Dengesi+ve+Ilgili+Istatistikler/Uluslararasi+Rezervler+ve+Doviz+Likiditesi/
TCMB, Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri - Mayıs 2021 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Odemeler+Dengesi+ve+Ilgili+Istatistikler/Ozel+Sektorun+Yurt+disindan+Sagladigi+Kredi+Borcu/
[i] Pythagoras’a atfedilen deyiş( Tarihin Cinsiyeti kitabından alıntılanmıştır).
Bunlar da ilginizi çekebilir