Diyarbakır Barosu, adli yıl açılışı ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında "temel hak ve özgürlükler konusunda önemli kısıtlamalar yapıldığını, ağır hak ihlallerine, orantısız ve hukuki temelden yoksun idari uygulamalara tanıklık edildiğini" söyleyen Baro, OHAL döneminde toplam 36 KHK çıkarıldığını, sonradan çıkartılan 7145 sayılı yasa ile OHAL KHK’larının kalıcı hale getirildiğini söyledi. 674 sayılı OHAL KHK’sı ile yapılan düzenleme ile belediyelere kayyum atanmasının önünün açıldığını savunan Diyarbakır Baro'su, KHK hükmünün 5393 sayılı belediye kanununa eklendiğini ve bu hükme dayanarak 2016 yılında 94 belediyeye kayyum atandığını hatırlattı. 'Kayyum hukukun üstünlüğüne olan inancı tümüyle ortadan kaldıran bir idari darbe' BBC Türkçe'den Hatice Kamer'in haberine göre, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine İçişleri Bakanlığı'nın idari bir kararıyla kayyum atanmasını "halk iradesini hiçe sayan, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne olan inancı tümüyle ortadan kaldıran bir idari darbe" olarak tanımlayan Baro, bu uygulamaya karşı, ulusal ve uluslararası hukuk mekanizmalarına başvuracaklarını açıkladı. Barışçıl toplantı ve gösteri hakkına karşı güvenlik güçlerinin "gereksiz, keyfi ve aşırı güç" kullandığını söyleyen Baro, sokakların mülki idare amirlerinin hukuka aykırı bir şekilde tüm muhalefete yasaklandığını savundu. Baro, barışçıl gösteri ve yürüyüşler önündeki yasal ve fiili engeller ortadan kaldırılması, aşırı ve keyfi güç kullanan güvenlik güçleri hakkında, etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi gerektiğini ifade etti.
Metin Feyzioğlu adli yıl açılışında konuştu: Türkiye Barolar Birliği hiçbir siyasi partinin muhalifi veya destekçisi değildir
Türkiye'de yaşanan bu ağır tablonun en başat sebeplerinden birininin, "Kürt meselesindeki şiddet sarmalı ve çözümsüzlük politikası" olduğunu öne süren Diyarbakır Barosu'nun açıklaması şu çağrı ile son buldu: Kürtlerle, yaşadığı coğrafyaya bakılmaksızın eşitlikçi ve özgürlükçü bir yöntemle birlikte yaşamanın koşullarını yaratmalıdır. Silahsızlanma da dahil tüm şiddet araçlarını dışarıda tutan bu paradigma, yaşamın her alanını esir alan bu şiddet, kriz ve kaos halinden kurtulmanın yegane yoludur. Temel amaç toplumsal barıştır. Barış, ısrarla ve inatla talep edilmelidir." Kürtlerle, yaşadığı coğrafyaya bakılmaksızın eşitlikçi ve özgürlükçü bir yöntemle birlikte yaşamanın koşullarını yaratmalıdır. Silahsızlanma da dahil tüm şiddet araçlarını dışarıda tutan bu paradigma, yaşamın her alanını esir alan bu şiddet, kriz ve kaos halinden kurtulmanın yegane yoludur. Temel amaç toplumsal barıştır. Barış, ısrarla ve inatla talep edilmelidir."
Erdoğan, adli yılı açtı: İnsan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa, bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir