Loading...
Türkiye’deyse, iktidar yeşil dip dalgadan çekindiği için Yeşiller Partisi’nin resmileşip siyasette yerini almasına izin vermedi, hâlâ vermiyor. Yeşillerin seçimlere girmesini engelliyor.Bu sıralama gençler arasında Covid 19 ve İşsizlik krizleriyle birlikte bugün daha da öncelikli hâle geliyor. Dahası, gençler çözümü tepeden inme ve sistemi değiştirmeyen zayıf reform önerilerinde değil, güçlü ve radikal düzeyde yapılacak sistemsel değişimlerde görüyorlar. Saito’nun kitabı, bu iki sorunu birleştiriyor ve bu duygulara yanıt veren nitelikte yanıtları ortaya koyuyor ve siyasi yönetim açısından uzun zaman sağ ve muhafazakâr iktidarın olduğu Japonya’da best seller oluyor. Bu noktada iki önemli saptama yapabiliriz: Birincisi, küresel ve ülkesel düzeylerde, özellikle gençler arasında, “Yeşil Dip Dalga” diyebileceğimiz bir dip dalga var; İkincisi, yeşil dip dalganın siyasete nasıl yansıyacağı, siyasette kimi destekleyeceği konusunda belirsizlik var; kendisini hiç beklenmeyen kitapları best seller yapmaktan araştırmalara, popüler kültürden aktivizme kadar uzanan bir alanda gösteriyor. Yeşil dip dalganın siyasete nasıl yansıyacağı muğlak ve net bir yanıtı yok. TÜRKİYE, YEŞİLLER VE MUHALEFET Siyasetçiler ve siyasi partiler, yeşil dip dalganın farkında. O nedenle de demokrasi, ekonomi, güvenlik gibi iklim de artık dünyanın çoğu yerinde ana gündem maddelerinden biri oluyor. Retorik düzeyde, çoğu ülkede, her siyasetçi ve siyasi parti iklim değişikliği ve küresel ısınma sorunundan konuşuyor. Almanya gibi örneklerde, bu sorunu uzun süredir sahiplenen Yeşillerin iktidar ortaklarından biri olduğunu görüyoruz. Türkiye’deyse, iktidar yeşil dip dalgadan çekindiği için Yeşiller Partisi’nin resmileşip siyasette yerini almasına izin vermedi, hâlâ vermiyor. Yeşillerin seçimlere girmesini engelliyor. Belki de bu şekilde “yeşil dalgayı kontrol edebilirim” diye düşünüyor. Yanılma ihtimali yüksek. Muhalefetinse, retorik haricinde yeşil dalga üzerine yaptığı ciddi bir şey yok. Ne Altılı Masa ne de muhalefet partileri, iklim krizini ciddiye alıyoruz demenin ve gençler için geçici etkinlikler yapmanın ötesinde bir şey yapmıyorlar.
Daha önce önerdiğim gibi, Altılı Masa ve özellikle CHP, yeşil dip dalgayı ciddiye almalı ve bu dalganın desteğini retorik değil gerçek ve inandırıcı hamlelerle kazanmalı.Türkiye’de, yeşil dip dalga olduğunu biliyoruz; ama bu dalganın siyasete nasıl yansıyacağı sorusunun yanıtı muğlak ve belirsiz. Bu nedenle, daha önce önerdiğim gibi, Altılı Masa ve özellikle CHP, yeşil dip dalgayı ciddiye almalı ve bu dalganın desteğini retorik değil gerçek ve inandırıcı hamlelerle kazanmalı. Seçim kazanmak için Kürt vatandaşlarımızın oyları ne kadar kilit nitelikteyse, yeşil dip dalganın kazanılması da o kadar önemli. Bu iki kitleyi ve desteğini kazananın seçimleri kazanacağını söyleyebiliriz. İktidar, Yeşilleri yasaklayarak hamlesini yaptı. Altılı Masa ve CHP, Yeşillerin seçim sonrası yeni Meclis’te olmasını desteklemeli ve sembolik sayıda olsa da listelerinde partinin adaylarına yer vermeli diye düşünüyorum. Kohei Saito ve kitabı ilginç olmanın ötesinde seçimlerin hızla yaklaştığı Türkiye’de muhalefetin ciddiye alması gereken bir örnek. --- (Bu kitap ile bilgiler için Justin McCurry’in The Guardian’da 9 Eylül’de çıkan yazısından yararlandım: https://www.theguardian.com/world/2022/sep/09/a-new-way-of-life-the-marxist-post-capitalist-green-manifesto-captivating-japan )