Loading...
Üsküp’ün Yunanistan’la krizi bitti, AB’yle müzakerelere başlanacak derken bayrağı Bulgaristan devraldı. Bulgaristan, Makedonların Bulgar ulusunun bir alt grubu olduğunu ve Makedoncanın da Bulgarcanın bir lehçesi olduğunu savunuyor.Olayın tarihi arka planını anlatmak adına şu dipnotu buraya düşmem gerekiyor. 15 Ocak 1992'de Bulgaristan, o zamanki anayasal adıyla Makedonya Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olsa da ayrı bir etnik Makedon ulusunun ve ayrı bir Makedonca dilinin varlığını tanımayı reddetti. Tanıma kararının şerhinde, etnik Makedonların Bulgar ulusunun bir alt grubu olduğu ve Makedonca dilinin Bulgarcanın bir lehçesi olduğu savunuldu. Bulgaristan’a göre, bugünkü Kuzey Makedonya topraklarında meydana gelen tarihi olaylar aslında Bulgaristan'ın tarihi mirasının bir parçasıydı ve bu tarihi olaylar Kuzey Makedonya tarafından yanlış yorumlanarak çarpıtılmıştı. Bu argümanın ardından Bulgaristan, topraklarında bir “etnik Makedon azınlığın” varlığını da reddediyor. Öte yandan Makedon tarafının resmi tutumu, Makedon dilinin Bulgarca'dan farklı olduğu ve Makedon kültürel ve tarihi özelliklerinin “otantik” olduğu, dolayısıyla “Bulgar” olmadığı yönünde. Ancak, devletlerarası bu ihtilaf, iki ülke arasında 2017 yılında imzalanan Dostluk, İyi Komşuluk İlişkileri ve İşbirliği Antlaşması ile geçici çözüme kavuşturuldu. Antlaşmanın iki dilde imzalanmış olması ve bu bağlamda açıkça Makedonca diline değinilmiş olması, (en azından Makedon tarafı için) Makedonca dilinin Bulgarcadan farklı bir dil olarak resmiyette tanınması şeklinde algılandı. 2020’ye gelindiğinde ise Bulgaristan’daki Borissov iktidarı Bulgaristan’ın savlarını Kuzey Makedonya’nın nihai siyasi hedefi olan AB üyeliğini baltalamak üzere kullandı.
Bulgaristan AB üyesi olarak tüm gücünü Kuzey Makedonya'nın üyeliğini engellemek için kullanarak, Makedonların sözde Bulgar kökenlerini kabul etmelerini istiyor. Bu anlaşmazlık, Arnavutluk'un AB üyeliği yolunda ilerlemesini de durdurdu.Tüm genişleme kararları 27 ulustan oluşan bloğun oy birliğiyle onayını gerektirdiğinden, Bulgaristan AB üyesi olarak tüm gücünü Kuzey Makedonya'nın üyeliğini engellemek için kullanarak, Makedonların sözde Bulgar kökenlerini kabul etmelerini, konuştukları Makedonca dilini Bulgarcanın bir lehçesi olarak tanımalarını, 19. ve 20. yy Makedonyalı (Bulgar veya Makedon) devrimci ve komitacıları Makedon olarak yazan tarih ders kitaplarının tamamının değiştirilmesini, Bulgaristan’a yönelik sözde nefret söylemine son verilmesini ve Kuzey Makedonya'daki Bulgar azınlığın (%0.19, 2021 Nüfus Sayımı) anayasada kurucu unsur olarak tanınmasını da içeren uzun bir liste talep etti. Anlaşmazlık, AB’nin iki komşu Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’u tek bir genişleme paketi olarak ele alması nedeniyle Arnavutluk'un AB üyeliği yolunda ilerlemesini de durdurdu. 24 Haziran’da Bulgaristan Ulusal Meclisi 170 lehte, 37 aleyhte oyla, Kuzey Makedonya'nın AB katılım sürecinin önündeki engeli kaldırabilecek, ancak bir dizi koşul koyabilecek bir karar taslağını Fransa’nın önerdiği şekliyle onayladı. Bulgaristan’da düşen hükümetin giderayak yaptığı bu oylama olumlu bir adım olarak tüm AB başkentlerinde kutlansa da, sürece konacak bir dizi koşul yukarıda saydığım talepler ve daha fazlası. Kuzey Makedonya Başbakanı Dimitar Kovaçevski ise Makedon dilinin müzakere çerçevesinde net bir şekilde tanınması ve Makedon kimliğinin net bir şekilde korunmasının yanı sıra, müzakere çerçevesindeki kriterler arasında tarihi konuların yeri olmadığı ve Ulusal azınlıkların Anayasa'ya dahil edilmesi için müzakerelerin anayasa değişikliklerinden önce başlamasını koşul olarak sundu. FRANSA’NIN ÖNERİSİ NE? Bu şartlar altında Macron yine sahneye çıktı ve Madrid'deki NATO zirvesinde yaptığı açıklamada, Bulgaristan'ın komşusunun AB umutlarına karşı vetosunu kaldırmak için "uzlaşmacı bir çözüm" elde edildiğini söyledi. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de geçtiğimiz Salı günü Kuzey Makedonya'yı Fransa'nın önerdiği bu uzlaşma paketini desteklemeye çağırdı. Fransa’nın önerisi, Kuzey Makedonya’nın AB müzakere çerçevesinin Üsküp ve Sofya tarafından kabul edilecek ikili belgelere atıfta bulunmasını öncelikli şart olarak öne sürüyor. Yani bu önerinin Kuzey Makedonya Meclisi’nde de kabul edilmesi gerekiyor ancak anayasa değişikliğinin yolu mecliste üçte iki destekten geçiyor. Muhalefet için kabul edilebilir tek madde Bulgar ulusal toplumunun anayasada kurucu unsur olarak kabul edilmesi olabilir. Bulgaristan’ın AB üyesi olduğu 2007 yılından bugüne kadar 86,566 Makedon vatandaşına Bulgar vatandaşlığı verdiğini ve Bulgar vatandaşlığı alanlar arasında bugün Bulgar yayılmacılığına karşı sokağa dökülenlere öncülük eden milliyetçi muhafazakar muhalefet partisi VMRO-DPMNE nin üst düzey yöneticilerinin de olduğunu hatırlamak gerekiyor. Kuzey Makedonya Başbakanı ve Sosyal Demokratların (SDSM) lideri Kovaçevski, iktidar ortağı etnik Arnavut partisi DUI’nin yöneticileri ve Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski, Fransa’nın düzenlenmiş önerisini, Üsküp'ün tarihi hedefi olan AB'ye tam üyeliğin gerçekleştirilmesine olanak sağlayacak, kabul edilebilir bir uzlaşma olarak görüyorlar. Kovačevski, yeni önerinin Makedon dilinin diğer Avrupa dilleriyle eşitliğini sorgulamadığına inanıyor ve “teklifi reddetmek ve belirsizliği seçmek kolaydır” diyor. Öneri, Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından da tartışıldı, ardından Cumhurbaşkanı Pendarovski, Fransa’nın önerisinin katılım müzakerelerinin herhangi bir kayıp olmadan başlatılmasına izin verecek bir uzlaşma olduğunu söyledi. Milliyetçi muhalefet partisi VMRO-DPMNE'nin lideri Mitskoski, "Makedon halkının asimilasyonunun yasallaşmasına" ve "Makedonların Bulgarlaşmasına" yol açacağını söyleyerek Fransa’nın önerisini reddetmekte ısrar ediyor. Dimitar Beçev’in dediği gibi Fransa’nın önersinin Kuzey Makedonya Meclisi’nde kabul edilmesi durumunda Bulgaristan’ın veto hakkını yeniden kullanmayacağının garantisi yok. Ayrıca ülkede epey yüksek olan AB algısının da bu süreçle birlikte düşmeye başlayacağı da epey açık. Olası AB üyeliği için anayasal isminden vazgeçen Kuzey Makedonya, Macron'un 2.5 yıl önce teknik anlaşmazlıkları bahane ederek müzakere sürecini nasıl engellediğini de hatırlıyor. Öneri illa kabul edilecekse ki bunun Arnavut siyasi partilerin desteğiyle olacağı açık, o durumda da etnik gerilimlere yeniden hazırlıklı olmak gerekiyor.