Basın meslek ilkeleri ve etik/ahlak kuralları hiçbir koşulda görmezden gelinmemeli, haberin ve bilginin güvenirliliği deepfake amaçlar da dahil olmak üzere başka hiçbir olguya feda edilmemelidir. Hedef kitle ise bağımsız en az iki kaynaktan teyit etmediği sürece habere itibar etmemelidir.

Türkiye’nin geleceğini topyekûn belirleyecek olan dönemeçteki seçimlere bir hafta kaldı. Siyasi partiler, adaylar ve ilgili güç odakları sadece alanlarda, sokaklarda ve mitinglerde faaliyet yürütmüyorlar, internet ve sosyal medya mecraları siyasi kampanyaların en önemli savaş alanı hâline geldi çünkü bu mecralar üzerinden çok büyük bir kitleye ulaşıp oy verme eğilimlerine dair algılarını yönetmek mümkün. Dolayısıyla; internet ve sosyal medya mecraları kirli siyasal propagandaların en önemli sahası durumunda.

Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya üzerinden yapılabilecek kara propagandalara dair iktidar cenahını suçlayıp “Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR! Ses ve görüntüleri değiştirerek olumsuz propaganda yapabilirler. Benim bir konuşmamı veya bir görüntümü alarak bir şekilde karalamak istiyorlar.” diyerek deepfake uyarısı yaptı.

İngiliz The Observer gazetesinin haberiyle ortaya çıkan Cambridge Analytica skandalı, 2018 yılında 50 milyon Facebook kullanıcısına ait verilerin usulsüz kullanıldığının ifşa olması ile patlak verdi. İş dünyası ve siyasi partilere hizmet sunan bir veri analiz şirketi olan Global Science Research Şirketi tüketici, takipçi ve seçmen davranışlarını değiştirmek için kullanıcı verilerini uyguladığı kişilik testi yöntemiyle usulsüz şekilde elde etmişti.

Testi yapmaları için ücret ödenen Amerikalılar ile bu kişilerin Facebook arkadaşlarının sosyal medya verileri ele geçirilmişti. Şirketin, ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesinde ve İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkma (Brexit) süreçlerinde seçmen davranışları üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. Süreçte, Cambridge Analytica'nın seçim sandıklarındaki tercihleri etkileyebilecek ve öngörebilecek güçlü bir yazılım kullandığı iddia ediliyor ve bu sistem “tam teşekküllü propaganda makinesi” olarak tanımlanıyor.

Deepfake (Derin Sahte); ilk kez 2017 yılında “deepfakes” adında bir Reddit kullanıcı hesabının gerçek olmayan porno içeriklerini paylaşmasıyla gündeme geldi. Deepfake, aslında yapay zekâ temelli derin öğrenme teknolojilerinin gelişimiyle ortaya konulan, muhatabı tarafından hiç söylenmemiş veya video kaydına alınmamış, gerçek olmayan görüntü ve seslerin birleştirildiği görsel ve işitsel bir manipülasyon yöntemidir. Hiç söylenmemiş ve hiç yapılmamış bir şeyin sanki gerçek hayatta söylenmiş ve yapılmış gibi “üretilmesi” gerçekten de ürküten bir olgu.

İletişim teknolojilerinin gelişimiyle birlikte özellikle siyasi deepfake videolarının üretiminin ve paylaşımının inanılmaz bir şekilde arttığı görülüyor. Burada temel amaç dezenformasyon, misenformasyon, manipülasyon ve çarpıtma yoluyla bir kişi veya gruba dair yapay zekâ üzerinden sahte içerikler üreterek toplumun bir kesiminin algısıyla oynamak ve kitlesel bir algı tahribatı yapmaktır. Kitlelerin rasyonel olgular yerine duygusal algılar üzerinden oy vermeleri amaçlanıyor yani. Yapay zekâ teknolojilerine ulaşmanın ve kullanmanın artık çok daha kolay bir hale gelmesiyle birlikte; deepfake ile yalan üzerine kurgulanan videolarla karanlık amaçlara ulaşma isteği artık siyasal iletişimin bir unsuru haline geldi.

Deepfake teknolojisinin etkin biçimde kullanılabilmesi için yığınla video, ses ve fotoğrafa ihtiyaç var. Siyasilerin ve ünlü kişiliklerin açık kaynaklardan ulaşılabilir pek çok ses ve görüntü kayıtları bulunduğundan çok daha kolay bir şekilde deepfake kurbanı oldukları görülüyor. Derin öğrenme modelleri ve makine öğrenimi vasıtasıyla üretilen bu yalan içeriklerin gerçeklerinden ayırt edilebilmesi en azından medya profesyoneli olmayan kitleler için ilk anda neredeyse imkânsız. Rasyonel olgulara dayalı olması gereken gerçek artık “yeniden üretilebilen” bir sahteliğe ve hipergerçekliğe dönüşüyor. Yani; deepfake üzerinden “gerçek olamayacak kadar gerçek” iletilerle karşı karşıyayız çünkü yapay zekâ teknolojileri sahte ve gerçek içerikleri birbirinin içine geçirerek kurguluyor ve kitlelerin algılarını negatif biçimde yönetiyor.

Deepfake videolar 2014 yılında Ian Goodfellow tarafından icat edilen GAN (Generative Adversarial Network) üzerinden üretilir. Bir makine öğrenimi tekniği olan GAN’ın amacı mevcut veri kümelerinden algoritmik yeni veri kategorileri oluşturmak, milyonlarca insan fotoğrafını işleyerek mevcut olmayan insan görselleri yaratmak ve gerçeğine ayırt edilemeyecek kadar benzeyen yapay görüntüler sentezlemektir.

Günümüzde medya kuruluşlarının, siyasi aktörlerin ve farklı güç odaklarının amacı sadece haber veya bilgi vererek halkın bilgi edinme haklarına hizmet etmek değildir çünkü artık demokratik hedeflerin pek bir önemi kalmadı.
Genel olarak deepfake içeriklerini dört başlıkta sıralamak mümkün. Ses/video deepfake içeriklerinde bir video üzerinde ses ve görüntü senkronize edilerek, değiştirilmiş dudak hareketleri bir yüzün üzerine monte edilerek özne konuşturulur. Ses deepfake içeriklerinde bir kişiye ait sesler üzerinde oynamalarla değişiklikler yapılır veya taklit sesler kullanılarak özne konuşturulur. Video deepfake içeriklerinde bir videoda bulunan öznenin görüntüsü, yüzü, el ve vücut hareketleri gerçek olanından değiştirilerek kurgulanır. Fotoğraf deepfake içeriklerinde ise öznenin yüzü ve diğer bedensel ögeleri tahrif edilir, başka birinin yüzüyle değiştirilir veya karma bir görsel üretilir.

Derin öğrenme modellerinde kullanılan algoritma türlerinden biri olan deepfake algoritmaları, gerçek olandan ayırılamayacak sahte videolar ve görüntüler oluşturmayı sağlayan talimatlar dizisidir. Deepfake işlemi; derin öğrenme modelleri ile mevcut görüntüleri ve videoları birleştirip kaynak görüntülere veya videolara yerleştirerek sentezleme işlemidir.

Günümüzde medya kuruluşlarının, siyasi aktörlerin ve farklı güç odaklarının amacı sadece haber veya bilgi vererek halkın bilgi edinme haklarına hizmet etmek değildir çünkü artık demokratik hedeflerin pek bir önemi kalmadı. Özelikle haber olgusunun “gerçeklik” ve “hakikat” kavramlarıyla ilişkisinin zayıflaması, haberin ticari bir meta olarak değerlendirilmesi, haberin farklı güç odaklarının birbirine karşı operasyonel yayıncılığının bir aparatı hâline gelmesi, medya profesyonelleri nezdinde basın meslek ilkelerinin önemini yitirmesi gibi pek çok olgu haber kavramına olan güven duygusunu sarstı. Günümüzde haberin gerçeklik bağlamındaki güvenirliliği kitleler nazarında önemini yitirdi.

Günümüzün Post-Truth (Hakikat Ötesi) medya ortamında artık bunlar tek başına bir haberin veya iletinin güvenirliliğini kanıtlamaya yeterli değil ve “haberin teyit edilerek doğrulanması” da gerekiyor.

Rasyonel olguların bulunması beklenen haber metinleri artık hedef kitlenin farklı demografik kodlarına göre tasarlanan ve algılarına hitap eden iletiler hâline geldi. Her kesimden siyasi yelpaze içindeki kitlelerin sürekli birbirini pekiştiren paylaşımlar yapması, sürekli aynı basın mecralarını takip etmesi, sürekli kendi fikirlerine hitap eden gazetecileri izlemesi, sürekli aynı yankı odaları ve filtre balonları içinde hapsolması bir süre sonra bu kitlelerin gerçeklik algılarını etkiliyor. Derin toplumsal kutuplaşmaya sebep olan bu okuma biçimi kitleleri “öteki” olarak gördüğü her birey ve mecraya karşı duyarsız, güvensiz ve inançsız hale getiriyor.

Geleneksel/konvansiyonel medyanın hâkim olduğu ve hedef kitlenin teyit mekanizmalarına erişiminin çok kısıtlı olduğu dönemlerde tek yönlü bir haber toplama, yazma, görüntülü ve sesli haber hazırlama ve sunma mekanizması söz konusuydu. Ancak günümüzün Post-Truth (Hakikat Ötesi) medya ortamında artık bunlar tek başına bir haberin veya iletinin güvenirliliğini kanıtlamaya yeterli değil ve “haberin teyit edilerek doğrulanması” da gerekiyor.

İster bir medya kuruluşu olsun ister sosyal medya üzerinden yayın yapan kişi ve kurumlar olsun; paylaştıkları haberlerin gerçekliği ile kitle nazarındaki itibarları birbiriyle doğru orantılı olarak yükselmekte veya azalmaktadır. Bu noktada; basın meslek ilkeleri ve etik/ahlak kuralları hiçbir koşulda görmezden gelinmeyerek haberin ve bilginin güvenirliliği deepfake amaçlar da dahil olmak üzere başka hiçbir olguya feda edilmemelidir. Hedef kitle ise edindiği bilgi ve haberlere birbirinden bağımsız en az iki kaynaktan teyit etmediği sürece itibar etmemelidir.