Pazar Politik

Darbe gölgesinde seçim

Abone Ol
2023 Tayland genel seçimleri, ülkenin demokratik bir geleceği olabilmesi açısından da önemli bir sınav olacak. Mevcut iktidar döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılar bir yana, siyasi partilerin gündem maddelerinin başında yeni anayasanın halk tarafından hazırlanması ve ifade özgürlüğünün önünde büyük bir engel teşkil eden önemli yasaların yürürlükten kaldırılması veya değiştirilmesi geliyor.

Bugün başka bir ülkede de seçimler var: Tayland’da.

Tıpkı,Türkiye’dekinde olduğu gibi, Tayland’ın seçimleri de, “kader seçimleri” olarak niteleniyor. Üstelik de, Tayland’ın işi Türkiye’den de zor.

Tayland’ın askeri cuntasının eseri olan 2017 Anayasa’sına göre, muhalefetin istediği başbakanı tayin edebilmesi için, 500 üyeli Meclis’in 376 sandalyesini kazanması gerekiyor. Bu da demek ki, muhalefetin oyu toplamda %75’i bulmalı.

Muhalefet partileri, en az %75’lik bir blok oluştursa bile, askeri cunta tarafından atanan 250 sandalyeli Senato’nun da başbakanın kim olacağında söz hakkı var.

Tayland’da, özellikle gençler arasında değişim arzusu var: Kraliyet hakkında herhangi bir olumsuz görüşün dile getirilmesine cezai yaptırım getiren “Lèse-majesté” (Majeste’ye Hıyanet) kanunlarının kaldırılması isteniyor. Benzer şekilde kamuoyu genelinde,  2014’te darbe yapan General Prayut Chan-o-cha’nın ve genel olarak da Tay Kraliyet Ordusu’nun siyaset üzerindeki büyük etkisinin geride kalması arzusu  var. Seçim tarihi belirlenirken de, çoğunluğu siyasi değişimden yana olan katılım oranını düşürülmesi için oylama, üniversite öğrencilerinin final sınavları dönemine denk getirildi. Ayrıca seçmenlerin oy vermek üzere kayıtlı oldukları yere geri dönmelerini zorlaştıracak biçimde, tatil dönemiyle de çakışan bir tarih bu. Seçim sistemi darbecilere göre şekillendirildi

2014-2019’da askeri cunta tarafından yönetilen Tayland’da, darbeyi yapan ordu mensupları, ülke yönetimini ellerinde tutmaya odaklanan bir yasal çerçeve oluşturdular. Seçim süreci de, ordu yanlısı partilere avantajlar tanıyacak biçimde şekillendirildi.

2020’de Tayland genelinde “Gezi Protestolarına” benzetilebilecek gösteriler gerçekleşmişti. 2019’da darbe sonrası gerçekleşen ilk seçimlerin, askeri yönetimin sivilleşerek sürmesine ve Tayland’ın otoriterleşmesine olan tepkiyi yansıtıyordu bu gösteriler...

Türkiye’de Yüksek Seçim Kurulu’na yönelik şüphecilik gibi, Tayland’da Seçim Komisyonu’na dair tartışmalar var. 2019 seçimlerinde, sandıklar kapandıktan sonra da, sonuçlar cuntacıların lehine olacak şekilde dalgalanmıştı. Ayrıca, Türkiye’de 2017 Referandumu’nda yaşanan “YSK’nın mühürsüz oyların geçerli sayılması gibi”, Tayland’ın 2019 seçimlerinde de, koltuk sayısının hesaplanması formülü ordu yanlısı partiler lehine değiştirildi. Bu  arada, Tayland’ın Seçim Komisyonu’nun üyelerinin askeri cunta tarafından atandığını hatırlatalım.

Üyeleri cunta tarafından atanan Anayasa Mahkemesi de, hep ordunun lehine kararlar veriyor. Partilerin son anda tasfiyesi ve hatta parlamento tarafından belirlenen başbakanın “anayasal kabul edilmemesi” gibi olasılıklar da, Anayasa Mahkemesi’nin yetkisi çerçevesinde.

Senato ve Meclis’ten oluşan iki temsil mekanizması olan Tayland’da, siyaseten destek bulmasalar da, ordu yanlısı bir azınlık hükümeti kurulması mümkün. Bu durumda da, kamuoyunda huzursuzluğun yayılması ve yeniden gösteriler başladığı takdirde, ordunun darbe yapması söz konusu olabilir.

Tayland’a kadın başbakan mı geliyor?

Ülkenin neredeyse %50’lik desteğe sahip en popüler partisi Pheu Thai’ın (Taylar İçin) başbakanlık için önerdiği isimlerden en çok öne çıkan kadın politikacı Paetongtarn Shinawatra. Kampanya sürecinde hamileliğinin son döneminde olan Paetongtarn, geçen hafta da doğum yaptı. Kendisi, darbecilerin görevden uzaklaştırdığı eski başbakan Thaksin Shinawatra’nın kızı ve tıpkı babası gibi karizmatik bir lider olarak görülen popüler bir kişilik.

Pheu Thai, telekom yatırımlarıyla milyarder olan Thaksin Shinawatra’nın kurduğu ve defalarca kapatılan siyasi hareketlerin son halkası. Thaksin, sürgünde yaşıyor ama ülke politikasındaki etkisi sürüyor. Pheu Thai, ülkenin ikinci büyük partisi, liberal çizgideki “İlerle” ile koalisyon kurarak ülkede değişimi başlatabilir.

2023 Tayland genel seçimleri, ülkenin demokratik bir geleceği olabilmesi açısından da önemli bir sınav olacak. Mevcut iktidar döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılar bir yana, siyasi partilerin gündem maddelerinin başında yeni anayasanın halk tarafından hazırlanması ve ifade özgürlüğünün önünde büyük bir engel teşkil eden önemli yasaların yürürlükten kaldırılması veya değiştirilmesi geliyor.

Bakalım, Tayland’a baharlar mı gelecek; yoksa darbe mi?

ü