İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davada Danıştay savcısı Aytaç Kurt, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline karar verilmesini istedi. Danıştay Konferans Salonu'ndaki duruşmaya, taraf avukatı, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile farklı illerin baro yöneticileri katıldı. Ayrıca çok sayıda izleyici de salonda duruşmayı takip etti. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı avukat Müjde Tozbey Erden, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirmiş farklı illerden 20 kadının yakınlarıyla duruşmaya katıldıklarını belirterek, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda devletin sorumluluklarının bulunduğunu söyledi. Erden, "Burada amacımız bu kadınları öldürenleri tutuklatmak değil. İstanbul Sözleşmesi'nde kadınların korunması devlet sorumluluğuna bırakılmış. Bizim devletimiz de bunun altına imza attı. Sizler eğer İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararını onaylarsanız bu kadınların ve bundan sonra zarar görecek her kadının vebali sizin üzerinizde olacak. Bu nedenle davanın kabulünü ve kararın iptalini talep ediyoruz" dedi. 'SÖZLEŞMENİN FESHEDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ' Davacılardan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların uzun soluklu mücadelesi sonucu elde edilmiş temel bir kazanım olduğunu ifade ederek, İstanbul Sözleşmesi'nin kadınların her türlü şiddetten korunması için özenle hazırlanmış bir metin olduğunu belirtti. Sözleşmenin erkek şiddetine son vermek için muazzam bir yol haritası sunduğuna dikkat çeken Buldan, "Kadınların uzun yıllar verdiği mücadele sonucu emekleriyle, bedenleriyle, sözleriyle ve ödemiş oldukları bedellerle kazandıkları bir hak olan İstanbul Sözleşmesi'nin, bir gece yarısı bir erkek tarafından feshedilmesini asla kabul etmiyoruz" diye konuştu. 'AKIL, MANTIK VE DEMOKRASİ İLE ÇELİŞİYOR' Davacılardan CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel de davanın ülkenin geleceği açısından önemine dikkat çekerek, Türkiye'nin uluslararası bir sözleşmeden tek kişinin iradesiyle çekilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesinin ayaklar altına alındığını, anayasal güvencelerin aleyhine adımlar atıldığını kaydeden Özel, Anayasa'nın açık biçimde uluslararası anlaşmaların Meclis tarafından yürürlüğe konulup, Meclis tarafından yürürlükten kaldırılacağını kurala bağladığını belirtti. Sol Parti Genel Başkanlığı ile Denizli, Çanakkale, Kars, Artvin, Tokat, Şırnak ve Zonguldak barolarının müdafileri de çekilme kararının iptalini talep etti. 'MİLLETLERARASI ANLAŞMALAR ULUSLARARASI HUKUK İŞLEMİDİR' Daha sonra söz alan davalı avukatlarından Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Milletlerarası Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, İstanbul Sözleşmesi'nin sona erdirilmesinin Türkiye açısından kadına yönelik şiddetle mücadeleyi aksatmadığını söyledi. Topal, TBMM'nin yetkisinin onaylamayı uygun bulmaktan ibaret olduğunu, bunun dışındaki yetkinin yürütmenin takdirinde bulunduğunu bildirerek, "TBMM'nin onay yetkisine dayanarak milletlerarası anlaşmaların Cumhurbaşkanlığınca düzenlenemeyeceği iddiası hiçbir şekilde yerinde değildir. Milletlerarası anlaşmalar, uluslararası hukuk işlemidir, TBMM'nin iç hukukta kabul ettiği bir kanun değildir" dedi. Beyanların ardından söz alan Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, önceki duruşmada verdiği görüşünü tekrarlayarak, "Sözleşmeden çekilme kararına yönelik dava konusu işlemin iptalinin gerektiğini düşünüyorum" dedi. Dairenin, 14 ve 23 Haziran'da yapacağı duruşmaların ardından, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararını açıklaması bekleniyor.