Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş, ülkemizin idarî, hukukî ve siyasi yapısı üzerinde önemli sonuçlar yaratmıştır. Bunlardan biri, Kanun-i Esasi’den itibaren süregelen ve neredeyse bir buçuk yüzyıllık mazisi olan parlamenter geleneğin sona ermesidir. Diğeri, 1961 Anayasasının yürürlüğe girmesiyle başlayan, yani elli yılı aşkın bir geçmişi olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin yok edilmesi; böylece kuvvetler birliği esasına dayanan bir anayasa düzeninin kurulmasıdır. Bu hükümet sistemine geçişin yol açtığı bir başka sonuç ise uzun yıllardan beri uygulanagelen ve geniş bir alana yayılan mevzuat hükümlerinin hızla gözden geçirilerek yeni sisteme uyarlanmasıdır. Böylece pek çok kanunî düzenleme yanında seçim mevzuatında da önemli değişiklikler yapılmıştır. Ekonomik koşulların her geçen gün ağırlaşması, iç ve dış politika alanındaki sorunların çözümsüzlüğe mahkûm edilerek bir yönetişimsizlik örneğinin sergilenmesi, doğal olarak muhalefet cephesinde erken seçim kavramının sıkça tekrarlanmasına yol açmıştır. Bu ise ister istemez, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak zihinlerde bazı soru işaretleri uyandırmıştır. Bu yazıda zamanında veya erken bir tarihte yapılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin bazı hukukî tartışmalara cevap vermeye çalışacağım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine Geçiş, Cumhurbaşkanının Görev Süresini Değiştirmiş Midir? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş, Cumhurbaşkanının beş yıl olan görev süresini değiştirmemiştir. Hatırlanacağı gibi 1982 Anayasası, ilk metninde, Cumhurbaşkanının görev süresinin yedi yıl olduğu ve bir kimsenin iki defa Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği kuralına yer vermekteydi. Ne var ki 1982 Anayasasının Cumhurbaşkanının Nitelikleri ve Tarafsızlığı başlıklı 101. ve Seçimi başlıklı 102. maddeleri, meşhur 367 krizine tepki olarak 31 Mayıs 2007 tarihli ve 5678 sayılı Kanunla değiştirildi ve bu Kanun, 21 Ekim 2007 halkoylamasında kabul edilerek yürürlüğe girdi. Bu değişiklikle Cumhurbaşkanını seçme yetkisi halka tanındı. Cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili olarak ise değişik 101. maddenin 2. fıkrasında şu hükme yer verildi: “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlayan anayasa değişikliği ise Cumhurbaşkanının görev süresi konusunda hiçbir değişiklik yapmadı. 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunla değişik 101. maddenin 2. fıkrasına göre “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” Görüldüğü gibi Anayasamızın 31 Mayıs 2007 tarihli ve 5678 sayılı Kanunla değişik 101. maddesinin 2. fıkrasıyla 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunla değişik 101. maddesinin 2. fıkrası arasında hiçbir fark yoktur. Her iki hüküm de Cumhurbaşkanının görev süresinin beş yıl olduğunu, bir kişinin Cumhurbaşkanlığına en fazla iki defa seçileceğini şüpheye yer bırakmayacak bir açıklıkla düzenlemiştir. Bu nedenle 2023’te yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü bir kez daha bu makama aday olması, anayasal bakımdan mümkün değildir. Çünkü Sayın Erdoğan, bu makama ilk kez 10 Ağustos 2014’te yapılan halkoylamasıyla; ikinci kez ise 24 Haziran 2018’de yapılan halkoylamasıyla seçilmiştir. Böylece Anayasanın öngördüğü en fazla iki defa seçilme kuralı gerçekleşmiştir. Bunun aksini öne sürme ihtimali bulunmamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri 2023’ten Önce Yapıldığı Takdirde Tablo Değişmektedir Anayasamızın halen yürürlükte olan 101. maddesinin 2. fıkrası, yukarıda değindiğimiz gibi bir kişinin Cumhurbaşkanlığına en fazla iki defa seçilebileceği kuralına yer vermekle birlikte 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunla değişik 116. madde, buna bir istisna getirmektedir. Anılan maddeye göre, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.” Görüldüğü gibi madde, ilk fıkrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, 2. fıkrasında Cumhurbaşkanına seçimlerin yenilenmesine karar verme yetkisini tanımıştır. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üçüyle seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir. Bu karar, sadece Meclis’in değil; aynı zamanda Cumhurbaşkanının seçimlerinin yenilenmesine de yol açacaktır. Böylece Anayasanın 77. maddesiyle beş yıl olarak düzenlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev süresi, bizzat kendi kararıyla kısalacaktır. Keza Anayasanın 101. maddesiyle beş yıl olarak öngörülen Cumhurbaşkanının görev süresi de kısalmış olacaktır. Maddenin 2. fıkrası ise Cumhurbaşkanına seçimleri yenileme yetkisi tanımıştır. Böylece Cumhurbaşkanı, tek başına alacağı kararla kendisinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev süresini kısaltmış olacaktır. 116.maddenin içerdiği en dikkat çekici hüküm, bu maddenin 3. fıkrasında yer almaktadır. Buna göre eğer seçimlerin yenilenmesi kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alınırsa ve bu karar, bir kişinin Cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde alınmış olursa ikinci dönemini sürdürmekte olan Cumhurbaşkanı, üçüncü bir kez daha Cumhurbaşkanlığına aday olabilecektir. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Haziran 2023’ten önceki bir tarihte üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üçüncü bir kez daha aday olabilecektir. Ne var ki seçimleri yenileme kararı, 2023’ten önce Cumhurbaşkanı tarafından alınacak olursa bu karar, Sayın Erdoğan’a üçüncü bir kez daha aday olma fırsatı yaratmayacaktır. Çünkü Anayasa, Cumhurbaşkanına seçimleri yenileme yetkisi tanırken bu yetkiyi tek bir unsurla sınırlamıştır. Cumhurbaşkanının vereceği seçimleri yenileme kararı, sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev süresini kısaltmayacak, aynı zamanda kendi görev süresini de kısaltacaktır. Diğer bir deyişle Cumhurbaşkanı, kendi seçimlerinin yenilenmesi koşuluyla Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerini de yenileyebilecektir. Buna karşılık Anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçimleri yenileme kararını üç unsurla sınırlamıştır. Bunlardan ilki, söz konusu kararın ancak üye tamsayısının beşte üçü tarafından, yani 360 milletvekilinin rızasıyla verilebileceğidir. İkincisi, bu kararla birlikte hem Meclis’in hem de Cumhurbaşkanının görev süresi kısalmış olacaktır. Nihayet üçüncüsü, Meclis, bu kararı Cumhurbaşkanının ikinci dönemi sona ermeden alırsa bu yöndeki bir karar, Cumhurbaşkanına üçüncü bir kez daha aday olma olanağı sunacaktır. Seçimler Zamanında Yapıldığı Takdirde Seçim Takvimi Nasıl İşleyecektir? Anayasamızın 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunla değişik Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının Seçim Dönemi başlıklı 77. maddesi, ilk fıkrasında şu hükme yer vermektedir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır.” Görüldüğü gibi bu hüküm, yasama ve yürütme organlarının görev sürelerinin beş yıl olacağını; bu organların seçimlerinin ise aynı gün yapılacağını düzenlemiştir. Önceki seçimler, 24 Haziran 2018’de yapıldığına göre müteakip seçimin Haziran 2023’te yapılması gerekecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlayan anayasa değişikliğini takiben, 10 Haziran 1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 6. maddesi 25 Nisan 2018 tarihli ve 7140 sayılı Kanunla değiştirilmiştir. Seçim Dönemi, Seçimin Başlangıcı ve Seçim Günü başlıklı 6. maddenin ilk iki fıkrası şöyledir: “Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda bir Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte aynı gün yapılır. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren beş yılın dolmasından önceki son Pazar günü oy verilir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.” Önceki seçimler, 24 Haziran 2018’de yapılmış olup bu süre, 24 Haziran 2023 Cumartesi günü dolacaktır. Böylece yukarıda aktardığımız 2. fıkra hükmü uyarınca müteakip Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 18 Haziran 2023 Pazar günü yapılacaktır. Seçimlerin zamanında yapılması halinde seçimlerin başlangıcının ne olacağı, gene yukarıda aktardığımız hükmün 2. fıkrasının son cümlesinde düzenlenmiştir. Buna göre 18 Haziran 2023 Pazar günü yapılacak seçimlerin başlangıcı, 20 Nisan 2023 olacaktır. Bu, seçim takviminin başlangıcını ifade eden bir tarihtir. Seçimlerin Yenilenmesi Halinde Seçim Takvimi Ne Olacaktır? Seçimlerin yenilenmesi halinde bu kararın ne şekilde yürürlüğe gireceği ve seçim takviminin nasıl işleyeceği, 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinde düzenlenmiştir. Seçimin Yenilenmesi başlıklı 8. madde şöyledir: “Seçim dönemi bitmeden önce, seçimin yenilenmesine Türkiye Büyük Millet Meclisi veya Cumhurbaşkanınca karar verilmesi halinde, durum Bakanlar Kurulu tarafından kırksekiz saat içinde ilan olunur. Yenileme kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verilmişse Meclis, seçimin yapılacağı tarihi de belirler. Yenileme kararının Cumhurbaşkanınca verilmesi halinde, bu kararın verildiği günden sonra gelen doksanıncı günü takip eden ilk Pazar günü oy verilir.” Görüldüğü gibi Kanunun yukarıda aktardığımız hükmü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi takiben bu sistemin icapları dikkate alınarak değiştirilmemiştir. Bu nedenle yukarıda aktardığımız hükmü, 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanunun Anayasamızın geçici 21. maddesinin (G) bendine eklediği hükümle birlikte değerlendirmek gerekir. Bu hükme göre, “Kanunlar ve diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.” Böylece yukarıda aktardığımız 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinin ilk fıkrasının Bakanlar Kurulu’na sunduğu yetki, Cumhurbaşkanı tarafından kullanılacaktır. Şu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi veya Cumhurbaşkanı, Anayasanın değişik 116. maddesinin tanıdığı yetkiyi kullanarak seçimlerin yenilenmesine karar verirse durum, kırk sekiz saat içinde Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuna ilan edilecektir. Bu ilan işleminin hangi vasıta veya yollarla yapılacağı, kanunda açıkça zikredilmemiştir. Ancak aşağıda görüleceği gibi 6271 sayılı Kanunun 3. maddesinin 4. fıkrası, ilanın Resmi Gazete’de yapılacağını düzenlemiştir. 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinin 3. fıkrası, yenileme kararına göre seçimlerin yapılacağı tarihin nasıl tespit edileceğini düzenlemiştir. Buna göre yenileme kararı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından verildiği takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerin yapılacağı tarihi de tespite yetkilidir. 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrası, yenileme kararının Cumhurbaşkanı tarafından verilmesi halinde oy verme gününün bu kararın alındığı tarihi takiben doksanıncı günü izleyen ilk Pazar günü olduğunu düzenlemiştir. Bu ise 6771 sayılı Kanunla değişen yeni 116. maddeye göre Cumhurbaşkanının seçimleri yenileme kararı vermesi halinde doksan günlük sürenin uygulanıp uygulanmayacağı sorusunu akla getirmektedir. Sorunun cevabı, 6271 sayılı Kanunun 25 Nisan 2018 tarihli ve 7140 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 4. fıkrasında yer almaktadır. Bu hüküm şöyledir: “Seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde bu karar kırksekiz saat içinde Resmî Gazete’de yayımlanarak ilân olunur. Bu kararın verildiği günden sonra gelen altmışıncı günü takip eden ilk Pazar günü Cumhurbaşkanı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi birlikte yapılır.” Görüldüğü gibi 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen doksan günlük süre ile 6271 sayılı Kanunun 3. maddesinin 4. fıkrasında yer alan altmış günlük süre çelişmektedir. Ne var ki 2839 sayılı Kanunun 8. maddesinin doksan günlük süreye yer veren 2. fıkrası, 1987’de sözü geçen kanuna eklenmiştir. Buna karşılık 6271 sayılı Kanunun 3. maddesinin 4. fıkrasında altmış günlük süreye yer veren hüküm, bu Kanuna 2018’de eklenmiştir. Aynı alana ilişkin birbiriyle çelişen iki kanunun olması halinde sonraki kanunun önceki kanunu bertaraf edeceği kuralı karşısında altmış günlük sürenin uygulanacağı açıktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçimlerine ilişkin olarak yol açması muhtemel sorunlar ve belirsizlikler, yukarıda aktardıklarımdan ibaret değildir. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde de muhtelif sorunlar yaşanacaktır. Bu sorunlara müteakip yazımda değineceğim.