Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, terörle mücadelede atılacak adımlara ilişkin soru üzerine, terörle mücadelede kararlılığı aynı şekilde sürdüreceklerinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Bu 30-40 kilometrelik derinlik meselesi aynen devam edecek. Şu an itibarıyla Suriye ve Irak'taki derinliklere girme, oradaki teröristleri takip etme ve terörü kaynağında kurutma mücadelemiz tavizsiz devam ediyor. Sınırlarımızın ötesinde bir 'teröristan' kurulmasına müsaade etmeyeceğimizi sözle ifade ettiğimiz gibi, fiilen de ortaya koyuyoruz. Bu mücadeleden geri adım atma, mücadeleyi gevşetme asla söz konusu değildir, bu olmayacaktır. Terörist unsurlara bırakılabilecek en küçük boşluğun ulusal güvenliğimize yönelik büyük bir tehdit olduğunun bilincindeyiz ve boşluk bırakmadan terörle mücadelemizi sürdürüyoruz."
'Makamını suistimal eden, bedelini öder'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınır ötesinde PKK'ya yönelik operasyonlar devam ederken, yurt içinde terörle mücadelenin kapsamı yerel yönetimler üzerinden mi genişletilecek? Çünkü Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerinde de Esenyurt Belediyesinde olduğu gibi bir süreç yaşanmıştı. Ahmet Özer'in ve diğer terörle bağlantılı, terör suçundan yargılanan isimler hakkında CHP'nin de birtakım söylemleri ve açıklamaları olmuştu. Ancak tam da iç cepheyi kuvvetlendirme mesajları verilirken CHP'nin bu söyledikleri ne anlama geliyor? CHP ve DEM'in içerisinde bir panik havası olduğunu da görüyoruz. Bu paniğin ana sebebi Kandil'in baskısı mı" sorusuna, "Bu konuda Kandil'in baskısı olur veya olmaz bu önemli değil" karşılığını verdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
*Seçim kampanyasında bir şey söylemiştik, dedik ki 'Kesinlikle hak eden makama oturur ama hak etmeyen, makamını suistimal eden, kesinlikle bedelini öder.' Yargı, başsavcı ve savcılar, bu konuda çok ciddi bir dirayet ortaya koyuyorlar. Ben bu dirayetleri sebebiyle yargıyı tebrik ediyorum. Bu süreç içerisinde attıkları adımlarla, aldıkları mesafeyle inanıyorum ki halkımın güvenini de kazanıyorlar. Çünkü yargı eğer dik durursa, halkımın da yargıya olan güveni artarak devam eder. Terörle demokrasinin, terörle sivil siyasetin aynı koltukta taşınmayacağını her zaman söyledik, söylüyoruz. Seçilmiş olmak, kimseye terörle kol kola, yan yana yürüme hakkı vermez. Siyasetçinin görevi halkına, şehrine, ilçesine hizmettir, bölücü elebaşlarına hizmetçilik yapmak değildir. Milletin imkanlarının, Kandil'deki ve Avrupa'daki terör baronlarına veya bölücü örgütün şehir yapılanmasına peşkeş çekilmesine göz yummayız.
'Açıklanan rakamlar basit rakamlar değil'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı CHP'li belediyelerin konser harcamalarına ilişkin soru üzerine, "CHP'nin seçim mantalitesi, mantığı her zaman böyle çalışmıştır" dedi.
Yargının, bu süreci en hayırlı şekilde işlettiğini belirten Erdoğan, "Üzerine üzerine gidecekler. Çünkü eğer biz bu pislikleri temizleyemezsek, şunu bilelim ki ülkemizin geleceği de pek hayra alamet olmaz. Şu anda ben yargının çok sağlam yere bastığını görüyorum. Açıklanan rakamlar basit, ufak rakamlar değil. Bu rakamlarla ilgili belgeler ortaya çıktığında bunlar ne diyecekler? Bunun hesabını vermeleri lazım" diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
*Kamuya borçlarını ödemeyen belediyeler milyonluk eğlenceler tertip ediyor. Millet adına borçlar istendiğinde 'Bizi çalıştırmıyorlar.' feryatları koparan bir zihniyetle karşı karşıyayız. CHP'li belediyeler, her zaman için sorumsuz bir yönetim anlayışı ve kamu kaynaklarının heba edilmesinin net bir göstergesi olmuştur. Özellikle işçi grevlerinin yaşandığı, temel belediyecilik hizmetlerinin verilmediği bir ortamda, belediyelerin önceliklerini sorgulamak gerekiyor.
*CHP'nin yönettiği şehirlerden bir bir çöp dolu sokaklar, çamurlu çukurlu yollara ilişkin haberler geliyor. Biz zaten her fırsatta CHP'nin çöp, çamur, çukur olduğunu anlatıyoruz. Maalesef milletimiz acı bir şekilde bu sözlerimizin ne kadar haklı olduğunu görüyor.
*CHP'li belediyeler, kamunun kaynaklarını hoyratça harcarken, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa bunların hesabının sorulması gerekir.