Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Montrö Sözleşmesi'nin verdiği yetkiyi kullanmakta kararlıyız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanmakta kararlıyız. Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar çerçevesindeki sorumluluklarını bugüne kadar yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi, ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vazgeçmiyoruz" dedi. Erdoğan mesken ve tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV'sinin yüzde 8'e indirileceğini, ortalama aylık alt kullanım kotasının da 240 Kw'a çıkarılacağını söyledi.
Kabine toplantısı sonrası açıklamada bulunan Erdoğan şunları söyledi:
- 28 Şubat gününün yakın tarihimizdeki anlamı, 28 Şubat darbesidir. Türkiye 28 Şubat 1997'de 27 Mayıs 1960'ta başlayan darbeler silsilesinin yeni bir yüzüyle karşılaşmıştır. Ülkenin seçilmiş yönetimine dayatmalar yapıldığı, tankların sokaklarda yürütüldüğü, hükümetin istifaya zorlandığı 28 Şubat tarihin kara sayfalarından biri olarak zihinlere kazınmıştır. 28 Şubat vakası zaman içinde milli irade tarafından tasfiye edilmiştir. Türkiye'yi fay hatları arasına sıkıştıran bu girişimin müsebbipleri önce mahşeri vicdanda sonra da hukuk önünde hesap vermişlerdir. Sonraki tarihlerde aynı niyetlerle yayınlanan 27 Nisan bildirisinin de 15 Temmuz darbe girişiminin de milli irade tarafından anında cevaplanması da bir devrin kapandığının işaretidir.
- 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarımız bu kesimlerin demokratik olgunluğa ulaşamadığını ortaya koymuştur. İnsanların inançları ve değerleri ile mücadelesini, aksi yöndeki tüm iddialarına rağmen bilinçaltlarında sürdürenler var. Milletimizin 28 Şubat'ın ardından yaptığı revizyonun mesajını hala alamayanlar var. Demokrasiye, hakka, adalete, özgürlüğe saygıyı öğrenemeyenlere milletimiz asla ülkenin yönetimini teslim etmemiştir, etmeyecektir. Darbelerle, vesayetle, uluslararası operasyonlarla netice alma dönemi kapandığı için milli iradenin desteğini kazanma dışında yönetime gelmenin yolu kalmamıştır. Tek parti faşizmi milleti tehdit ederek, proje ürünü hesaplarla yola çıkıp hayaller peşinde koşanların sonu hüsrandır.
- Küresel yönetim sistemi çökmektedir. 1.ve 2.dünya savaşı hak arama değil paylaşım mücadeleleriydi. Cumhuriyetimize sıkı sıkıya sahip çıkıp bu dönemi atlatırken ciddi bedeller ödedik. Zaten sancılı olan bu sistem soğuk savaşın sona ermesiyle iyice dengesizleşmiştir. Her platformda "dünya 5'ten büyüktür" diyerek küresel yönetim sistemindeki çarpıklık her hadisede kendini gösteriyor. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenlerin gizledikleri kirli yüzleri artık tüm çıplaklığıyla ortadadır. Son olarak Ukrayna'da yaşanan gelişmeler bu gerçeği doğruluyor. Sorunun tarafı hatta sebebi olan ülkelerin aynı zamanda BMGK'de bulunmaları işleri içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Türkiye bölgesinde huzuru, barışı isteyen bir ülkedir. Bu süreçte barış ve istikrarın temini için çok yönlü diplomatik girişimlerimizi sürdürüyoruz. Korkulan oldu ve 24 Şubat'ta silahlar patladı. 12 Şubat'tan itibaren Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza ikazlarımızı yaptık. Halen Ukrayna'da bulunan Türk gemileri ile tırlarımızın durumunu yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar 5 bin vatandaşımız Ukrayna'dan ayrılmıştır.
- Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanmakta kararlıyız.
- Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar çerçevesindeki sorumluluklarını bugüne kadar yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Kendi çıkarlarımızdan ödün vermeyeceğiz. Ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğiz. Siyasi, ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vazgeçmiyoruz.
- Başlattığımız ekonomik dönüşümün kur ve enflasyon üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilere rağmen kendi modelimizi başarıyla uyguluyoruz. Bu tabloyu kriz etiketiyle sunmaya çalışanlar aynı taktiği geçmişte de denemişlerdi. PKK'dan DEAŞ'a ve FETÖ'ye kadar tüm terör örgütleri aynı gaye ile üzerimize salınmıştır. Uzunca bir süredir maruz kaldığımız nica ambargo, tuzakla ekonomimizi baltalama girişimi olmuştur. Bedeller ödedik, kayıplar verdik, yüreğimiz yandı ama yere kapaklanmadık, asla hedeflerimizden şaşmadık.
- Şimdi nihai aşamaya geçmek üzereyiz. Bunun için biraz daha çalışmaya, üretmeye, biraz daha sabra ihtiyacımız var. Bugün açıklanan veriler ekonomi programımızın başarılı yürüdüğüne işaret ediyor.
- Sadece ülkemizin değil tüm dünyanın krizi haline gelen enflasyonu süratle çözmekte kararlıyız. Yaz aylarıyla birlikte milletimizi sıkıntıya sokan enflasyonu kontrol altına almış olacağız.
- Elektrik tarifelerinde yeni düzenlemeyi netleştirdik. Meskenler ilke tarımsal sulamada kullanılan elektriği KDV'si yüzde 18'den yüzde 8'e düşürülmüştür. Ortalama tüketim sınırı aylık 240 KW'a yükseltildi.
Bunlar da ilginizi çekebilir