CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Otel konforunda olduğu iddia edilen yurtlarda, son bir yıl içinde defalarca asansör kazaları yaşandı, birçok öğrencimiz yaralandı, 22 yaşındaki Zeren Ertaş, düşen bir asansör içinde hayatını kaybetti. Gençlerimiz kötü koşulları, çamurlu akan suları, içinden pislik çıkan yemekleri her fırsatta dile getiriyor. Ama iktidar bu sorunları duymayı reddediyor, reddettiği gibi yurt fiyatlarına da yüzde 50 zam yaparak gençlerimizin yükünü artırıyor.

Bakanlık gerçekten güvenli ve konforlu barınma imkanları sunmak istiyorsa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı öğrenci yurtlarını örnek almalı. Orada gençlerimiz hem güvenli hem de insan onuruna yakışır koşullarda barınıyorlar. Gençlerimize sağlanan imkanları iyileştirmek istiyorsanız, bu yurtları ziyaret edin ve gerçek bir konforun ne olduğunu görün.

CHP İstanbul Kadın Kollarından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü açıklaması CHP İstanbul Kadın Kollarından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü açıklaması

Güzel ülkemiz genç nüfusuyla büyük bir potansiyele sahip. 85 milyonluk nüfusumuzdan her 5 kişiden biri genç. Doğru politikalar uygulansa, gençler için imkanlar yaratılsa ve fırsat sunulsa her biri yıldız gibi parlar.

Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ayrılan bütçe 171 milyar 3 milyon 724 bin TL idi. Ayrılan bu bütçe bir çok bakanlığın bütçesinin çok altındaydı. Bütçeyle gençler için yapılmayanlar ise, yapılanlardan çok daha fazlaydı.Yapılmayan yurtların acısı gençlerimizden çıkarıldı. Var olan yurtların kapasitesi artırıldı, gençlerimiz artan yatak sayısıyla koğuş gibi odalara mahkum edildi.

2025 yılı bütçe görüşmelerinde Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak KYK yurtları için “sadece barınma alanı değil modernize edilmiş otel konforunda yaşam alanları” dedi. Bakan’ın otel konforunda dediği yurtlarda son bir yıl içerisinde defalarca asansör kazası yaşandı, yaralanan öğrenciler oldu ve 22 yaşındaki Zeren Ertaş, düşen asansör içinde hayatını kaybetti. Üstelik yaşanan bu kazalar sonucunda yeterli denetimlerin yapılıp yapılmadığı, adli ve idari soruşturmaların ne şekilde yürüldüğü de bilinmiyor. Otel konforunda yurtlara örnek aranıyorsa, konforlu ve güvenli barınma ihtiyacı için İBB’nin açtığı öğrenci yurtları bakanlık için bir örnek olabilir.

Gençlerimiz kötü koşulları, çamurlu akan suları, içinden pislik çıkan yemekleri hep anlattı. Ama iktidar duymayı reddetti. Reddettiği gibi yurt fiyatlarına yüzde 50 zam yaptı

Bugün bir emeklinin, bir asgari ücretlinin çocuğu üniversiteyi kazansa da okuyamıyor. Pek çok gencimiz, yoksulluktan dolayı ya hiç kayıt yaptırmıyor ya da okulunu donduruyor. Gençlere burs diye verilen ücret günlük 66 TL’ye geliyor. 66 TL ile şu an bir insan Türkiye’de günlük nasıl geçinebilir? Eğitimi tamamlayabilmiş gençlerimiz ise işsizlik ve istihdam sorunu ile yüzleşiyor. Bir diğer yakıcı sorun ise gençler arasında her gün artan bağımlılık. Gençler bu tehlikeye karşı yeterli psiko-sosyal destekten yoksunlar.

Doğrudan gençleri ilgilendiren Gençlik Programına yatırımlar bu yıl düşürülmüş ve gençlerin bu hizmete erişmesinin yolları daraltılmıştır. Ayrıca demokrasinin gereği olan ifade özgürlüğünün gittikçe daralması, gençlerin sahip oldukları çeşitli kimlikler üzerinden çoklu ayrımcılığa maruz kalmaları da özgür bireylerin yetişmesini engellemektedir.

Böyle bir ortamda bir gencin sağlıklı bir eğitim hayatına sahip olması, kendini geliştirmesi ve ülkemizi ileriye taşıyacak çalışmalar yürütmesi beklenebilir mi?

Gençlik alanında tablo bu da, sporda iyi miyiz?

Paris 2024 Olimpiyatlarına bakalım. Tam 40 yıl sonra ilk kez altın madalya almadan döndük. Bu başarsızılık sporcularımızın değil. Onlar elinden geleni yaptı. Ancak spor politikaları yanlıştı. Sporcularımızın ihtiyaçlarıyla ilgilenmek yerine elinde bir telefonla Cumhurbaşkanının gözüne girmek için soyunma odalarında dolaşan bir Bakan izledik.

Stratejik planlar yapılmadı, sporun alt yapısına önem verilmedi, çoğu sporcumuz antrenman yapacak yer bulamadı. Amatör kulüplerimiz sahipsiz kaldı. Genç sporcularımız için yeterli sayıda ve kalitede tesis kurulmadı.

Bizim bir ilimiz kadar nüfusu olan ülkeler, sporda önümüze geçiyor. Bu ancak kötü yönetmek için özel çabayla mümkündü, bunu da başardılar. Nereden tutsak elimizden kalıyor.

Hadi olmaz ya, önümüzdeki yıl için en büyük bütçe Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ayrılsa düzelir mi bu sorunlar? Bu kafayla düzelmez. Çürüme, sadece sokaktaki şiddet ya da her gün isyan ettiğimiz adaletsizlik değil. Kurumlarımızı saran, kaynaklarımızı israf eden, hepimize zarar veren sarmal burayı da sarmış halde.

Evet, Gençlik Spor Bakanlığının yapmadığı pek çok işi, biz yerel yönetimlerimizle yaptık. Yurt da yaptık, burs da verdik, olimpiyatlarda ülkemizi de tanıttık, sporcularımıza tesis de açtık, altyapıdan şampiyonlar da yetiştirdik. Bunları kısıtlı imkanlarla, çok daha düşük bütçelerle yaptık. Ancak bakanlıktan iyi yaptık.

Elbette bu düzen değişecek. Gençlerimiz bizim iktidarımızda öz yurtlarında garip hissetmeyecek. Sporcularımız sahipsiz kalmayacak. Sağlam bir spor altyapısı ve güçlü sosyal devletle, Türk milleti sporun seyircisi olmaktan çıkacak, spor hayatın parçası olacak.

“Bütün ümidim gençliktedir” diyen Atatürk’ten ilhamla, bu millete umut olacak milyonlarca gençle birlikte tüm gücümüzle devam edeceğiz."

Editör: Haber Merkezi