Manşet

CHP'li Özel Politikyol'a konuştu: Hulusi Akar’ın cezaevine atılmalarına sessiz kaldığı silah arkadaşlarından çok sayıda destek mesajı alıyorum

Abone Ol

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, kendisi hakkında suç duyurusunda bulunan ve tazminat davası açan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar hakkında açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın talimatının ardından Akar'ın suc duyurusunda bulunması ve Bahçeli'nin, "itibarı kalmadığı" yönündeki açıklamasına karşın Özel'e özellikle sosyal medyadan yoğun destek mesajları iletilmişti. #OzgurOzelSesimizdir hashtagi ise kısa sürede TT listesinde zirveye çıkmıştı. Politikyol'a konuşan Özel, "Bizler 16 Nisan referandumuna gidilen süreçte, rejim değişikliği olarak tanımladığımız bu düzende kuvvetler ayrılığının tamamen ortadan kaldırılacağını ve bir kuvvetler birliği yaşanacağını vurgulamıştık. Şimdi, hem kendi atadığı bakanlara mahkemeye başvurması talimatını veren, hem yasama organının başkanına, 'İstifa etmeden, İstanbul’a aday ol' talimatı veren, hem de yargı organlarına, 'Metin Akpınar ve Müjdat Gezen hakkında soruşturma açın, Özgür Özel hakkında önce tazminat sonra ceza kararı verin' talimatı veren bir tek adamdan bahsediyoruz" ifadelerini kullandı. Kendisi hakkında açılan tazminat davasını yorumlayan Özel, "O mahkeme salonuna ben gideceğim, o tartışma başladığı günden beri Hulusi Akar’ın silah arkadaşlarından, cezaevine atılmalarına sessiz kaldığı silah arkadaşlarından çok sayıda destek mesajı alıyorum. Hulusi Akar, o duruşmaya gelip, silah arkadaşlarının gözüne bakabilecek midir, merakla bekliyor olacağım" diye konuştu. Özel'in açıklaması şöyle:
  • Hulusi Akar ile yaşadığınız tartışma çok konuşuldu. Sonraki süreç nasıl gelişti? Bu tartışma bundan sonra nasıl devam edecek, nereye evrilecek?
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile bütçe görüşmesinde yaşanan diyalog, kendisini hala genelkurmay başkanı sıfatıyla tanımlayan ve dokunulmazlık zırhı taşıdığını düşen bir siyasiye eleştirel sınırlar içinde, geçmiş dönemlerde yaptığı hataları da anımsatarak yönelttiğim bazı sorularla başladı. Daha sonra Hulusi Akar, atanmış bir bakan olduğu gerçeğini unutarak, seçilmiş milletvekillerine had bildirmeye, sınır çizmeye, parmak sallamaya çalıştı. Tabii ki o parmağı indirmek ve gerekli cevabı vermek bizim görevimizdi. Hulusi Akar, daha sonra bir Asya turuna çıktı, harekete geçmedi ve olay duruldu derken, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı “Önce tazminat, sonra ceza” diyerek konu hakkındaki kararını verdi. Türkiye’de hukukun terse işlediğinin göstergesi de, tam bu yaşananlar. Bizler 16 Nisan referandumuna gidilen süreçte, rejim değişikliği olarak tanımladığımız bu düzende kuvvetler ayrılığının tamamen ortadan kaldırılacağını ve bir kuvvetler birliği yaşanacağını vurgulamıştık. Şimdi, hem kendi atadığı bakanlara mahkemeye başvurması talimatını veren, hem yasama organının başkanına, “İstifa etmeden, İstanbul’a aday ol” talimatı veren, hem de yargı organlarına, “Metin Akpınar ve Müjdat Gezen hakkında soruşturma açın, Özgür Özel hakkında önce tazminat sonra ceza kararı verin” talimatı veren bir tek adamdan bahsediyoruz. Bu, Türkiye’nin geldiği demokratik standart açısından üzüntü verici olsa da, haklılığımızı kanıtlamış olması nedeniyle önemli bir noktadır. Hulusi Akar artık bir partili bakandır. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı tarafından daha görev süresi olmasına karşın genelkurmay başkanlığından alınmış, üniforması çıkarılmış ve takım elbise giydirilmiş bir siyasi kişiliktir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, “kabul edilebilir eleştiri sınırlarının siyasiler açısından daha geniş olduğu”na dikkat çekmektedir. Artık üniformasını çıkarmış bir siyasinin, kendisine içinde bulunulan bazı hassasiyetler nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1 numaralı üniformasını taşırken tanınan bazı dokunulmazlıkları beraberinde taşıması kabul edilemez. Ayrıca demokrasilerde genelkurmay başkanları da milli savunma bakanları da eleştirilebilir. Mahkeme dilekçesini yazabilmek için dahi bir tek adamdan icazet alması gerektiği anlaşılan bir bakan içinde bir tek hakaret kelimesi olmayan 7 dakikalık bir konuşma için bana hakaret davası açtı. Suç duyurusuna ise hiç değinmiyorum. O mahkeme salonuna ben gideceğim, o tartışma başladığı günden beri Hulusi Akar’ın silah arkadaşlarından, cezaevine atılmalarına sessiz kaldığı silah arkadaşlarından çok sayıda destek mesajı alıyorum. Hulusi Akar, o duruşmaya gelip, silah arkadaşlarının gözüne bakabilecek midir, merakla bekliyor olacağım. Bu yaşananlar, yürütmenin yargı üzerindeki kesin tahakkümünün en somut kanıtı olduğu için, ilerleyen yıllarda bu dönemi analiz etmek isteyenler açısından değerli olmuştur diye düşünüyorum. Bakalım, mahkeme Erdoğan’ın ağzından çıkan sözlere göre mi, hukukun evrensel ilkeleri ile siyasilerin tolere edebilmesi gereken ağır eleştiri sınırı içindeki ifadelerime uygun mu karar verecek, göreceğiz. Ayrıca bu birkaç gün içinde yaşananların, tamamen yasama dokunulmazlığı içinde kalması gereken, her şeyin konuşulabilmesi gereken yer olan parlamento kürsüsündeki ifadelere yönelen bir saldırı olması açısından da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hulusi Akar’dan Özgür Özel hakkında suç duyurusu