CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, büyük depremin vurduğu Hatay'daki konteyner kentlerde yaşanan sorunları Meclis gündemine taşıdı, soru önergesi verdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın cevaplaması istemiyle verilen önergede, kaç vaka yaşandığı, bakanlık tarafından bir çalışma olup olmadığı soruldu.

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’daki konteyner kentlerde yaşanan güvenlik sorununa dair İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi.

Soru önergesinin gerekçesinde geçen zamana rağmen sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturulamadığını vurgulayan Nermin Yıldırım Kara, “Resmi makamlardan edinilen son bilgilere göre; Hatay'da 177 konteyner kentte bulunan 51.421 hanede yaklaşık 200 bine yakın yurttaşımız kalmaktadır. 6 Şubat depremlerinin üzerinden 11 aya yakın bir süre geçmesine rağmen bu konteyner kentlerde kalan yurttaşlarımız sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarına kavuşamamıştır. Depremzede yurttaşlarımızın da belirttiği üzere, Hatay'ın birçok noktasındaki konteyner kentlerde, güvenlik sorunu en önemli sorunlardan birisi haline dönüşmüştür.” dedi.

"KLİMA ÜNİTELERİMİZ VE İNTERNET KABLOLARIMIZ DAHİ ÇALINIYOR"

Konteyner kentlerde yaşanan hırsızlık vakalarının depremzede yurttaşlar üzerinde önemli sorunlara sebep olduğunu aktaran Hatay Milletvekili, “Gelen şikayetler arasında, özellikle hırsızlık vakalarının engellenemediği ifade edilmektedir. Konutların söz verilen vakitte tamamlanmaması neticesinde; depremzede yurttaşlarımız soğuk hava koşullarını konteyner kentlerde karşılamak zorunda kalmıştır. Halihazırda kış şartlarının olumsuz koşullarına, fırtına ve su taşkınlarına maruz kalan Hataylı depremzede yurttaşlar, özellikle konteynerlerdeki klimaların dış ünitelerinin çalındığından şikayetçi olmaktadır. Bunun yanı sıra, özellikle bölgedeki esnafların internet kablolarının da çalındığı bildirilmektedir. Ticari hayatın henüz canlanamadığı Hatay’da, hırsızlık vakaları esnaflarımız için daha da büyük sorunlara sebebiyet vermektedir. Konteyner kentlerin güvenliğinin sağlanması için girişlerde mutlaka bekçi kulübeleri yapılarak gece bekçilerinin görevlendirilmesi gerekiyor. Özellikle konteyner kentlerin sık ve bir arada bulunduğu bölgelerde daha büyük güvenlik açıklarının yaşandığını görüyoruz. Mutlak suretle gece bekçileri kent civarında sürekli olarak görevlendirilmeli ve gerekirse konteyner kentlerde kamera sistemleri kullanılmalıdır. Depremzede yurttaşlarımız, güvenlik sorununun bir an önce etkili tedbirle çözülmesini ve en azından konutlara yerleşene kadar sağlıklı ve güvenli yaşam alanları sağlanmasını talep etmektedir.” dedi.

KAÇ VAKA TESPİT EDİLDİ?

Hem deprem bölgesinde hem de Hatay özelinde kaç tane suç vakası yaşandığını sorgulayan Yıldırım Kara, Ali Yerlikaya’ya altı adet soru yöneltti:

-          6 Şubat depremleri sonrası, deprem bölgelerinde kurulan konteyner kentlerde kolluk kuvvetlerince tespit edilen ve müdahale edilen kaç vaka yaşanmıştır?

-          6 Şubat depremleri sonrası, deprem bölgelerinde kolluk kuvvetlerince tespit ve müdahale edilen suç vakalarının türleri nelerdir ve yüzdelik olarak dağılımları nasıldır?

-          6 Şubat depremleri sonrası, Hatay ilimizde kurulan konteyner kentlerde kolluk kuvvetlerince tespit edilen ve müdahale edilen kaç vaka yaşanmıştır?

-          6 Şubat depremleri sonrası, Hatay ilimizde kolluk kuvvetlerince tespit ve müdahale edilen suç vakalarının türleri nelerdir ve yüzdelik olarak dağılımları nasıldır?

-          Depremzede yurttaşların yaşadığı güvenlik endişesinin giderilmesi için Bakanlık tarafından bir çalışma yürütülmekte midir?

-          Özellikle hırsızlık vakalarının sık görüldüğü yerlerde, gece bekçilerinin sayısının artırılması ya da kamera sistemlerinin etkin şekilde kullanılmasına yönelik yeni planlamalar mevcut mudur?

"KONTEYNERKENTLERDE YENİDEN GECE BEKÇİLERİ İSTİYORUZ"

11 aylık süre zarfında güvenlik sorunlarının çözülememesini eleştiren Nermin Yıldırım Kara, şunları söyledi:

"Aradan geçen 11 aya rağmen hâlâ konteyner kentlerde depremzede yurttaşlarımız güvenlik endişesi yaşıyorsa buradaki ihmalin açıklaması yapılmalı. Depremin hemen başında yağma vakaları yurttaşlarımızı endişeye sürüklemişti. En azından ilk zamanlarda başka illerden belirli süre görevli olarak gelen bekçiler vardı. Şimdi bu görevlendirmeleri göremiyoruz. Maalesef iktidar sanki Hatay’da bir normalleşme varmış gibi davranıyor, zaman geçtikçe bu mantaliteye bağlı olarak elini bölgeden daha da çekiyor.

Halbuki güvenlik sorunu dahil olmak üzere Hatay’da hiçbir sorun çözüme kavuşturulmuş değil. Hataylılar sürekli bir endişeye mahkûm edildi. Aradan 11 ay geçti ve ihmalkarlık yüzünden depremzedelerin klima ünitesi dahi çalınıyor. Biz bu durumu gidip yerinde, konteyner kentlerde tespit ettik. Zaten tüm uyarılarımıza rağmen kışa yönelik sağlıklı bir planlama yapılmamıştı. Şimdi bir de klima ünitelerinin çalınması, depremzedenin günlük yaşantısını çok daha zorlaştırıyor. Hatay’da esnafımızı ve ticaretimizi de ekonomik olarak bir türlü enkazdan çıkaramadık. Bunun üzerine bir de internet kablolarının çalındığını görüyoruz. Konutlara kısa vadede kavuşamayacağımız aşikâr, en azından mevcut yaşam alanlarımızı güvenli hale getirmeliyiz."