CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, ulusal ve uluslararası hiçbir literatürde bulunmayan bir tedavi yönteminin Ankara Şehir Hastanesi'nde COVID-19 hastaları üzerinde denendiğini açıkladı. İddiasını soru önergesiyle TBMM gündemine getiren Emir, Şehir Hastanesi yöneticilerinin internet üzerinden yaptıkları toplantılarda "28 bin hastaya baktık, hepsi çiçek gibi oldu" sözleriyle aynı tedavi yöntemini diğer hastanelere önerdiğini de öne sürdü. ETİK KURULU ONAYI YOK "Ankara Şehir Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği COVID-19 Yatan Hasta Tedavi Algoritması" adı altında yeni bir tedavi yönteminin COVID-19 hastaları üzerinde denendiğini iddia eden CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi sundu. Emir, şu ifadeleri kullandı: "Tıbbi yönden birçok sakıncası bulunan algoritma, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) literatüründe bulunmazken, etik kurul onayları da alınmamıştır. Önerilen ilaçlar arasında etkinliği ve yan etkileri bilimsel açıdan tam olarak kanıtlanmamış hidroksiklorokin (klorokin), kolşisin bulunmaktadır. DSÖ’nün, klorokin ilacının COVID-19 tedavisinde kullanımını durdurmasına ve Amerikan Gıda İlaç Dairesi’nin de (FDA) yan etkiler nedeniyle ilaçla ilgili onayını geri çekmesine karşın bu ilacın kullanımı ısrarla sürmektedir. KALBE BAĞLI KOMPLİKASYON GELİŞİYOR Klorokin tedavisinin, içerisinde hekim bulunmayan filyasyon ekipleri tarafından, kalbe bağlı yan etkileri açısından yeterli değerlendirme yapılmaksızın uygulanması COVID-19 hastalarında kalbe bağlı komplikasyonların gelişmesine sebep olabilmektedir. FDA tarafından bildirilen yan etkiler arasında da yüzde 28’lik oranla kalbe bağlı komplikasyonlar (kardiyak bulgular) birinci sırada yer alırken Türkiye’de de son zamanlarda taburcu olduktan bir ay sonra başvuru yapan bazı hastalarda kardiyak bulgular tespit edilmiş ve hatta ölümler bildirilmiştir. Tüm bu bildirimlerin Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) tarafından klorokine bağlı olup olmadığı kayıt altına alınması gerekmektedir.” DÜNYA VAZGEÇTİ, TÜRKİYE DEVAM EDİYOR COVID-19 tedavisinde kullanılmasına yönelik herhangi bir klinik çalışması ile onayı bulunmayan kolşisin tedavisinin de hastalar açısından risk doğurduğunu belirten Emir, “Bağışıklık sistemini zayıflatan kolşisin, bakteri görülmesi durumunda zatürre hastalarında öldürücü etkiye sebep olabilmektedir” ifadesini kullandı. FDA tarafından COVID-19 tedavisi için onay verilen tek ilaç Remdesivir’in kullanılmamasını da eleştiren Emir, “Tüm dünya ülkeleri, bu yöntemlerden bilimsel sonuçlarının yeterince bilinmemesi ve bazı ölümlerin bu ilaçlarla ilişkili olabileceği gerekçesiyle vazgeçerken Türkiye, ısrarla bu yöntemleri uygulamaya devam etmektedir” dedi. ALGORİTMA HEKİMLERE DAYATILIYOR “Tedavi protokolünün diğer kamu hastanelerinde de uygulanmasına yönelik baskı yapıldığı ve düzenlenen toplantılarda bazı hastane yöneticilerinin hiçbir bilimsel kanıt sunmadan '28 bin hastaya baktık, hepsi çiçek gibi oldu' gibi ifadeler kullandıkları iddia edilmektedir” ifadesini de kullanan Emir, önergesinde şu soruları yöneltti: HASTALAR ÜZERİNDE DENEY Mİ YAPILIYOR? “Protokolle ilgili Bilim Kurulu’nun görüşü alınmış mıdır? COVID-19 hastalarına klorokin ve kolşisin ilaçları uygulanırken etik kurulu onayı ile hastaların onamı alınmış mıdır? Hastalar üzerinde deney mi yapılmaktadır? Hasta grubu özellikleri değerlendirilmiş midir? Erken ve geç dönemde yaşanan komplikasyonlar ile ölüm verileri kayıt altına alınmış mıdır? KARDİYAK ÖLÜM SAYILARI BİLİNİYOR MU? Klorokin ve kolşisin ilaçları bugüne kadar kaç hasta üzerinde kullanılmıştır, klorokine bağlı kardiyak ölüm sayıları bilinmekte midir? DSÖ ve FDA onayları bulunmamasına karşın hekimlere klorokin kullanmaları yönünde neden baskı yapılmaktadır? İlacın belirli miktarlarda tüketimine yönelik bir hedef mi bulunmaktadır? COVID-19 tedavisinde kullanımı için FDA onayı bulunan tek ilaç olan Remdesivir neden kullanılmamaktadır? Remdesivir’in temininde güçlük mü yaşanmaktadır?”