CHP'den Kıdem Tazminatı Çalıştayı: Sendikaların karşı olduğu hiçbir şeyi kabul etmeyeceğiz
Cumhuriyet Halk Partisi 'Emek Büroları' tarafından düzenlenen "Kıdem Tazminatı Çalıştayı" Ankara'da yapıldı. Çalıştayda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'sosyal devlet' vurgusu yaptı
Cumhuriyet Halk Partisi İşçi Sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına bağlı olarak kurulan Emek Büroları, kıdem tazminatının fona devredilmesi planının yeniden gündeme gelmesi üzerine Ankara'da "Kıdem Tazminatı Çalıştayı" düzenledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir ve 35 sendika genel başkanının katıldığı çalıştayda toplam 55 kurumdan temsilciler yer aldı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU'NDAN SOSYAL DEVLET VURGUSU
Çalıştay'da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu işçilerin haklarının ellerinden bir bir alındığını ifade ederek çalıştayın bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu şunları ifade etti: Bugün bu toplantı bana göre bir dönüm noktası. Burada farklı konfederasyonlardan ortak ses çıktığını görüyorum. 1980'lerde elde edilen kazanımlar işçilerin elinden alındı. Bir darbe yönetiminin işçilerin elinden aldığı hakları, iktidarlar neden işçilere geri vermedi?
Eğer siz hala ve hala sendikal hareketin karşısında duran siyasi partileri iktidara getirmeye devam ederseniz çok ağlarsınız. 3 konfederasyonumuz var, hiç birini birbirinden ayırmayız. Bir konu var çok önemli. Küçük ayrıntılarla boğulup kalmamalıyız. Önce teşhisi doğru koymalıyız, teşhisi doğru koymazsak tedaviyi yapamayız.
Ayağımızın altından kayıp giden bir kavram var: Sosyal devlet. Bir işçi sendikası grev kararı alıyor, milli güvenlik gerekçesiyle iptal ediliyor. Sendikadan ses çıkmıyor.
3 konfederasyona sesleniyorum. Alın terini, emek en yüce değerdir diyor muyuz? diyoruz. Ön yargılarımızdan kurtulup sandığa gitmek zorundayız. Aksi halde bir ağlama duvarının önünde ağlayacaksınız, karşınızdakilerin kişiler değil bir duvar olduğunu göreceksiniz.
"SİYASAL İKTİDARA DESTEK SENDİKASIZLAŞMAYI ARTIRIYOR"
Konuşmasını AKP'nin ekonomi politikalarını eleştirerek sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu "İşsizliği oluşturan ekonomik politikaları kim ortaya koyuyor?" diye sorarak hükümeti işaret etti. AKP'ye verilen her türlü desteğin sendikasızlaşmayı artırdığını söyleyen Kılıçdaroğlu şunları ekledi: Sendikalı işçilerden fazla taşeron işçileri var bugün ülkede. Çalışma hayatının nerelere sürüklendiğini gösterir. İş kazalarında kaybettiğimiz 2016 yılında 56'sı çocuk 1970 işçimiz hayatını kaybetti.Bunların hakkını arayan var mı arkadaşlar?
Sizlerden tek isteğim, ön yargılarımızdan arınalım. Elimizi vicdamıza koyalım düşünelim.
İşsizlik fonunda biriken para nereye gidiyor? İstedikleri gibi kullanıyorlar. İşçi sendikaları da hükümete 'siz bu parayı ne yapıyorsunuz' diyor lar mı?
Asgari ücreti Türkiye'nin gündemine getiren partiyiz. 1500 lira olacak dediğimizde parayı nereden bulacaksınız demişti. Biz verdiğimiz sözleri tuttuk. Bizim bütün belediyelerimizde taşeron işçiler dahil asgari ücret en az net 1500 liradır. Bütün mesele topladığınız vergilerin hesabını veriyorsanız, demokratsız, işçinin hakkını koruyorsunuzdur.
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VELİ AĞBABA: SENDİKALARIN KARŞI OLDUĞU HİÇBİR ŞEYİ KABUL ETMEYECEĞİZ
Çalıştayda CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'da konuştu. Emek Büroları'nın etnik ve kimlik temelli yapılan siyasete karşı kurulduğunu vurgulayan Ağbaba konuşmasında şunları söyledi: CHP olarak iktidarın yapmadığını yapıyoruz, bir çalışmayla kıdem tazminatını tartışıyoruz. Gün sonunda çıkan sonucu iktidar ile de paylaşacağız. Bu mesele hayati bir meseledir. Uzlaşma olmadan yapılan tüm çalışmalara karşıyız. Emek en yüce değerdir ilkesini benimsemiş bir parti olarak, sendikaların karşı olduğu hiçbir şeyi kabul etmeyeceğimizi bir kez daha söylüyoruz.
DİSK GENEL BAŞKANI KANİ BEKO: İSTENEN SİSTEM KÖLELİKTİR
DİSK Genel Başkanı Kani Beko da çalıştaydaki konuşmacılar arasında yer aldı. Kani Beko kıdem tazminatı ile istenen şeyin kölelik sistemi olduğunu açıkladı. Kıdem tazminatının patronların talebi olduğunun altını çizdi.
Kani Beko şunları ifade etti: Kıdem tazminatı patronların talebidir. Patronlar işçileri kapının önüne koyarken işçiye ücret vermek istemiyorlar. Kıdem tazminatı işçinin iş güvencesidir. Kıdem tazminatı sadece parasal bir konu değil, dolaylı bir iş güvencesi sistemidir. Kıdem tazminatının fona devri işten çıkarmaları kolaylaştırır. Kıdem tazminatı işverenlerin bireysel sorumluluğudur, bireysel borcudur ve öyle kalmalıdır. Hükümet programlarında sık sık işgücü piyasasının esnekleşmesi için kıdem tazminatının fona devrinin gerektiğini ifade edilmektedir. Dolayısıyla kıdem tazminatının fona devri işçi çıkarmayı kolaylaştıracak, esnekliği artıracaktır. Fon, kıdem tazminatını 10-15 güne düşürecek
İşçi lehine diye sunulan fonun gerçek amacı kıdem tazminatını düşürmektir. Hükümetin hazırladığı Ulusal İstihdam Stratejisi’nde “Kıdem tazminatının yüksekliği, işletmeler açısından önemli bir maliyet kaleminin ortaya çıkmasına neden olmaktadır” denmektedir. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının 30 günden 10-15 güne düşmesi neredeyse kesindir. Kamu kaynaklarının kullanılmasına karşıyız. Kıdem tazminatı işverenin bireysel borcudur bu yüzden kamu kaynaklarından ve işsizlik sigortasından kurulacak fona kaynak ve pirim kesintisi aktarılmasına karşıyız. İşverenlerinin borcunun halkın sırtına yıkılmasına hayır diyoruz.
KORKUT BORATAV: BÖLÜŞÜM İLİŞKİLERİ AKP DÖNEMİNDE KÖTÜYE GİDİYOR
Marksist ekonomist Korkut Boratav Çalıştay'da AKP döneminde emeğin durumu üzerine bir konuşma yaptı. Korkut Boratav Şunları söyledi:
12 Eylül’ün ana işlevlerinden biri, ücret paylarının katma değer içinde düşmesidir. Koalisyonlar döneminde bu biraz daha artmıştır. Popülizm, sermaye çevrelerinin ideal olmayan koşullarda emeğe verilen ödülleri kötülemek için kullanılan bir terimdir. Popülizm bir felakettir ve önlenmesi lazımdır. Mesela tek parti iktidarı popülist bir söylemdir.
Bölüşüm ilişkileri AKP dönemi içerisinde her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Eğer bir toplumda kuvvetli sınıf bilinci yoksa, kişiler kendi geçmişine bakar. Yani ortalama işçinin milli gelirde payı düşmüştür ama geçmişine göre artmışsa, kişiler buna bakar, bu önemli bir noktadır. Türkiye’de dış dünyadan gelen yabancı sermaye tüketimi beslemiş, arttırmıştır. Tüketim gelirin de üzerinde artmaktadır, tüketim geliri aşmıştır. Borç tuzağıyla özel tüketim artmıştır.
TÜRK İŞ GENEL BAŞKANI ERGÜN ATALAY: AYNI PARTİYE OY VERİRSEK SORUNLAR ÇÖZÜLÜR
Asgari ücretin altında maaş veren bir sürü iş yerimiz var, 10 yaşında çalışan çocuklarımız var, taşeron işçilerimiz var... İşçi, memur, esnaf, çiftçi; biz bu ülkenin yüzde yetmişiyiz. Kıdem tazminatı mevcut halinden bir adım geriye giderse bizim hiçbir anlamımız kalmaz. Kıdem tazminatı almayanlar alanlardan daha çok diyorlar. O zaman mevcut hali düzenleyelim. Biz üç konfederasyon başkanı, ne zaman aynı partiye oy veririz, bu sorunlar o zaman çözülür. Nokta kadar geriye gidişe izin vermeyiz.
Bunlar da ilginizi çekebilir