Pazar Politik

CHP’de parti üyeliği ve seçim performansı: Kilit parti üyelerinde mi?

Abone Ol
Üyelerin sayısal fazlalığı seçmen desteğinin artmasını sağlayarak, daha geniş bir seçmen tabanına ulaşılmasına ve seçimlerde daha fazla oy alınmasına imkân verebilir mi? Tanju Tosun, Gülgün Erdoğan Tosun ile birlikte bu soruya cevap aradı. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerine ilişkin olarak CHP ve Kılıçdaroğlu’nun performansı ile sonuçları politik, sosyolojik, ekonomik, psikolojik, psikanalitik[1] boyutları ve nedenleriyle tartışılmaya devam ediyor. Yanıt aranan temel soru; “Seçimler nasıl kazanılabilirdi?”. Verilen yanıtların her biri başarı imkanlarına dair bir perspektif sunmakla birlikte, derinlemesine incelenmeye ihtiyacı duyulan olgulardan biri CHP üyeliğinin niceliksel durumudur.

Partilerin seçim kazanması için üyelik gerek niceliksel gerekse aktivizm anlamında olmazsa olmazlardan. Çünkü, siyasi partilerin üye sayısı ile seçim başarısı arasında karmaşık ve çok faktörlü olsa da dikkate değer bir ilişki mevcuttur. Parti üyeliği seçim kampanyaları, parti örgütü, finansal kaynaklar ve seçmen mobilizasyonu gibi faktörlerle etkileşime girer, bu etkileşim seçimi kazanmada seçim atmosferi, adayların popülaritesi, parti politikaları, ekonomik koşullar, seçim sistemi gibi faktörler kadar seçim başarısını etkileyebilir.

Üyelerin sayısal fazlalığı seçmen desteğinin artmasını sağlayarak, daha geniş bir seçmen tabanına ulaşılmasına ve seçimlerde daha fazla oy alınmasına imkân verebilir. Partiler ne kadar çok üyeye sahip olursa, seçim kampanyalarının yürütülmesi için önemli bir insan kaynağına sahip olurlar. Daha fazla üye, daha fazla gönüllü, daha fazla çalışma ve daha fazla kaynak olacağı için, son tahlilde üye çokluğu partiye seçimlerde avantaj getirebilir.

Sayısal olarak geniş üye tabanı, parti örgütünü güçlendirebilir. Çünkü, üye sayısı arttıkça, parti daha fazla gönüllüye ve daha geniş yerel örgütlenmeye ulaşabilir. Bu durum saha çalışmalarında, yeni seçmen kazanmada, seçim süreçlerinde sandıklarda görev alacak insan gücü anlamında partiye avantaj sağlayabilir.

Parti üye sayısının artışı partiye yönelik maddi desteklerin artmasına, partinin finansal yapısının gelişmesine katkıda bulunabilir. Üye aidatları ve bağışlar, partiye daha fazla mali destek sağlar. Bu da daha etkili seçim kampanyaları yürütme ve reklam, miting, broşür dağıtımı gibi faaliyetlere yatırım yapma imkânı sunabilir. Daha geniş bir üye tabanı, seçmenleri mobilize etmek için daha fazla kaynağa sahip olmaya yardımcı olur.

Parti üyeleri, seçmenlere parti politikalarını ve seçim dönemlerinde adaylarını tanıtarak, onları seçime katılıma teşvik edebilir. Bu yolla partiye daha fazla seçmen desteği gelebilir. Belirtilen bu katkıların gerçekleşebilmesinin koşulu tabii ki sadece üyelerin sayısal çokluğu değildir. Partiye kayıtlı olsa da parti faaliyetlerine katılım düzeyi yani aktivizmi düşük üyelerin katkısı sınırlı olur.

Parti üyeliğinin işlevselliği ancak aktif olmalarıyla mümkün olsa da üyeliğin niceliksel durumu partinin toplumun kılcal damarlarına sızabilmesi için zorunlu ve ilk politik lojistik kaynağıdır. Üyelik yapısı anlamında birbirinden farklı olan kadro partileri ile kitle partileri ayrımında, kadro partileri kitle partileri kadar üyelik yapısına önem vermemekle birlikte, bu tamamen üyelik yapısını görmezden geldikleri anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla tüm partiler kendi ideolojilerine ve örgütlenme kültürüne bağlı olarak üye yapısını güçlendirme arayışı içindedirler. Üye sayısının az olduğu durumlarda, partiler parti içindeki politik sosyalizasyonla süreç içinde yeni üye kazanmaya çalışırlar.

Parti üyeliğinin işlevselliği ancak aktif olmalarıyla mümkün olsa da üyeliğin niceliksel durumu partinin toplumun kılcal damarlarına sızabilmesi için zorunlu ve ilk politik lojistik kaynağıdır.
CHP ÜYELİĞİ: NİCELİKSEL GÖSTERGELER Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre Ocak 2023 itibarıyla faal toplam 127 partinin üye sayısı 15.431.731’e ulaşmış olup, 25’inin hiç üyesi yoktur. Üçü hakkında ise bilgi bulunmamaktadır. En az her 5 seçmenden 1’i siyasi parti üyesidir[2]. CHP üye sistemi kayıtlarına göre, Haziran 2023 itibarıyla CHP’nin kayıtlı 1.380.091 üyesi bulunuyor. 2020’de 1.257.753 üyesi varken, bugün bu sayıya ulaşılmasının anlamı, 3 yıl içinde üye sayısında 122.338 artışın sağlanmış olması demektir.

İllerdeki CHP Üye Sayısına Göre İl Sayısı

CHP’nin illere göre üye sayısına bakıldığında, 100.001 ve üzeri üyesi bulunan sadece 2 il (İstanbul: 290.326, toplam üyelerin %21’i ve İzmir:170.572, toplam üyelerin %12,4’ü) bulunuyor. 50.001-100.000 arasında CHP üyesi olan 2 il ise Ankara (90.207) ve Antalya (50.740). 33 ilde partinin üye sayısı ise ancak 1-5.000 arasında kalıyor. Kilis (854) ve Bayburt’ta (463) 1.000 üyenin altında olması ise çarpıcıdır. CHP üyelerinin %43,6’sı sadece 4 ilde bulunuyor: İstanbul ve İzmir dışında, Ankara (90.207) ve Antalya’da (50.740).

ü

Haritada yer alan illere göre üye sayısı CHP’nin son seçimlerde aldığı oy oranlarının ülke seçim haritasındaki dağılımına benzemektedir. İzmir’den başlayarak Adana’ya kadar uzanan kıyı hattı boyunca seçmen tabanındakine benzer bir örgütsel yoğunluk dikkat çekiyor.

Grafikte gösterilen illere göre üye dağılımı örgütsel yoğunluk dengesizliği açısından dikkate değer olup, CHP’nin büyük kentlerden küçük kentlere doğru gidildikçe seçmen desteğinin zayıf olmasını da açıklayabilecek bir değişken olabileceği söylenebilir.

ü

İllerdeki Üye Sayısının İllerdeki Kayıtlı Seçmen Sayısı Oranına Göre İl Sayısı

İllerdeki üye sayısının illerdeki kayıtlı seçmen sayısı oranı ışığında bakıldığında, Tunceli seçmen sayısına göre üye yoğunluğu açısından oranın %5 ve üzerinde olduğu tek il. İldeki kayıtlı seçmenin %8,7’si CHP üyesi. Bu oranın %4,01-5 arasında olduğu 6 il (İzmir, Kırklareli, Muğla, Artvin, Aydın, Erzincan) bulunurken, 29 ilde kayıtlı seçmen sayısına göre üye sayısı oransal olarak %1,01-1 arasında. Bu tablo üye sayısı anlamında partide örgütsel yoğunluğun zayıflığına ilişkin dikkate değer bulgular içeriyor.

CHP’nin Kuzeydoğu, Orta ve Ortadoğu Anadolu’da ortalama üye sayısının 100.000’e dahi ulaşamaması bölgede 14 Mayıs’taki zayıflığının örgütsel dinamikleri konusunda açıklayıcı olabilir.
BÖLGELERE GÖRE ÜYELİK VE CHP ÖRGÜTSEL YOĞUNLUĞU

CHP’nin örgütsel yoğunluğu TÜİK İstatistiki Bölge Birimleri sınıflandırmasına göre bölge bazlı incelendiğinde, bölgesel dengesizlik çok net olarak görünüyor. Tablo ve harita CHP oylarının 14 Mayıs seçiminde de bölgesel anlamda farklılaşmasını anlaşılır kılıyor. Üye sayısına bağlı örgütsel yoğunluk düşükse, seçmen tabanının darlığı anlaşılabilir.

ü

Bölgelere Göre Kayıtlı Üye Sayısı ve Oranı

Görüldüğü gibi, CHP’nin toplam üyelerinin %57,7’si 3 bölgede. Yani en az her 2 üyesinden 1’i sırasıyla Ege, İstanbul veya Akdeniz’de. Karadeniz’de tüm üyelerin sadece %8,47’sinin bulunması, Kuzeydoğu, Orta ve Ortadoğu Anadolu’da ortalama üye sayısının 100.000’e dahi ulaşamaması bölgede 14 Mayıs’taki zayıflığının örgütsel dinamikleri konusunda açıklayıcı olabilir. Her 5 üyeden 1’inin Ege’de, 1’inin ise İstanbul’da olması bu bölge kentlerinde CHP’nin ya kendi ortalamasının üzerinde ya da en yüksek oylara ulaşması bölgedeki seçmen desteğinin sosyolojik dinamiklerini anlamamız açısından önemlidir.

CHP’DE ÜYE BAŞINA DÜŞEN KAYITLI SEÇMEN SAYISI VE OY PERFORMANSI

Üye başına düşen kayıtlı seçmen sayısı örgütsel yoğunluğu anlamak adına önemli bir değişkendir. Üye başına düşen kayıtlı seçmen sayısı yüksekse bu yoğunluk düşük, düşükse yoğunluk yüksektir.

Harita ve grafiğin gösterdiği gibi, üye sayısı temelli örgütsel yoğunluğun en yüksek olduğu iller Tunceli (1 üyeye 11 seçmen), İzmir, Kırklareli (1 üyeye 20 seçmen), Muğla ve Artvin’dir (1 üyeye 21 seçmen). Örgütsel yoğunluğun en zayıf olduğu iller sıralamasında Şanlıurfa, Konya, Siirt, Erzurum ilk sıralarda yer almaktadır. Şanlıurfa’da 1 üyeye 165, Konya’da 159, Siirt’te 157, Erzurum’da 143 seçmen düşüyor. Bu illerde CHP oylarının düşük oluşu (Şanlıurfa % 8,1, Konya %13,7, Siirt’te %7,2, Erzurum’da %7) örgütsel yoğunlukla oy performansı arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından önemlidir. Diğer yandan, örgütsel yoğunluğun en yüksek olduğu Tunceli’de oy oranı %32, İzmir’de %40,9, Kırklareli’nde %45,4, Muğla’da %37,6, Artvin’de %29,9 olması üyeliğin parti oy performansı anlamında ne kadar önemli olduğunun bir diğer yansımasıdır.

CHP’de üye sayısının oy/seçim performansıyla ilişkisi aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. CHP’nin oy oranlarına göre üye sayısı ve il sayısına bakıldığında, oy oranının %40,01 ve üzerinde olduğu 2 ilde (Kırklareli, İzmir) toplam üye sayısı 184.988 iken, oylarının %30,01-40 aralığında olduğu 17 ilde bu sayı 426.811.

Oy Oranları Gruplarına Göre CHP Üye Sayısı ve İl SayısıEn yüksek oy aldığı illerde ortalama üye sayısı 92.494 iken, %5,8-8,7 arasında en düşük oy aldığı 11 ilde (18 ilin 6’sında İYİP’le ittifak olduğu için hesaplamaya dahil edilmemiştir) ortalama üye sayısı 5.755, %10,01-20 arasında oy aldığı 15 ilde ortalama üye sayısı 7.612, %20,01-30 arasında oy aldığı 29 ilde 20.372 üye, %30,01-40 arasında olduğu 17 ile ortalama üye sayısı 25.106’dır. Bu tablo çok net olarak örgütsel yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde CHP oylarının yüksek, üye sayısının düşük olduğu yerlerde seçmen desteğinin zayıf olduğuna işaret ediyor.

CHP’nin önünde iki seçenek var: Ya seçim dönemlerinde ittifak yaparak oylarını matematiksel olarak arttırarak yerel ya da ulusalda konjonktürel olarak iktidar olmaya çalışma ya da politik ve sosyolojik olarak örgütsel yapıyı yoğunlaştırmak için üye sayısını arttırmak.
CHP’DE PARTİ ÜYELİĞİ SEÇİM KAZANMANIN KİLİDİNİ AÇABİLİR Mİ? CHP, yönetim kadrosu ve örgütsel yapısıyla seçim dönemine kadar başarılı muhalefet yapsa da topluma örgütsel anlamda yayılma odaklı örgütsel yoğunluk kapasite yetersizliği yaşamıştır. Bir sosyal ağ olarak üye sayısının sınırlılığı nedeniyle tüm kanallarla toplumun en ücra köşelerine ulaşamadığı için, daha ziyade seçim kampanya dönemlerinde Panebianco’nun[3] kavramsallaştırdığı seçimlik-profesyonel parti formatıyla zayıf yatay ağlarla seçim kazanmaya çalışıyor.

Seçimler sona erdikten sonra, bir dahaki seçime kadar parti siyaseti ya merkez yönetim ya da taşra teşkilatlarında örgütlerde üye yetersizliği nedeniyle toplumla buluşma konusunda sıkıntı yaşıyor. Yukarıda resmedilen bulgular CHP’nin Türkiye siyasetinde seçim kazanan parti olabilmesi için önünde iki seçenek olduğunu gösteriyor: ya seçim dönemlerinde ittifak yaparak oylarını matematiksel olarak arttırarak yerel ya da ulusalda konjonktürel olarak iktidar olmaya çalışma ya da politik ve sosyolojik olarak örgütsel yapıyı yoğunlaştırmak için üye sayısını arttırmak, partiyi ideolojik, programatik olarak toplumun en ücra köşelerine kadar toplum sensörü üyeleri ile giderek anlatmak, örgütle seçmen arasındaki bağı yeni seçmen ittifaklarıyla birlikte güçlendirmektir. Bunun başlangıcı ise örgütsel anlamda zengin yatay sosyal ağlar şeklinde işleyecek yeniden yapılanmadan geçiyor.

---

[1] Seçimleri psikanalitik açıdan değerlendiren bir yazı için bkz. Oğuzhan Nacak; “Seçimler ve Psikanaliz”, https://birikimdergisi.com/kisiler/oguzhan-nacak/16473 [2] Tanju Tosun; “Toplumsal sensörler olarak parti üyeleri ve Mayıs 2023 seçimleri”, https://www.politikyol.com/toplumsal-sensorler-olarak-parti-uyeleri-ve-mayis-2023-secimleri/ [3] Bkz. Angelo Panebianco; Political Parties: organization and power, Cambridge University Press, Cambdridge, 1988.