Adana’da Süleymacılara ait bir yurtta çıkan yangında 11 çocuk ve bir yurt görevlisi hayatını kaybetti. Ergenekon iddianamesinde yer alan Genelkurmay raporunda; Süleymancılara ait olan Yurt ve Okul Talebelerine Yardım Demeği’nin uygun ortam bulduğunda örgütlenmek için yurt açtığı belirtildi AKP iktidarı “dindar-kindar nesil yetiştirme” projesinin bir parçası olarak eğitimi gerici, dinci cemaat, tarikat ve vakıflara teslim etti. Devlet yurtlarını yaygınlaştırıp geliştirmek yerine denetimden uzak paralı cemaat yurt ve evlerine öğrencileri mecbur bırakan Saray iktidarı, çocukların buralara emanet edilemeyeceğine dair yükseltilen seslere kulak vermedi. Ensar Vakfı’nda yaşanan çocuk istismarının ortaya çıkması ile eğitimin gerici kurumlara bırakılmasının nerelere vardığı görülürken, “Hepimiz Ensarız” diyerek Saray iktidarının Ensar Vakfı’nı savunması; çıkar ilişkilerini göstermişti. Adana’da 29 Kasım akşamı Süleymancılar cemaatine ait Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan yangında 11 çocuğun ve 1 yurt görevlisinin yanarak hayatını kaybetmesi, devlet ve cemaatler arasındaki kirli ilişkinin yeni bir sonucu oldu. Yurdun önüne gelen ve çocuğunun kayıp olduğunu belirten bir baba, devlet yurdunun yıkıldığını söyleyerek, “Burası Süleymancıların yurdu. Yurdu yıktılar, bizim çocuklarımızı buraya yerleştirdiler” dedi GENELKURMAY: “UYGUN ORTAM BULDUKLARI YERDE YURT AÇARLAR” Genelkurmay’ın belgelerinde de yurdun Süleymancılara ait olduğu bilgisi yer alıyor. Nedim Şener’in “Ergenekon Belgelerinde Fethullah Gülen ve Cemaat” kitabında, Ergenekon iddianamesi eklerinde Genelkurmay Başkanlığı’nın Mayıs 2002 tarihli “İrticai Örgütierin Tehdit Değerlendirmesi” başlıklı raporun ve bu raporda Süleymancıların stratejilerinin yer aldığı belirtiliyor. Nedim Şener’in kitabında, Süleymancılıkla ilgili bölümde yurda dair şu ifadeler yer alıyor: “Uygun ortam buldukları her beldede statüleri aynı olan, Yurt ve Okul Talebelerine Yardım Demeği (KOTYD) ve Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Dernekleri (TÇTYD) adı altında dernekler açma…” KADERCİLİK DEVREDE Devletin sorumluluğunun olduğu, devlet politikaları sonucunda yaşanan katliamların ardından oluşturulan “kader” dili, 11 öğrencinin yanarak hayatını kaybetmesinden sonra da devreye girdi. CNN Türk ekranında Şirin Payzın’ın sunduğu “Ne Oluyor” programına katılan Prof. Tayyar Arı, Adana’da yaşananlar için “Kader sonuçta” yorumunu yaptı. “Derneğimiz önemli bir görevde bulunuyor” AKP Adana Milletvekili Necdet Ünüvar’ın, yangının çıktığı yurdun bağlı olduğu Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği’nin etkinliğine katılarak, derneği övdüğü ortaya çıktı. Ünver konuşmasında şunları söyledi: “Öğrencilerimizin en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için toplumun her kesimine görev düşüyor. O yüzden Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneğimiz önemli bir görevde bulunuyor. Buradaki ürünlerden elde edilecek gelirler değerli genç öğrencilerimize verilecek. Onlar aldıkları yardımlarla bu ülke için daha güzel şeyler yapma konusunda güç kazanacaklar. Derneğimiz bu ülkeye faydalı insanlar yetiştirmiş bir dernektir. Benimde eğitim sürecimde bir süre kaldığım ve yad ettiğim bir dernektir. Dernek yöneticilerimizi, kermesimize katkıda bulunan değerli kardeşlerimiz ve kermese iştirak eden muhterem kardeşlerimizi kutluyor, kermesimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.” Nedim Şener’in kitabında yer alan Süleymancılarla ilgili bölümün tamamı şu şekilde: SÜLEYMANCILIK 1.Genel
  1. Tarihi Gelişimi:
(1) Süleyman Hilmi Tunahan tarafından esasları ortaya konulan bir radikal grup olan Süleymancılar, şer’i esasları benimsemiş olmasına rağmen milli görüşçülerin fikirlerini kabul etmemektedirler. (2) Süleyman Hilmi Tunahan, 1930-1936 yılları arasında İstanbul’da çeşitli camilerde resmi vaiz olarak görev yapmıştır. Daha sonra Süleymancıların başına geçecek olan Kemal Kaçar ile de bu dönemde tanışmıştır. Bilahare Kemal Kaçar, S. Hilmi Tunahan’ın kızı ile evlenmiştir. (3) Bugünkü Süleymancılığın temelini, 1930’lu yıllarda “Ehl-i Maneviyat Meclisi” adı altında düzenlenen toplantılar oluşturmuştur. Süleyman Hilmi Tunahan, 1943 yılında vaizlik belgesinin iptal edilmesi üzerine Kur’an Kurslarını faaliyete geçirmiştir. 1949 yılında ilk kez Kur’an kurslarının kanunla açılmasına müsaade edilmesi üzerine de tarikat kısa sürede Kur’an kurslan vasıtasıyla yurdun her tarafına yayılmıştır. (4) Bilahare Süleyman Hilmi Tunahan, kendisinin üç ay gibi kısa bir zamanda din görevlisi yetiştirebileceği iddiasıyla faaliyete geçirdiği Kur’an kurslarını, gönderdiği talebeleri ile yurtdışında da yayma imkânı bulmuştur. (5) 1965 yılında yürürlüğe giren 633 sayılı “Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Yönetmeliği Hakkındaki Kanun” ile getirilen hüküm gereği, Kur’an kursundan mezun olanların Diyanet İşleri teşkilatında görev almalarının önlenmesiyle, 1966 yılı Ocak ayında, İstanbul’da üç kurucu derneğin bir araya gelmesiyle “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu” hayata geçirilmiştir. Kur’an kursu açma yetkisinin Diyanet’te olduğundan bahisle devamlı takibata uğrayan teşkilat mensupları, 1971 yılına kadar tartışmalı bir şekilde faaliyetlerine devam etmişlerse de bu tarihten itibaren faaliyetlerini “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği” adı altındaki dernekler vasıtasıyla sürdürmüşlerdir.
  1. Amacı:
Cumhuriyet’in ilanından sonra ortaya çıkan ve tarikat tanımlaması içerisinde mütalaa edilen İslamcı cemaatierden olan Süleymancıların da nihai hedefi kendi görüşleri ile şekillenmiş İslam devletidir.
  1. Stratejisi:
(1) Süleymancı kesim, dernekler yasasından istifadeyle yurt çapında geniş bir organizasyon kumıak suretiyle halkla bütünleşerek gerçek manada Diyanet hizmetinin ancak kendi mensupları vasıtasıyla verilebileceği telkinine dayalı bir hareket tarzı benimsemiştir. u (2) Anılan kesimin Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarını ele geçimıeyi hedef alan bir çalışması, 1965 yılında yürürlüğe konan 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kanunu ile engellenmiştir. (3) Süleymancı kesim bu tarihten itibaren nihai hedef doğrultusunda; (a) Yurt çapında kurulmuş cami ve Kuran kursu derneklerini ele geçirme, (b) Uygun ortam buldukları her beldede statüleri aynı olan, yurt ve okul talebelerine yardım demeği (KOTYD) ve tahsil çağındaki talebelere yardım dernekleri (TÇTYD) adı altında dernekler açma, (c) Kurulan bu dernekleri bir çatı altında toplama, (d) Her fırsatta DİB’in çalışmalarını kötüleme ve bu kuruluşu halkın gözünde küçük düşürme, (e) İmam Hatip Liseleri İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri açılması yönündeki çalışmaları sabote etme ve engelleme, (f) DİB’deki görevlerinden uzaklaştırılan cemaat mensuplarını yurt dışına göndermek suretiyle buralarda organize olma bazında bir hareket tarzını geliştirmiş ve uygulamıştır.
  1. Teşkilatı:
  2. Kuruluşu:
Süleymancıların teşkilat yapısı EK-L’dedir.
  1. Lider Kadrosu:
Cemaat, kurucusu S. Hilmi Tunahan’ın 1959 yılında vefat etmesi üzerine, Kemal Kaçar’ın önderliğinde faaliyetlerine devam etmiştir. Kemal Kaçar’ın 17 Haziran 2000 tarihinde vefat etmesi üzerine ise yerine Arif Ahmet Denizolgun adlı şahıs cemaatin başına getirilmiştir. Tarikatın tüm faaliyetleri Arif Ahmet Denizolgun’un talimatlan doğrultusunda tek merkezden yürütülmektedir.
  1. Yurtiçi – Yurtdışı Yapılanması:
Halen Arif Ahmet Denizolgun’un mutlak yönetimi altında bulunan Süleymancılar, Türkiye genelinde yaklaşık 800 dernek, bu derneklerce faaliyete geçirilen 1200 yurt ve pansiyon ile 16 vakıf ve 28 şirketle yurt içinde ve yurt dışında organize olmuşlardır. Süleymancı kesimin yurtiçi organizasyonu, lider Arif Ahmet Denizolgun’a bağlı bölge ve bunlara bağlı il sorumlulan şeklindedir. Teşkilat içerisinde en yetkili kurul, İstanbul Ümraniye’de kurulu bulunan “Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu”dur. Teşkilatın, kurs ve okul talebelerine yardım dernekleri bünyesinde 100.000 civarında öğrencisi olduğu değerlendirilmektedir. Yurtdışında ise ilk defa 1974 yılında Almanya’nın çeşitli şehirlerinde kurduğu camiler ile yurt dışı faaliyetlerine başlayan Süleymancılar, 1975 yılında Almanya Köln şehrinde İslam Kültür Merkezleri Birliği (İKMB)’ni kurarak, bütün dernekleri tek çatı altında toplamışlardır. Halihazırda Süleymancılara ait Avrupa çapında 400 civarında derneğin bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunun dışında Süleymancıların son dönemde, Avrupa alanı dışında ABD ve Asya ülkelerindeki faaliyetlerine ağırlık verdikleri gözlenmektedir.
  1. Yan Kuruluşları ve Destekleyen Sivil Toplum Örgütleri:
İllegal örgütlenmesine rastlanılmayan Süleymancıların legal düzeyde;
  1. Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği (yurtiçi),
  2. İslam Kültür Merkezleri Birliği (yurtdışı) adında örgütienmeleri mevcuttur.
Bunun yanı sıra anılan cemaate ait; – Kur’an Kursları ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (Aydın) – İKAV/Kültür Araştırmaları Vakfı (Bolu) – Kur’an İlimlerine ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (İzmir) – Ali Hancıoğlu Vakfı (Manisa) – Fatih Vakfı (Trabzon) – Aziz Mahmut Hüdai Vakfı – Eğitim ve Milli Kültüre Hizmet Vakfı (İstanbul) – Fatih Eğitim ve Kültür Vakfı – Halil Dağlı Vakfı (Edirne) – İlim Yayma Vakfı – İstanbul Kültür Araştırmalar Vakfı (İKAV) – Mimar Sinan Vakfı – Pir Seyyid Hasan Hüsameddin Uşşak-i Vakfı – Tokat İli ve Çevresi Eğitim ve Kültür Vakfı (Tokat)
  1. Destekleyen Basın Yayın Organları:
  2. Anılan cemaate ait:
– Genç Akademi Dergisi – Tepe Edebiyat Dergisi – Genç Atılım Dergisi – Gökkuşağı Dergisi – Milli Kültür Dergisi – Ufuk Dergisi bulunmaktadır.
  1. Ayrıca Süleyman Hilmi Tunahan tarafından yazılan “Küçük İlmihal” isimli kitabı da mevcuttur.
  2. Mali Kaynakları:
Süleymancıların finans kaynağını büyük ölçüde; – Cemaat içi ve dışından yapılan ve toplanan yardımlar, – Ticari işletmelerden elde edilen gelirler, – Kurban derilerinden elde edilen gelirler oluşturmaktadır.
  1. Ele geçirilen mühimmat, silah, araç gereç: Bu konuda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.
  2. Yabancı Ülkelerdeki Faaliyetleri ve Ülkelerin Örgüte Verdiği Destek:
  3. Süleymancılar 1975 yılından itibaren Amerika’ya yönelik faaliyetlere girişerek, 1979 yılından itibaren bu ülkede kurumlaşmaya
başlamışlardır.
  1. Halen New York’ta bulunan Fatih Cami ve Külliyesi ana karargÂh olarak kullanılmakta, bütün kararlar burada alınarak titizlikle izlenmekte
ve alt hizmet birimleri oluşturma çabalan sürdürülmektedir.
  1. Genel başkanlığını Burhan Satar’ın yaptığı Fatih Camii ve Külliyesi, Amerika Müslümanlar Birliği’nin merkezi konumundadır. Bu merkeze bağlı olarak 5 cami, 11 adet vakıf ve şirket, 6 adet şube, 2 adet temsilcilik faaliyetlerini sürdürmektedir.
  2. Süleymancılar, Almanya’da “Kamusal kurum olarak tanınmaları dolayısıyla resmi makamlara başvuruda bulunmuşlar ve bu hususta bazı Hıristiyan demokrat politikacılarla Almanya Büyük Mason Locası’ndan da destek görmüşlerdir.
  3. Son Dönem Faaliyetleri:
Ahmet Arif Denizolgun’un göreve gelmesiyle birlikte, Süleymancı cemaat yönetiminde yaşanan değişikliklerin uygulamalara da yansıdığı, nitekim anılan şahıs döneminde yurtiçi yanı sıra yurtdışı faaliyetlere de ağırlık verildiği gözlenmektedir. Cemaatin yurtiçi faaliyetleri kapsamında Ahmet Arif Denizolgun tarafından, Daha önce öğrencilere öncelikle dini nosyon kazandırılması uygulamasının ikinci plana alınarak, 2001-2002 eğitim yılından başlamak üzere din ve okul eğitiminin birlikte verilmek suretiyle gelecekte cemaat yönetimini üstlenecek öğrencilerin pozitif ilimlere hâkim olarak yetiştirilmeleri talimatı verildiği ve halen cemaat yurtlarında kalan öğrencilerin okul başarı oranının %80’in üzerinde olması yönünde bir hedefin belirlendiği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra Süleymancıların; – Üniversite giriş sınavında başarılı olan öğrencilerin halkla temasının daha çok olması nedeniyle tıp alanında eğitim görmeye teşvik ettikleri, – Mevcut öğrenci yurtlanılın ilgili kamu kuruluşlarınca kontrolünü engellemek amacıyla cemaat mensubu şahıslara satılmasının gündeme getirildiği, – İstanbul’da cemaate ait bir vakıf arsası üzerine hastane yapma arayışı içerisinde oldukları ve Erzurum’da granit işine girmek üzere hazırlık yaptıkları belirlenmiştir. Ayrıca her yıl kurban bayramında büyük oranda deri ve et toplayan Süleymancıların bu yıl gerek yurtiçi gerekse yurtdışında vekalet yoluyla kurban kesme şeklinde bir hareket tarzı belirlemiş olmalarına rağmen bu yıl birçok Avrupa ülkesinin kurban kesimine müsaade etmemesi sonucunda, 2002 kurban gelirinin 2001 yılının gerisinde kaldığı öğrenilmiştir. Bu arada Ahmet Arif Denizolgun tarafından Avrupa’da faaliyet gösteren Süleymancı unsurlara gönderilen bir talimatla, Türkiye’deki üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin yatay geçiş yaparak Avrupa ülkelerinde eğitimlerine devam etmeleri imkânlarının araştırılmasının, öğrencilerin barınma, yemek gibi temel ihtiyaçlarının o ülkedeki cemaatin katkılarıyla karşılanması için gerekli hazırlıkların yapılmasının istendiği belirlenmiştir. Cemaatin yurtdışı faaliyetleri kapsamında ise, Son dönemde Süleymancıların Avrupa’ya göre yeni sayılabilecek diğer yurtdışı açılımlarda önemli mesafeler aldıkları gözlenmektedir. Bu bağlamda cemaatin; – Finlandiya ve Brunei Sultanlığında faaliyet yürütmeye başladığı, – Fas’ta açtığı kuran kursu kanalıyla Afrika’ya, ilk açılımını gerçekleştirdiği, – Ukrayna’da faaliyetlerinin geliştirilebilmesi için Kiev’de bulunan Müslüman toplumun temsilcileriyle ilişkilerin geliştirilmesine çalışıldığı, – Ganalı Devlet yöneticileri tarafından cemaate ülkede dini eğitim vermeleri yönünde teklif sunulduğu, – Bulgaristan Kırcali müftüsünün cemaatten bölgede yurt açmalarını talep ettiği, cemaatin Balkanlardaki faaliyetlerinin “Balkanlar Eğitim ve Kültür Derneği” tarafından yürütüldüğü, böylece bu ülkedeki Bektaşileri kendi lehinde etkilemeye çalıştığı, – Cemaatin Ramazan ayı boyunca Almanya ve cemaatin faaliyetlerini yürüttüğü diğer ülkelere 20.000 din görevlisi gönderildiği, – Cemaatin Almanya’da kesilen kurban etleri üzerine “İslami usullere göre kesilmiştir” mührünün patentini alarak, Almanya’da kurban kesme konusunda tekelleşmeye çalıştığı, – Bosna-Hersek ve Arnavutluk’ta dağıtılmak üzere içinde dini ibarelere yer verilen 10.000 takvim hazırlandığı, – Gürcistan’daki faaliyetlerinin karşılanması için Gürcü asıllı cemaat mensuplarından bağış topladığı tespit edilmiştir. 9. Değerlendirme: Süleymancıların yurtiçinde; – İrtica ile mücadele uygulamaları çerçevesinde hükümetin, ilköğretim öğrencilerinin özel yurtlarda barınmayacağı ve kuran kurslarının denetim altına alınması kararları nedeniyle, yasal boşlukları değerlendirerek taban genişletme faaliyetlerini sürdüreceği, – Cemaat potansiyelini ticari alanda değerlendirme amaçlı bir uygulamayı hayata geçirmeye çalışacağı, Yurtdışında ise; – Almanya’da IGMG başta olmak üzere mevcut pek çok kuruluşun yasaklanması ihtimaline karşın İslam dinini temsil eden kuruluş statüsü almak üzere çalışmalarda bulunacağı, – Süleymancı anlayışın, balkanlarda özellikle Bektaşiler içerisinde taban bulması için çaba sarf edeceği, – Fethullah Gülen Nurcu grubu örneğinde olduğu gibi yurtdışında eğitim ve sermaye alanlarındaki faaliyetlerini arttırarak sürdüreceği değerlendirilmektedir. Ayrıca cemaatin yabancı ülkelerle artan ilişkilerinde cemaate ait kuran kurslarında eğitilen yabancı öğrencilerin oluşturduğu kadroların etkin olduğu kıymetlendirilmektedir.