Yanı başımızda bombalar patlamasa, kimse kimseyi öldürmese, kimse kimseden nefret etmese, hepimizin Allah’tan geldiğini ve yine O’na döneceğini unutmasak.Şehirlerimiz daha yeşil olsa. Çocuklar ağaçlara tırmanmayı bilseler, kuşlarla konuşmayı, martılara ekmek atmayı öğrenseler. Uzanıp yemyeşil çayırlara bulutlara bakıp hayal kurabilseler. Artık kıyılarımıza çocuklar değil, denizyıldızları vursa. Onları yeniden denize uğurlasak. Kimse kirletmezse denizlerimizi, canımızın istediği gibi midye yiyebilsek keyifle. Minik caretta carettaları pamuklara sarsak, korusak kollasak. Tarlalarımızı, topraklarımızı sevsek, onlara iyi baksak, her mevsim bu memleketin güzelliğine bir kere daha hayran olsak. Yanı başımızda bombalar patlamasa, kimse kimseyi öldürmese, kimse kimseden nefret etmese, hepimizin Allah’tan geldiğini ve yine O’na döneceğini unutmasak. Bu hayatın ne kadar kısa olduğunu ve bir uzun huzurlu şimdiden ibaret olduğunu anlasak. Kara bulutlar dağılsa.
Başka türlü bir şey benim istediğim
Bir hayal kursam ama bu hayali tüm dünya için kursam. Sadece bizim ülkemizde huzur olsa ve bütün dünya yangın yeri olsa mutlu olabilecek bir tabiatta olmadığım için mutlaka hep başka ülkelerin insanlarını da düşünürüm.
Bu yazıyı yazıp yazmamakta çok tereddüt ettim. “Şimdi birilerine siyasi mesaj mı veriyor?”, “Tribünlere mi oynuyor?”, “Fazla duygusal mı derler?” Hep bunları düşündüm. Ama sonra kendi kendime dedim ki “Bu hislerimin hiçbir siyasi yönü yok, hayatımda sadece hakikat arayışımı önemsediğime ve bunun dışında hiçbir beklentim olmadığını kendim de bildiğime göre, bu yazıyı okuyan vicdanlı insanlar mutlaka beni anlayacak, geri kalan ise ne yazarsam yazayım zaten beni anlamayacaklar”.
Hepimiz biliriz, okuldayken iyi kompozisyon yazan öğrencileri genellikle öğretmenler yarışmaya katılmaları yönünde yüreklendirirler. Böyle kompozisyon yarışmalarında da birbirinden sıkıcı ve klişe sorular olur. “Dünya barışı için neler yapmalıyız?” “Kalem kılıçtan üstün müdür?” “Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz?” “Nasıl bir ülkede yaşamak istersiniz? gibi.
Bugün bu sıkıcı ve klişe sorulardan sonuncusuna bir yetişkin olarak cevap vermek istiyorum.
Bir hayal kursam ama bu hayali tüm dünya için kursam. Sadece bizim ülkemizde huzur olsa ve bütün dünya yangın yeri olsa mutlu olabilecek bir tabiatta olmadığım için mutlaka hep başka ülkelerin insanlarını da düşünürüm. Biraz rahatsız bir mizacım olduğunu inkâr etmiyorum.
Bir gün herkesin kendi dilini konuşabildiği, öğrenebildiği, kendi dinini özgürce yaşayabildiği, herhangi bir konuyla ilgili hissettiklerini, fikirlerini özgürce ifade edebildiği bir yer olsa burası. Kimsenin kimseyi adından, memleketinden, dininden, dilinden, şivesinden, absürt fikirlerinden, cinsel yöneliminden dolayı eleştirmediği ve suçlamadığı bir yer olsa burası.
Çocuklar anne babalarıyla uzun ve sağlıklı bir hayat düşleyebilseler. Korkmadan hayal edebilseler. Umutsuz kalmayıp “Onu zaten yapamam ki” deyip omuzlarını düşürmeseler. “Tabii ya yaparım başarırım, yeter ki isteyeyim. Mutlaka olur” diyebilseler.
Kediler, köpekler sıcak yuvalarda uyusalar, hiç aç kalmasalar; aşıları tam olsa, neşeyle oynasalar.
Anne babalar çocuklarını mutlu yetiştirebilseler, kendi hayalleri yarım kalmasa, çocukları için çocuklarıyla beraber hayaller kurabilseler. Sadece ihtiyaçlarını değil; çocukça kaprisle istedikleri ve tutturdukları için de bir şeyler alabilseler onlara.
Kadınlar hayattan emin, umutla geleceğe gülümseseler. Sokağa istedikleri saatte çıkabilseler, istedikleri insanlarla arkadaş olabilseler, istedikleri insana âşık olabilseler, istedikleri, hayal ettikleri işleri kurabilseler, kimse onlara parmak sallamasa. “Ayıp” demese, “O yapılır mı kızım?” demese. Kimse karışmasa kadınlara, kendi bildikleri gibi var olabilseler.
Gençler başka ülkelere gitmeyi kendi meraklarından dolayı isteseler. Sadece eğitim için değil, gezip dolaşmak için gidebilseler. Hayatta sadece sorumluluklar yok ki, keyif almadan yaşanmaz. Gençler sadece bir konser için bir kıtayı bir uçtan bir uca geçseler. İstedikleri dilleri öğrenseler, bilmedikleri kültürleri tanısalar, istedikleri meslekleri seçseler. Annelerinin dilini bilebilseler, kimse karışmasa inançlarına, fikirlerine, dünyalarına.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi