Başbakan Binali Yıldırım'dan bedelli askerlik açıklaması
Başbakan Binali Yıldırım "Askerlik için birikmiş 5.5 milyon var. Silah altına almak 16 yıl sürer, bir şekilde çözmemiz lazım" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle iftarda bir araya geldi. NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri'nin aktardığına göre, Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
Sayın Devlet Bahçeli’nin afla ilgili bir çıkışı oldu. Ramazan Bayramı öncesinde af çıkmasının yararlı olduğunu düşündüğünü söyledi, sizin bu konudaki görüşlerinizi merak ediyoruz.
Bizim gündemimizde af yok. Ben Sayın Bahçeli’yle bu ilk açıklamasından sonra konuştum. Kendisi hassasiyetlerini dile getirdi. Karar sizin tarzında bir ifadede bulundu. Biz de onun üzerine zaten görüşümüzü açıkladık ve gündemimizde af olmadığını ifade ettik.
Bir başka beklenti daha var bedelli bir daha gündeme getirildi. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Arkadaşlar, bakın bir şeyi paylaşmamızda fayda var. Bazı bilgileri ben paylaşayım, ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim. Bakın şu anda yoklamaya tabi olan, yani askerlik çağı gelmiş olanların sayısı 585.210, yoklama kaçağı 570.422, bakaya 56.947, firar 5772. Askerliğini ertelemiş olanlar 2.930.279, bu öğrencilik dışında erteleyenler. Bir de öğrencilik nedeniyle ertelemiş olanlar var. Onlar da 1.885.438. Silah altında bulunan er sayısı da 360.869. Ve 2019’da planlanan silah altına alınacak sayı 345.933. Toplam 5.448.858 kişi var askerlikle ilişkisi devam eden. Ancak biz önümüzdeki sene 345.933 kişi alabileceğiz. Bunu 345.933’e böldüğümüz zaman 15.7 yıl, yaklaşık 16 yıl sürüyor. Bunların yaşlarını dondursak bile 16 yıl boyunca askerlik bu vatandaşlarımızın önünde bir engel, sorun olarak devam edecek; gerçek bu.
İhtiyacımız belli, 350 bin. Ama birikmiş 5,5 milyon vatandaş var, nasıl çözeceğiz? ‘Bedelli gündemde yok. Hassasiyetler var
Bedelliyle mi?
Öyle bir şey demiyorum. Bir şekilde çözülmesi lazım. Tabii esas olan savunma gücümüzde bir zaafiyet yaşanmaması. Eldeki rakamlar böyle bir zaafiyetin olmadığını gösteriyor; bu bir. İkincisi; özellikle 15 Temmuz’dan sonra Silahlı Kuvvetlerde silah altında vatani hizmet gören askerlerden ziyade profesyonelliğe geçtik.
Ve aldığımız önemli bir karar daha var değerli arkadaşlar.
Operasyonlara, ön plana asla silah altındaki er-erbaşları göndermiyoruz. Arka planda lojistik destek veriyor. Bu insanlar ne yapacak? Hayatını planlayacak, geleceğini planlayacak. O bakımdan bunun siyasi istismar edilecek bir yanı yok, rakamlar ortada. Yani bir yandan operasyonlar yaparken, bir yandan terörle mücadele yaparken, bir yandan da askere alınmayı bekleyen binlerce insan var. Türkiye’nin gerçekleri budur. 5,5 milyon insanın sorununun farkındayız. Tüm hassasiyetler göz önüne alınarak sorunu nasıl çözeriz ileride değerlendirilir. Ama bugünkü gündemimiz değil.
Sayın Mehmet Şimşek’in Londra temasları var, ardından Fitch, Moody’s’in açıklamaları üzerine Sayın Zeybekçi’nin açıklamaları, döviz ve faizle ilgili gelişmeler. Nedir bu son durum? Hükümetin aldığı son tedbirler nedir?
Arkadaşlar, 2018 yılının başından itibaren gelişmekte olan ülkelerin paraları Amerikan doları karşısında değer kaybetmeye başladı. Yani ekonomide yaşanan olayları bir dış kaynaklı sebepler, bir de iç kaynaklı sebepler diye ikiye ayırmak lazım. Dolayısıyla bu değer kaybı bütün paralarda var, hatta avroda da var. Amerikan yönetiminin aldığı kararlar doğrultusunda ciddi anlamda dolarda bir değer artışı söz konusu.
İkinci konu da, Amerika faiz artırıyor. Belki yakın zamanda tekrar faiz artışına gidecek. Bunun tercümesi ne? Dünyadaki dolar yatırımcılarına evine dön diyor. Bu da, özellikle gelişmiş ülkelere kaynak sağlayan fonların çıkışı anlamına geliyor.
Bir başka konu, petrol fiyatlarındaki artış, son 1 yılda yüzde 100 arttı. 80 dolara varili neredeyse dayanmış vaziyette.
Bunlar dış faktörler, yani bizde de böyle, Arjantin’de de böyle, Brezilya’da da böyle, Rusya’da da böyle, efendim İran’da vesaire sayıları çoğaltabilirsiniz, hatta Avrupa ülkelerinde.
Bir de tabii bizim içten kaynaklı bazı konularımız var. O da nedir? Petrol fiyatındaki artışla beraber enflasyonun aynı şekilde etkilenmesi kısmen artış eğilimine girmesi. Ayrıca, petrol ithalatı nedeniyle cari açığın doğal olarak artması. Biz petrolümüz olan, doğalgazımız olan bir ülke değiliz. O bakımdan bunlar da bir anlamda cari açığı etkileyen faktörler. Bunların da katkısıyla işte değerlendirme kuruluşları falan, Türkiye’nin çifte açığını ve açıktaki büyümeyi ilerisi için bir olumsuz gelişme olarak öngörüyorlar ve sık sık toplanıyorlar, dağılıyorlar, açıklama yapıyorlar, not indiriyorlar, izlemeye aldık diyorlar, tabii bunlar masum şeyler değil.
Bunlar olmakla beraber, seçim sürecini, seçim sonucunu etkilemeye yönelik ayrı bir gayretin olduğunu da göz ardı etmememiz lazım, bunu da görüyoruz. Çünkü programlarında, takvimlerinde olmayan, mutat zamanlarda yapmaları gereken değerlendirmeleri öne çekiyorlar, seçim takvimine göre program değiştiriyorlar, bunlar manidar, zamanlama açısından manidar…
Yorumlar
Popüler Haberler

Beyaz ette ölümcül bakteri: Gıda Mühendisleri Odası'ndan uyarı

Terör örgütü PKK, Devlet Bahçeli'nin önerisine uydu: Kongre için tarih ve yer belli oldu

Esenler’de kadın cinayeti: Evli olduğu erkek tarafından bıçaklanarak katledildi!

Özel harekat polisi, AK Parti Genel Merkezi'nin bahçesinde intihar etti

Esenyurt'ta bir erkek çocuk, kız arkadaşını yaralayıp, annesini katletti!

İstanbul'da liseliler ayakta: Veli ve öğrencilerden 'Öğretmenime dokunma' eylemi