Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "İstanbul Sözleşmesi kendi başına kurucu bir metin değil. Çerçeveletip duvara asıyorsanız o metin yaşatmaz" dedi. Yanık, "2021'in ilk 10 ayında 242 cinayet, 2022'nin ilk 10 ayında 225. Yüzde 7 bir azalış var. Bu bize gösterdiğimiz çabanın etkin sonucu olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. Yanık, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı. Açıklamasında İstanbul Sözleşmesi'ne değinen Yanık, "İstanbul Sözleşmesi bir çerçeve metin. Kadına yönelik şiddetle mücadelede taraf devletlerin ne tür çalışmalar yapması gerektiğini prensipte düzenleyen metin. İstanbul Sözleşmesi'nin düzenlediği ekonomik, hukuksal, tıbbi destek vesaire. Siz kendi iç hukukunuzda ihtiyacınız olan noktaları tamamlarsınız. İstanbul Sözleşmesi kendi başına kurucu bir metin değil" ifadelerini kullandı. Yanık, şöyle devam etti: "Bugün kadına yönelik şiddet suç. Sözleşmeden çıktık, kadına yönelik şiddet suç olmaktan çıktık, böyle bir şey yok. Kadına yönelik şiddetle mücadele araçlarını oluşturmanız önemli olan. Yasal altyapının oluşturulması, ceza hukukunda cezaların orantılı oluşturulması, medeni hukuk ve koruma hukukunda değişiklikler yapıldı. Kadınların şiddet tehdidi altında olanların can güvenliği için mekanizmaların oluşturulması. Bizim KADES uygulamamız, elektronik kelepçe uygulamamız, sağlık tedbirinin verilmesi. Toplumsal farkındalılığı oluşturursunuz." "DUVARA ASIYORSANIZ O METİN YAŞAMAZ" "İstanbul Sözleşmesi'nin işaret ettiği gerekli düzenlemeleri alıyorsanız yaşatır. Uygulama karşılığını oluşturuyorsanız" diyen Yanık, "Siz bir metni çerçeveletip duvara asıyorsanız o metin yaşatmaz. Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadele çabası 2002'den başlayarak aralıksız, kesintisiz, çok samimi biçimde devam etmiştir; hala da devam ediyor. Aynen sosyal yardımlarda olduğu gibi, şiddet meselesinde 2002'de şiddetin tanımı, kapsamı, müracaat yolları sınırlı olmasına rağmen bugün hem kapsamını genişletme ve şiddet mağdurlarının hukuksal, sosyal mekanizmalarına müracaat etmesinde önemli mesafe katettik. Bizim şiddetle mücadelede hedef noktamız sıfır toleranstır. Bir tek kadın şiddete uğruyorsa mücadelemiz aynı kararlılıkla sürmek zorundadır" ifadelerini kullandı. "YÜZDE 7 AZALIŞ VAR" Kadın cinayetlerine ilişkin konuşan Yanık, şunları söyledi: "Kıyaslama olarak söyleyeyim; tasnifi bu anlamda önemli. 2019'da 337 kadın cinayeti olmuş. Kadın cinayeti nedir, kadınların tarafı olduğu her olay kadına yönelik şiddet olarak değerlendirilmiyor. Nedir o kapsam? Kadın olmaktan kaynaklı karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet eylemleri, uğradıkları şiddet. Bunu şöyle örnekleyeyim; Allah'tan tekrar rahmet diliyorum. Başak Cengiz'in failini hatırlıyorsunuz. Sokakta samuray kılıçla 'birine saldıracaktım, kadın olduğu için bana mukavemet edemeyeceği için ona saldırdım' diyor. Kadın cinayeti işte bu. 2020'de 268, 2021'de 309 kadın cinayeti olmuş. 2021'in ilk 10 ayı ile 2022'nin henüz daha tamamlamadığımız için, ilk 10 ayı arasında baktığımzda 2021'in ilk 10 ayında 242 cinayet, 2022'nin ilk 10 ayında 225. Yüzde 7 bir azalış var. Bu bize gösterdiğimiz çabanın etkin sonucu olduğunu gösteriyor. O zaman aralıksız devam edeceğiz. Tedbir yöntemlerimizi çoğaltarak devam edeceğiz. Hukuksal altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz." "3 ÇOCUK MESELESİ BİLİMSEL ÇALIŞMAYA DAYANIYOR" "Evlilik yaşı uzadı, çocuk sayısı azaldı" diyen Yanık, "Bu bize yaşlanan bir nüfusu gösteriyor. Çok hızlı yaşlanıyoruz. Kara Avrupası şu anda en yaşlı bölge. Yaklaşık 100-125 yılda tamamladığı yaşlanma sürecini Türkiye olarak 20-25 yılda tamamlayacağız. 3 çocuk meselesi çok stratejik ve bilimsel çalışmaya dayanıyor, çok maganize edildi. Hem yaşın ilerlemesi, doğurganlık oranın düşmesiyle nüfusumuz yaşlanıyor. Gerekli tedbirleri almamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.