Eski ABD Washington büyükelçisi ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, CHP lideri Özgür Özel ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bugünkü görüşmesi öncesi 'Bir Pazartesi Notu' başlığıyla Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un 'Bir Pazar Notu' yazısına gönderme yaptı.
Uçum, 5 Mayıs Pazar Twitter'dan paylaştığı yazıda 'sivil itaatsizlik kavramının soğuk savaştan sonra emperyalizmin ideolojik kavramlarından biri haline dönüştürüldüğünü' savunmuştu.
Uçum, şunları demişti: "Hak ve adalet talepli sivil eylemler ile günümüzdeki sivil itaatsizlik eylemleri arasındaki nitelik farkının görülmesi gerekir. Aksi takdirde hiç farkına varılmadan emperyalizmin ideolojik aygıtlarının ve projelerinin çok kullanışlı aparatları ve aktörleri haline gelinir."
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı ziyaret eden Özgür Özel, bu kez Devlet Bahçeli'yi TBMM'de ziyaret edecek.
Özel'in Erdoğan ziyaretinde CHP adına görüşmenin notlarını tutan Tan, Bahçeli'yle yapılacak görüşme öncesi 6 Mayıs Pazartesi akşamı Twitter'dan 'Bir Pazartesi Notu' başlığıyla yayınladığı mesajda MHP'nin hedefinde olan Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM kararları ile yeni anayasa hazırlıklarına dikkat çekti.
Uçum gibi Soğuk Savaş'tan örnek vererek, SSCB’nin Macaristan işgali ve Soğuk Savaş döneminden bugüne özgürlük karşıtı yönü ve batı demokrasilerinde yarattığı değişim üzerine değerlendirmelerde bulunan Tan, ünlü siyaset bilimci Prof. Dr. Raymond Aron’un “Aynı zamanda hem boyun eğmeyi hem boyun eğmeyi reddetmeyi doğrulamak mümkün müdür? Yetki ve yetkinin sınırları nedir? İşte siyasal düzenin ebedi sorunu budur” sözlerini alıntıladı ve Aron’un değerlendirmesinin bugün de güncel olduğunu yazdı: “Nitekim, AKP-MHP koalisyonu, AYM ve AİHM kararlarını uygulamayıp, anayasayı askıya alarak cumhuriyete ihanet ediyor. İlginçtir, SSCB’de Stalin’in ölümüyle meydana çıkmaya başlayan rejim muhalifleri de mevcut anayasanın uygulanmasını, en azından orada yazılı haklarının gözetilmesini talep ediyorlardı”Külhanbeyi üsluplu kahvehane filozoflarına asla boyun eğmeyeceğiz
Tan, bugün 'beka' kavramını sıkça dile getirerek Türkiye’de 'tek parti ve tek adam rejimine özenenlerin önündeki seçeneklerin Vladimir Putin’in Rusya’sı, Şi Jinping'in Çin’i ve yozlaşmış Ortadoğu ve Afrika diktatörlükleri olduğunu' yazdı: “Zira, laik olmayan demokrasi olamayacağı gibi, çekingen tek adam rejimi de olmaz. Tam ifade özgürlüğü, hukuk devleti, eşit anayasal yurttaşlık, ulusal egemenlikte her bireyin temsili, çoğulculuk, sivil toplum gibi temel kavramlar laf cambazlıklarıyla eğilip bükülemez ve pazarlığa da açık değildir. Anayasa demek yalnızca 'teşkilat-ı esasiye' demek değildir. ‘Constitution’ devletin temeli, oluşumu demektir. Yazılı olmak zorunda dahi değildir. Ne acı ki, taşa kazılsa da uyulmamasına bugün Türkiye güzel bir örnektir. CHP olarak biz Gezi Davası’nda da, Kobani Davası’nda da, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasında da, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve seçmenin iradesine saygı duyulmasında da, sansüre karşı da, yolsuzluğa karşı da, eğitimde akıldan, bilimden, laiklikten uzaklaşma girişimlerine karşı da külhanbeyi üsluplu kahvehane filozoflarına asla boyun eğmeyeceğiz. Hak ve özgürlüklerin savunulmasında asla geri adım atmayacağız. Vasatın tasallutuna da, devlet idaresindeki yozlaşmaya da, tüm ceberrut uygulamalara da aynı direnci göstereceğiz. Ne olursa olsun, cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmayı mutlaka başaracağız.”Cevap gecikmedi
Tan'a başka bir Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu bugün Twitter'dan 'Bir Salı Notu', diye yazarak cevap verdi: "O kadar uzun cümleler kurmaya gerek kalmadan kısaca mandacı bir yönetim istiyoruz, Türkiye’nin bölünme projesini onaylıyoruz, neo liberal politikalar ile sosyal devlet yapısını bitirmek istiyoruz, küreselcilerin doğal aile yapısını bozma planlarını destekliyoruz, teröristan kurulmasına taraftarız, eski vesayetçi yapıları tekrar ihya edeceğiz, laiklik üzerinden milletin değerleri ile kavga edeceğiz derseniz gerçek niyetiniz tam olarak anlaşılır."