Ankara’da Dünya Kadınlar Günü eylemi: Kadınlar Anıtpark'ta buluştu
Ankara’da kadınlar, Dünya Kadınlar Günü eylemi nedeniyle Anıtpark'ta bir araya geldi.
Kadınlar, Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla "Erkek ve devlet şiddetine, krize ve yoksulluğa karşı yaşasın 8 Mart' sloganıyla" Anıtpark'ta bir araya geldi.
"EKONOMİK KRİZİN FATURASINI KADINLARA KESEMEZSİNİZ"
Platform adına konuşan Nazan Karacabey, kadınların her yerde ve her alanda mücadele ederek yaşamlarını kazanmaya devam ettiğini belirtti. “Hakkımız olanı almak için, direnişimizi sürdürmek için, 8 Mart ruhuyla mücadeleyi birlikte büyütüyoruz. Yaşadığımız coğrafyada siyasal iktidarın kadın düşmanı saldırılarına, failleri cesaretlendiren cezasızlık politikalarına karşı kesintisiz sürdürdüğümüz mücadelemizin gücüyle buradayız” diyen Karacabey, "ekonomik krizin faturasını kadınlara kesemezsiniz" demek amacıyla alanda olduklarını vurguladı. Kadınların giderek yoksullaştığını belirten Karacabey, “Birçoğumuz artan kiralarla baş edemediğimiz için özgürleşmek üzere ayrıldığımız evlere geri dönüyoruz ya da o evlerden çıkma ihtimalimiz azalıyor. Gıdadan faturalara, hijyenden sağlığa bütün temel ihtiyaçlardan alınan yüksek vergilere zamlar ekleniyor. Ekonomik kriz biz kadınların hayatında elbette katmerli bir yük olarak yaşanıyor” dedi.
[caption id="attachment_201791" align="alignnone" width="2048"] Fotoğraf: Eren Cem Fırat/PolitikYol[/caption]
"KADINLAR HER DİRENİŞİN EN ÖN SAFLARINDA"
Kadınların her direnişin en ön saflarında mücadele ettiğini vurgulayan Karacabey, “Ocak’ta Mersin Tarsus Sebze Meyve Hali, Şubat’ta Oppo, Alpin Çorap, Darinda Çorap, Farplas ve Migros Depo kadınların öne çıktığı direnişler oldu. Kadınların kazancı yöneticiler tarafından ailenin ek geliri olarak görülüyor, hamile ve regl olan kadınlar yüksek tempoda çalışmaya zorlanıyor, daha az ücrete mahkûm bırakılıyor, iş yerlerinde kreş ihtiyacı karşılanmıyor. ‘İşçinin hakkı yoksa boykot var’ diyerek harekete geçen kadınları bir kez daha miting alanımızdan selamlıyor ve diyoruz ki: Hem emeğimiz hakkı hem de eşit işe eşit ücret talepleriyle her yerdeyiz, bugün buradayız” dedi.
Şule Çet, Emine Bulut, İpek Er, Ceren Damar, Aleyna Çakır, Fatma Altınmakas, Hande Kader ve daha nice kadının katledilirken faillerden de failleri cezasız bırakanlardan hesap sorduklarını ifade eden Karacabey, “Tarihin en büyük suç örgütü olan devlet şiddetine, bu suç örgütünün, kamusal alandan özel alana meşru kılmaya çalıştığı erkek şiddetine karşı birbirimizi savunduk. Biz güçlendikçe, direnişimiz bir sel gibi büyüdükçe; polis, devlet, yargı ve siyasal iktidarın her bir hücresiyle erkek şiddetinin türlü biçimleri karşımıza dikiliyor. Dünden bugüne yapılan her kadın eylemine orantısız şiddet uygulayan emniyet; Ümitcan Uygun, Şirin Ünal, Musa Orhan, Hasan Bilgili gibi kadın katilleri sokaklarda rahatça gezebilsin diye, sokakta haklarını arayan kadınlara, tecavüz tehditleriyle saldırıyor” dedi.
“Kürt kadınlar başta olmak üzere, omuz omuza mücadele ettiğimiz birçok yol arkadaşımız hapishanelerde çıplak aramaya ve her türlü işkenceye maruz bırakılıyor” diye konuşan Karacabey, Aysel Tuğluk gibi, hapishanelerde tutulan çok sayıda kadının sağlığı hapishanede kalmaya uygun olmadığı halde tahliye edilmediğini, hasta kadın tutsakların sağlığa erişim hakkı engellendiğini belirtti.
[caption id="attachment_201792" align="alignnone" width="2048"] Fotoğraf: Eren Cem Fırat/PolitikYol[/caption]
"SAVAŞA KARŞI BARIŞI SAVUNMAK İÇİN BURADAYIZ"
Süren savaşlar yüzünden göç etmek zorunda bırakılan mülteci kadınların hedef haline getirildiğini ve cinsiyetçi saldırılara maruz bırakıldığını söyleyen Karacabey, “Kapitalizmin bitmek bilmez savaş politikaları yüzünden şimdi de Ukraynalı kadın ve çocuklar evinden yurdundan ediliyor. Savaş koşullarında en çok kadınlar ve çocuklar hedef haline getiriliyor, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyor, cinsiyetçi söylemlerin malzemesi olarak görülüyor. Savaşa karşı barışı savunmak için buradayız” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nden sonra şimdi de devletin mağdur erkeklerinin, 250 ile 400 TL arasında verilen nafaka hakkına göz diktiklerimi belirten Karacabey şöyle konuştu:
“İmzacı olduğu uluslararası sözleşmeleri de hiçe sayan siyasal iktidar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderek derinleştiriyor. Her 4 kadından yalnızca 1’i çalışabiliyor. Geniş tanımlı kadın işsizliği oranı pandemi sonrası ekonomik krizle birlikte yüzde 40’lara ulaştı. Kadın istihdamı oranı yüzde 26’ya geriledi. Tüm bu eşitsizlikler kadınları şiddete açık hale getiriyor, istemedikleri evliliklerde kalmaya zorluyor. Bu koşullarda nafakaya evlilik süresine bağlı olarak sınır koymak erkekleri güçlendirmek, kadınları o evliliklere mecbur etmek anlamına geliyor. Zam üstüne zam gelirken TÜİK verilerine göre, Aralık 2021-2022 arasında ped fiyatları yüzde 51,4 arttı. Aylık ped gideri en az 45 TL’ye yükseldi. Derin Yoksulluk Ağı’nın yaptığı araştırmaya göre; yoksulluk sınırının altında yaşayan kadınların yüzde 81’i pedi lüks tüketim sayıyor, zorunlu ihtiyaç olan pede ulaşamıyor. Her 10 kız öğrenciden biri hijyenik pede ulaşamadığı için okula devam edemiyor. Kürtaj olmak isteyen kadınlara devlet hastanelerinde uygulanan fiili yasak devam ediyor, özel hastanelerde ise güç yetmiyor. Kadınlara, çocuklara, LGBTİ+lara reva görülen bu sefalet düzenini kabul etmediğimiz için buradayız. Tencereler boş ama yalanlara karnımız tok!”
[caption id="attachment_201793" align="alignnone" width="1024"] Fotoğraf: Eren Cem Fırat/PolitikYol[/caption]
Karacabey, “Birbirimizi savunduğumuz, direniş dolu bir yılın ardından kaybettiğimiz tüm kadınlara, LGBTİ+lara, hapishanelerdeki tüm tutsaklara; sokakta, evde, işte, okulda, tacize, tecavüze, erkek şiddetine karşı yaşamak için mücadele veren tüm kadınlara 8 Mart alanından bir kez daha söz veriyoruz: Susmayacağız, korkmayacağız, dünyayı yerinden oynatacağız” diye konuştu.
Bunlar da ilginizi çekebilir