Manşet

Anayasa görüşmeleri | Maddelerinin görüşmelerine geçilmesi 338 oy ile ile kabul edildi

Abone Ol

Anayasa değişikliği teklifinin maddelerinin görüşmelerine geçilmesi, 338 oy ile ile kabul edildi.

Anayasa Komisyonu’ndan geçen AKP’nin anayasa önerisi, bugün Meclis'te görüşülmeye başlandı. AKP adına Meclis Grup Başkanvekili Bülent Turan ilk konuşmayı gerçekleştirdi. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, anayasa değişikliği teklifinin görüşülmeye başlandığı TBMM Genel Kurulu'nda kendi grubu adına konuşmak üzere söz aldı. Baykal, anayasa değişikliğinin görüşüldüğünü hatırlatarak, bunun tarihi bir toplantı olduğunu vurguladı. Baykal, "Buraya kimseyi suçlamak yada karalamak için gelmedim. Günlük siyaset yapmak için gelmedim, Türkiye'ye sahip çıkmak için buraya geldim. Evet buna ihtiyaç var. Bu sana mı düşer derseniz hepimize düşer, evet bana da düşer. Buraya seçilerek gelmiş siz milletvekilleri gibi bende bütün siyasi ömrümü bu kutsal çatı altında geçirmiş biri olarak milletime karşı bu noktada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Ayrıca TBMM'nin istiklal madalyası ile onurlandırılmış bir gazinin oğlu olarak babamın helalliğini kazanabilmek için burada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Bir daha böyle şans hiçbirimiz için olmayacaktır" diye konuştu. "MİLLETİN ARKASINDAN TALİMATLA OYUN ÇEVİRMEK KİMSEYE YAKIŞMAZ" Anayasa değişikliği teklifinin neler getirdiğinden milletin haberi olmadığını vurgulayan Baykal şöyle konuştu: "Böyle bir tarihi karar anına bizi taşıyan boş kağıt imzalatılarak önümüze getirilen bir projedir. Arkasındaki siyasi irade bellidir. Alel acele, telaşla hazırlanmış hukuki ve siyasal olgunlaşmaktan uzak bir sipariş projedir. Milli siyasi kültürümüze çökertecek millet egemenliği yerine şahıs hegemonyasını ikame edecek bu tasarı önümüzde duruyor. Bu tasarıdan Türk halkının haberi yok. Çözüm sürecinde akil heyeti milleti bilgilendiriyordu. Anayasa değişikliğini millete anlatmak için en küçük bir çaba sergiliyor musunuz? Bizim anlatmamıza niçin izin vermiyorsunuz? Meclis TV kapatılmış bunun bir izahı var mı? Gümrük'ten mal mı kaçırıyorsunuz? Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz." "TASARI MECLİS'DE REDDEDİLİRSE TÜRKİYE'NİN UFKUNUN AÇILACAĞINA İNANIYORUM" Deniz Baykal, anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı'nın aynı zamanda siyasi parti başkanı olacağını kaydederek şöyle devam etti: "OHAL'de anayasa değiştirmek mümkün değildir. Dışarıda OHAL, Meclis'te sıkıyönetim. BU tasarı milletin, meclisin üstünlüğünü ortadan kaldıracaktır. Milli egemenlik ortadan kaldırılacaktır. Bu Meclis'in arkasında millet, milli irade var. Herhangi bir demokratik ülkede bunun bir benzeri var mı? Böyle bir ortamda bu kadar köklü bir anayasa değişikliği zorlayarak geçirmeye çalışmak yapılabilecek en büyük yanlış ve hatadır. Getirilen cumhurbaşkanı iktidar partisinin de genel başkanı olacak. Bir siyasi parti genel bakanına Anayasa Mahkemesi'nin üyelerini belirleme hakkı verilebilir mi? Cumhurbaşkanı tarafsızlık yemini yapacak? Ne bu samimiyetsizlik. Parti başkanı tarafsızlık yemini edecek. Anayasayı değiştirme yetkisini veriyoruz farkında mısınız arkadaşlar? Gensoru, güvenoyu, meclis soruşturması yok. Türkiye'nin sorunu anayasa sorunu değil. BU tasarı geçerse Türkiye büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Böyle bir tablo içinde bizim dikkat etmemiz gereken konu sorumluluğumuzun ne kadar yüksek olduğudur. Bu büyük yanlışı önleyebilecek organ TBMM'dir. TBMM tarihine ve sorumluluk duygusuna yakışan şekilde bu proje karşısında bu yanlıştır diyebilmelidir. Buna ihtiyaç var. Bu proje muhalefete değil AKP iktidarına karşıdır. Başbakanlığı ortadan kaldırıyor. Niye kaldırıyorsunuz. Buna izin vermeyelim. Yanlıştır. Tasarı reddedilirse mecliste, Türkiye'nin önünde ufkunun açılacağına inanıyorum. Türkiye ve siz rahatlayacaksınız."

ANAYASA GÖRÜŞMELERİNİ CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Deniz Baykal'ın ardından HDP Grubu adına Adana Milletvekili Meral Beştaş konuştu. Beştaş'ın konuşmasından satırbaşları şu şekilde:

"AKP’li olmayan ve anayasa değişikliğini desteklemeyenler özgürlük alanı bırakılmamıştır. Toplantı ve gösteri yapma hakkı sadece iktidar partisini desteklemek için var. AKP’li olmayan herkes bir sabah uyandığında terörist olabiliyor. Eğer referandumda geçerse, anayasa değişikliğini konuşmak yasaktır diye KHK çıksa kimse şaşırmayacak. Bu metinde halk yok, 80 milyon yurttaş yok, toplumun yarısı kadınlar yok, çocuklar yok, gençler yok, Kürt halkı yok, Ermeniler yok, Çerkesler yok, Aleviler yok, farklı eğilimler yok, farklılıklar yok. Peki, mevcut cunta anayasasını da askıya alan, hukuku bir kişinin tahayyüllerine teslim eden anayasanın en iyi şöyle ifade edilebilir: Varlığım cumhurbaşkanına armağan olsun. Bir de Türk tipi başkanlık deniyor. Türk, dikta rejiminin adı olabilir mi? Deniyor ki, Türk halkı demokrasiyi bilmez, tek adam rejimine layıktır. Özgür yurttaş olmaya değil, biat eden bir tebaa olmaya layıktır. Bu metin Türkiye’deki farklı inançları, işçileri görmüyor. Bu metin Kürtler için, Aleviler için ölüm demektir. Bu metin, AKP’nin şu anda halihazırda yürüttüğü Kürt düşmanlığını pekiştirmektedir. Bu zihniyet ne içeride ne de dışarıda Türkiye’ye fayda getirmemiştir. Bizim taleplerimiz Türkiye’deki tüm halklar içindir. Biz HDP olarak Cizre bodrumlarında ‘Su heval su’ diyenleri unutmadık. Bu yüzden ‘Hayır’ diyeceğiz. Bunların insanlığa karşı suçlar olduğunu her fırsatta ifade edeceğiz. daha onurlu bir yaşam için, kadın özgürlüğü için, daha fazla canımızı toprağa düşürmemek için bu anayasaya ‘Hayır’ diyeceğiz." Beştaş'ın ardından AKP Grubu adına Adalet Bakanı Bekir Bozdağ konuşmak için kürsüye çıktı. Bozdağ'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde: "Cumhuriyet dönemimizin en önemli ve en köklü anayasa değişikliğinin görüşmelerine başlıyoruz. Cumhurbaşkanlığı sistemi milletimizin doğrudan bekasıyla da ilgildir. Güçlü devlet, güçlü millet, güçlü bir yönetim sistemiyle gerçekleşmektedir. Anayasa değişikliği teklifi bir şahıs meselesi değildir, milletimizin meselesidir, ülkemizin meselesidir. Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getiriyoruz yanlış mı yaptık? Cumhurbaşkanıyla ilgili tek başına yaptığı işlemlerde yargı yolu kapalıydı, açtık. Başbakan Binali Yıldırım, Bozdağ'ın ardından konuşmasını gerçekleştirdi. Yıldırım'ın konuşmasından satırbaşları: "Anayasa değişikliğini bütün yönleriyle ele alacağız. Meclis bu değişikliği en iyi şekilde müzakere edecek. Vatandaşlarımız bu görüşmelerde yapılan değişikliğin ne anlama geldiğini daha iyi anlayacak. Hayatlarında neyi değiştireceğine kanaat getirecek. Bu görüşmeler burada bitmiyor. Meclis görüşmelerimizi inşallah bütün partilerimizin katılımıyla tamamladıktan sonra bunun bir de asil sahibinin önüne gitmesi var. Asıl işin sahibi onay verecek makam millettir. Millet, bu değişikliği öyle inanıyoruz ki aynen onur verecek ve Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine giden yolda önünü açacak" "Son 15 yıldır siyasetin içerisindeyim. Milletvekili olarak Bakan olarak hizmet etmek için gece gündü çalıştık gayret ettik. Şunu büyük bir iftiharla söylüyorum ki, Erzincan'da kendi halinde bir ailenin 10 evladından biri olarak bu ülkenin yönetim kademesinde önemli bir sorumluluk almış olmanın ülkemizin, cumhuriyetin bize bahşettiği en büyük imkandır. En büyük onurdur" "Siyasetin tek bir amacı var o da millete hizmettir" "Bu toprakları bize vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyoruz. Onların bıraktığı bu emaneti hiçbi zarar gelmeden, bir karış toprağına halel gelmeden gelecek kuşaklara aynı şekilde, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, tek millet olarak teslim etmek boynumuzun borcudur. Siyasetin tek bir amacı var o da millete hizmettir. Gerisinde millete hizmet olmayan siyaset benim için hiçtir. Yaptığınız yollar, köprüler, hastaneler, okullar her şey insanımızın hayatını kolaylaştırmak için, her şey insanımızı mutlu etmek için, yaşam kalitesini arttırmak için. Bu yolda taş üstüne taş koyan, bütün geçmiş siyasetçileri, yöneticileri bu vesileyle teşekkür ederiz" "Bu konuyu hep vaadlerimizin başında yazdık" "Getirilen değişikliklerin ülkemizin içinde bulunduğu şartları ve gelecekte karşılaşması muhtemel sorunları kökünden çözecek ve yönetim olarak karşı karşıya bulunduğumuz bazı sıkıntıları ortadan kaldıracak bir değişikliktir. 18 değişiklikten bahsedildi. 1982 anayasası bir darbe ürünü anayasadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu anayasa değişikliğini zaman zaman defalarca 100'e kadar madde değiştirdik. Ama her bir değişiklikten sonra yeni anayasa değişikliği bitmedi, artarak devam etti. Hatırlayın bu yüce Meclis çatısı altında bulunan bütün partiler seçim kampanyalarında kendi beyannamelerinde biz AK Parti olarak hükümet programımızda hep bu konuyu, vaadlerimizin en başında yazdık." "Ak Parti ve CHP birçok kanun çıkardı" "Yazmakla kalmadık, gerçekleştirilmesi için gerekli adımları attık. AK Parti 2002'de göreve geldiğinde Türkiye'de parlamentoda iki parti vardı. Birisi AK Parti, ikincisi CHP. Bu iki parti büyük bir krizden çıkmış Türkiye'yi düzlüğe çıkarmak, müzminleşmiş sorunları ortadan kaldırmak için yüce parlamentoda birçok kanunu çıkardı. Günler geçti, sıra cumhurbaşkanının seçimine geldi. 70'li yılların sonunda Fahri Korutürk'ten sonra 119 tur cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Ve cumhurbaşkanı seçemedik. 5 ay ülke cumhurbaşkansız kaldı ve bu da 1980 darbesine zemin hazırladı. 2007'de 363 milletvekili vardı AK Parti'nin önümüzde bir sorun görünmüyor." "Normal şartlarda az milletvekili ile cumhurbaşkanı seçilmiş. Ama orada bir hukuki icat ortaya atıldı. Bu icadın adı 367. Bu 367 icadı, maalesef cumhurbaşkanlığı seçimini tıkadı. Peki milletin iradesinden başka irade yok diyoruz. Peki çözüm nerede? Parlamento çözüm üretemedi, çözüm işin sahibinde millette. Karar aldık, millete gittik. Ve millet AK Parti'ye olan desteğini yüzde 48'lere çıkararak bu işi ben kabul etmiyorum, Meclis'te bu seçimin yapılmasını onaylamıyorum işte size yetki bunu yapın dedi." "Yönetimde iradenin tek olması lazım" "Zaten 1982 anayasasına bakarsak bunu yapmaktan başka çaremiz yoktu. Çünkü parlamenter sistemde Meclis'in seçtiği cumhurbaşanı öngörmüş. Ama cumhurbaşkanlığının yetkilerine gelince, aldı kaçtı kocaya, dokun bakalım demişler bütün yetkileri yazmışlar. Çünkü onların kafasındaki sadece anayasa yapmak değil, kendilerini cumhurbaşkanı yapmaktı. Ve nihayet parlamenter sistem, ama bu sistemde de çok güçlü yetkilere sahip cumhurbaşkanı. Başbakan var cumhurbaşkanı var. Ne oluyor? Yürütmede iki irade var. Her zaman uyumlu olmayabilir. Hatırlayın, rahmetli Özal ve Demirel'in o günkü çatışmasını, aklınızdan geçirin. Ve yönetimde iradenin tek olması lazım. Çatal kazık toprağa girmez. Ben denizciyim, iki kaptan gemiyi batırır. Kaptanın tek olması lazım. İcraatta kaptanın tek olması lazım" "Bunu hukukçular, uzmanlar söylüyor" "Hatırlarsanız cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin dedik, ve bunu da halk oyuna gönderdik. Vatandaşın yüzde 69'u bu kararı onayladı, ve ondan sonra aslında anayasada cumhurbaşkanlığına giden yolda önemli bir adım başlatılmış oldu. Bu ilk uygulamayı da 2014 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın oylarıyla seçilmesiyle başladı. Parlamento ve cumhurbaşkanı millet iradesiyle seçilmiş. Vatandaşın verdiği iki irade. Biri cumhurbaşkanı, diğeri Meclis başkanı. Bir de parlamenter sistem var, çoğunluk partisi Bakanlar Kurulu oluşturuyor. Ve böylece sistemi kuruyorsunuz, çalışmaları yapıyorsunuz. Bu ikili yapı parlamento sistemi içerisinde halktan güç alması dolayısıyla sürdürülebilir bir şey değil. Bunu hukukçular söylüyor, uzmanları söylüyor. En son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu mevcut durumda anayasanın mutlaka uyumlu hale gelmesi lazım, krize dönmemesi lazım beyanı üzerine bu konuda bütün partilere çağrı yaptık. 2011'de başlattığımız anayasa konusunu ele alalım ve bu şekilde de hükümet etme sistemi de dahil anayasamızda değişmesi gereken konuları gözden geçirelim. Bu konuda hatta 3 parti tayin ettiği arkadaşlar ile bir müddet çalıştılar" HDP'den Boykot Kararı

HDP başkanlık sistemi getirecek anayasa değişikliğinde oy kullanmayacağını açıkladı.

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, tutuklu HDP milletvekilleri ve eş genel başkanlarının oy hakkının gasp edildiğini ifade ederek, onlara saygının gereği, "otoriter teklifle" ilgili hiçbir aşamada oy kullanmayacağını belirtti. Kerestecioğlu, bu suça ortak olmayacağını belirterek, "HDP milletvekillerinin de tutuklu milletvekillerine, onların varlığı ve hatırasına olan saygıyı gösterecek şekilde davranacaklarına inanıyorum" dedi.