İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak kararının ardından Altılı Masanın liderleri Saraçhane'de bir araya geldi. Buluşmada CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu ile Demokrat Parti Lideri Gültekin uysal yer aldı. Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, önceden planlanan hastane randevusu nedeniyle buluşmaya katılamadı. Saraçhane buluşmasında on binlerce vatandaş da alanları doldurdu. Saraçhane Buluşmasında konuşan İmamoğlu şunları söyledi: "Demokrasiye inanan yüce Türk milleti, evinize hoş geldiniz. Bu ülkeye yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart'ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. Zarfa attığınız 4 oy pusulasından 3'ü geçerli, büyükşehir belediyesi için kullandığınız oy geçersizdir dediler. Sizin tertemiz helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler. Seçtiğiniz yönetime, millete ait bankalardan bir kuruş vermiyorlar. Seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullarda dışarıdan fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da uydurma bahanelerle aylar geçiyor, yıllar geçiyor, bir imza atıp onay vermiyorlar. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını hapsedip görevden almak için mahkemeden karar çıkardılar. Ey vatandaşlarım, bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var? Sizinle alıp veremedikleri ne var? Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada. Bu ülkeyi yönetenlerin derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta, hasta. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok. Ama başka türlü bir karar çıkarsa, geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapsınlar, nafile. Ne hukuk, ne adalet, ne din, ne iman gözetiyorlar. Gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Milyonlarca insan demokrasi ve özgürlük için, hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan siyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde bir ve eşit değilse, 85 milyon vatandaşımızı bir ve eşit görmüyorsan, bu ülkeyi yönetiyorum diyemezsiniz. Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz. Seçilmiş dernekleri, bir takım karanlık odakları yönetiyorsunuz. İstanbul'da bir israf düzeni kurdular, sonsuza kadar sürsün istiyorlar. İstanbul'da insaf düzeni kurduk, insaf düzeni oluşturduk. İnsaf düzeni adalet demektir. İstanbul'da İstanbullunun kaynağını heba edecek düzene izin vermeyeceğiz. Türkiye'de bu şiarla görevini yapan 11 büyükşehir belediye başkanımız sayesinde Türkiye'de israf düzenini milletimiz istemiyor. Vatandaşın iradesini yok saymak için bin bir numara çeviriyorlar. Cumhuriyet çok değerli bir rejim. Cumhuriyet yöneticilerin, yani bizlerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız, hukuksuz şekilde görevden almak, haddini bilmemektir. Milli egemenliğin kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracağız, yanında duracaksınız. Altılı masanın en çalışkan neferi olacğaım. Bütün genel başkanlarımın huzurunda söz veriyorum. Ben ortak akla, ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun birlikte, barış içinde ortak bir geleceği inşa edebileceğine inanıyorum. Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Benim arkamda 16 milyon hemşerimiz var, milletim var. Bu milletin birliğini inşa etmeye karar vermiş, bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu Türkiye İttifakı var. Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Hiç kimsenin yargıyı bir sopa gibi kullanmaya cüret edemeyeceği bir ortamı yaratacağız. Allaha güveniyorum çünkü o, doğru olanı yolda koymaz. Sizlere güveniyorum, çünkü siz iradenizi çiğneyenlere üç yıl önce hem de iki kez günlerini gösterdiniz. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız, asla üzülmeyeceğiz. Asla öfkeye kapılmayacağız, ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil, parti davası değil, bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası." CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da konuşmasında şunları söyledi: "11 madde halinde düşüncelerimi paylaşacağım. Bugün bizi buraya getiren adaletsizliktir. Ama söz veriyorum, adalet ya gelecek ya gelecek. Adaleti dağıtacak kişi, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır. Adaleti dağıtacak kişi sultanın sofrasına oturmayacak. Sultanın sofrasına oturanın verdiği fetva doğru olmaz. Milli irade. Bugün 16 milyonun iradesine bir yargıç aracılığıyla darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz. Adalet bugün yaşadığımız Türkiye'de temel bir soruna dönüşmüştür. Bugün üstünlerin hukuku var. Bu manzarayı bitireceğiz. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur ve zeval bulacaklardır. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milim bile geri adım attırmayacaktır. Kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Hiçbir güç Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz. Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları, yargıyı itibarsızlaştıranları göndereceğiz. Bu bir 100 metre koşusu değil maratondur ve maratonun sonuna geldik. Güzel bir Türkiye'yi göreceksiniz." DEVA Partisi Lideri Ali Babacan da şunları söyledi: "Çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu haksızlığı, hukuksuzluğu reddediyorum. Birkaç ay evvel Canan Hanım'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İsyanımızı tüm İstanbul duysun diye buradayım. Nedir bu çektiğimiz? Devlet gücünü ele geçiren aşağıdakileri ezmeye başlıyor, zulmetmeye başlıyor. Üste çıkan alttakini eziyor. Dünün ezileni Sayın Erdoğan bugün ezmeye devam ediyor. Bu nöbetleşe zorbalığa karşıyız, adalet olsun istiyoruz. Hep birlikte Türkiye'yiz ve bütün Türkiye için özgürlük diyoruz, adalet diyoruz. Devlet gücünü kullanmak süreyle sınırlı olmalıdır. 3 dönem kuralı vardı, şimdi bırakmayacağım diyor. Şu anki iktidar partisinin akitnamesinde 3 dönem kuralı vardı. Devlet yönetme gücü yozlaştırır. 2018'den sonra tüm yetkiyi elinde toplayan şu anda artık ülkeyi bataklıklara sürüklemekte. 85 milyon, 1'den büyüktür. Türkiye 1'den büyüktür." Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da şu ifadeleri kullandı: "Aya ilk ayak basan astronotun dediği gibi, 'benim için küçük insanlık için büyük bir adım' dediği gibi önemli bir kilometre taşının bulunduğu noktadayız. Bir büyük hüzün içindeyim. Bu millet bu kadar büyük kötülüğü hak etmiyor. 6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılmanın yaşandığı tarihtir. İstanbul'da milletin iradesiyle belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun yetkisinin alındığı tarihtir. Bu kararın milletin vicdanında nokta kadar yeri yoktur. Bu kararı aldıranları biliyoruz. Bakmayın isminin Adalet ve Kalkınma Partisi olduğuna, onların adaletleri kalkalı çok oldu. Altılı masada buluşanların demokrasi diye bir kavgası var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye bir kaygısı var. Burada attığımız adımla birlikte, Atatürk'ün Bandırma Vapuruyla Samsun'a giderken düştüğü gibi tarihe bir not düşüyorsunuz. Atanmış hakimlerin verdikleri kararları hep beraber yerle bir edeceğiz. Dünümüzü çalanlara yarınlarımızı asla çaldırtmayacağız" Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu da şunları söyledi: "Meselemiz sadece Sayın İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değil, İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyetinin demokratik değerlerini korumaktır. Dün yargı bir kez daha siyasallaştı. Bu meydan tarihi sahnelere şahit oldu. 1998'de Sayın Erdoğan'a benzer ceza verilmişti. Yüreğimde bir şeyler düğümlendi. 1998'de Büyükşehir Belediye Binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz'da hangi değerleri savunduysam, aynı değerler için buradayım. Sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. 2023 seçimlerine ipotek koyarız diyorsanız, demokrasi aşığı 85 milyon adına söylüyorum, korkmuyoruz, korkmayacağız. Sandık üzerinden siyaseti dizayn etmeye çalışmayın. Bu konuda hiç söz söylememiş Erdoğan'a sesleniyorum; bağımsız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız. Türk yargısının şerefli mensuplarına sesleniyorum, siyasi kararlara uymayın. Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Ümit ederim ki baskılar sebebiyle seçime girerken hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Ama baskı altına alınırlarsa, onların arkasında 6 lider olarak dimdik duracağız. Özellikle AK Parti seçmenine sesleniyorum, vesayete karşı her zaman 'milli irade' dediniz. Neredeyse haftada bir 'masa dağılacak' sözleri çıkıyor. Çok beklerler. Bu masa kurtlar sofrası değil, Halil İbrahim sofrasıdır, dağılmayacak." İYİ Parti Lideri Akşener de şunları söyledi: "İstanbul'dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane'deyiz. Bir tiyatroya bir haksızlığa kara cübbelerini satanlara buradan seslenen İstanbullular diyorsunuz ki Saray sizinse Saraçhane bizimdir. Zulüm sizinse sandık bizimdir. Size, bize terörist deseler de, haksız yere Ekrem Kardeşimi cezalandırsalar da bu cesaret, bu demokrasi aşkı, bu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyonun da burada olduğunu görüyoruz."