Manşet

Ali Haydar Fırat: Tunç Soyer'e babası üzerinden tepki gösterenler dini sömüren Ak Partililere sesini çıkarmadı

Abone Ol
PolitikYol Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat, Tunç Soyer'in babası askeri savcı Nurettin Soyer'in 12 Eylül döneminde MHP-Ülkücüler davasında iddia makamında bulunmasına ilişkin tartışmaları CNN Türk'te katıldığı Türkiye'nin Gündemi programında değerlendirdi. Tunç Soyer'in babası üzerinden yapılan tartışmada Soyer'in yapmadığı şeyler üzerinden eleştirilmesinin doğru olmadığını belirten Fırat, günlerdir bunu tartışanların dini siyasete alet eden Ak Partili milletvekillerine sesini çıkarmadığını belirtti. Fırat'ın değerlendirmeleri şöyle: Darbe meselesinde bu kadar ciddi bir tavır alıyorsa birincisi; 27 Mayıs darbesinin yani Menderes'i idama götüren darbenin metnini okuyan Alparslan Türkeş'ti. Bu kadar demokratsınız, MHP ile niye işbirliği yapıyorsunuz. O zaman nerde kaldı sizin darbe karşıtlığınız. Sayın Cumhurbaşkanının Kenan Evren'le karşılaşmasını hepimiz hatırlıyoruz. Şöyle bir cümle bizim toplumumuzda yer etmiştir: "Sizin gibi bir devlet adamına ihtiyacımız var." Bir taraftan anti-demokrat, özgürlükçü bir tavır sergiliyorsunuz ama geçmişe bakınca bambaşka bir tablo çıkıyor karşımıza. Buradan kimseye bir şey çıkmaz. Özellikle konu kişinin kendisi ile ilgili bile değilse. Başkasının yapıp ettikleri üzerinden değerlendirmeler yapılacaksa dünyada adalet diye bir şeyden söz edilemez. İkincisi; Tunç Soyer'e babası üzerinden tepki gösteren insanlar, "Sivas adayımıza oy veren cennet beratı alacaktır." diyen İsmet Yılmaz'a ve "Ashab-kehf 8. suredir, biz de pusulada 8. sırada çıktık" diyen Konya Milletvekiline kimse söz söylemedi. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere kimse bunlara bir şey söylemedi. Aliya İzzetbegoviç, "Dine siyaseti sokmayın, ahlakını sokun" diyor. İşin ahlakını bir tarafa bıraktı bu insanlar, inanılmaz bir sömürüyle olayı bambaşka bir hale getirdiler. Tunç Soyer'in herhangi bir eylemi üzerinden bile değil, babası üzerinden eleştiri getirenler, iki tane Ak Partili milletvekilinin bu ülkenin kutsal değerlerini sömürmesine, dine hakaret etmesine kimse ses çıkarmadı. Bir taraf sözü ve eylemi yokken suçlanıyor, bir tarafınsa ortada "suçu ve eylemi" olmasına rağmen kimse bir şey demiyor.