Daha önce Abdurrahman Dilipak gibi islamcı çevrenin etkili kalemlerinin de gündeme getirdiği “damat” rahatsızlığı (Kadir Topbaş ve Bülent Arınç’ın damatlarının tahliyesi) AKP'li yazarlar arasında devam ediyor. Star Gazetesi’nde AKP milletvekili Mehmet Metiner bugünkü yazısında bu konuya değindi. Metiner “Delil yoksa niye tutukluyorsunuz varsa niye salıyorsunuz?” başlıklı yazısında “Kulağımıza hiç de hoş olmayan şeyler geliyor. Gözlerimizle gördüklerimiz çok daha rahatsız edici. Yargısal kimi işlemler milletimizin yargıya olan güvenini her geçen gün aşındırıyor. Yargıda bir sorun var” dediği yazısında FETÖ davalarındaki hukuksuzluklar ve “Gücü olan çıkıyor” algısının yarattığı rahatsızlığı dile getirdi. Kadir Topbaş ve Bülent Arınç’ın damatlarının serbest bırakılmasına değinen Metiner “Kadir Topbaş'ın ve Bülent Arınç 'ın damatları meselesi de öyle. Hadi niye serbest bırakıldıklarını sormayalım. Birileri bizi zalimlikle (!) suçlamasın diye. Birileri de delil durumunu bilmeden, hukuk nedir bilmeden konuşuyor suçlamasına maruz bırakmasın diye. O zaman şöyle soralım: Niye tutukladınız?” diye yazdı. Metiner’in yazısının ilgili kısmı şöyle: “Kulağımıza gelen haberler ne mi? FETÖ'cülüğü tescilli kimi isimler serbest bırakılıyor. Hem de beraat ettirilerek. Kayseri'den iki örnek mesela. Biri Akın Öztürk'ün emir astsubayıyla ilgili. Akın Öztürk Kayseri'de görev yapmış bir FETÖ'cü. Darbenin de başını çeken biri. Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde uzun yıllar genel müdürlük yaptıktan sonra geçen yıl görevinden ayrılan darbeci paşanın emir astsubayı Ali Üstünel'in, darbe gecesi Öztürk'le sayısız telefon görüşmeleri tespit edilmiş. Başkaca bilgiler de var ama yeri burası değil. Şimdi bu isim geçen haftalarda beraat edilerek salıverilmiş. Gene Kayseri'de, emniyet kayıtlarında FETÖ'cülüğü tescilli Şakir Batmaz beraatle bırakılmış. Delil var diye tutuklanıyorlar. Sonra delil yok denilerek salıveriliyorlar. Hem de beraat ettirilerek. Sizce de ortada yargı adına bir sorun yok mu? *** Kadir Topbaş'ın ve Bülent Arınç 'ın damatları meselesi de öyle. Hadi niye serbest bırakıldıklarını sormayalım. Birileri bizi zalimlikle (!) suçlamasın diye. Birileri de delil durumunu bilmeden, hukuk nedir bilmeden konuşuyor suçlamasına maruz bırakmasın diye. O zaman şöyle soralım: Niye tutukladınız? Elinizde delil olmadığı halde tutuklama yapıyorsanız kusura bakmayın ama bu yargıya milletin güveni olmaz. Delil olduğu halde hangi nedenle olursa olsun bırakıyorsanız o zaman da size sorarlar: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Tekraren ve önemine binaen söylüyorum: İki gün sonra bırakacağınız birini ne diye tutuklayarak hem yargı kurumu olarak kendinize, hem de siyaset kurumu olarak bizlere sıkıntı yaşatıyorsunuz? Benzer durumda olan insanların ailelerinden yükselen itirazları ve eleştirileri göğüsleme işini omzumuza bırakmaya kimin, ne hakkı var? Başkaca işimiz kalmadı da şimdi de yargısal kimi işlerin siyasi faturasıyla mı uğraşalım? Demek istediğim şu: FETÖ'cü olduğu besbelli olan veya FETÖ ile kriminal ilişkiler içinde olduğu bilinen isimler konusunda yargı gereğini yapmalı. Kim ki bu tür isimler için araya girmişse, kim ki makamını ve unvanını kullanarak bu isimleri yargıdan kurtarmak için devreye girmişse bunları kendimizden bilmeyiz. Mağduriyetler giderilmeli, eyvallah. Delilsiz-ispatsız suçlamalarla mağduriyetler oluşturulmamalı, eyvallah. Delilsiz-ispatsız bir anlık bir gözaltı ve tutukluluk hali bile vicdanımızı yaralar. Lakin FETÖ iltisakı bilinen isimlerin beraat ettirilmesi veya iki gün önce tutuklanan birinin serbest bırakılması gibi olaylar milletimiz tarafından hiç de hayra yorulmuyor. Bu dava birileri tarafından fena sulandırılıyor. Ve milletimizin öfkesi hiç de hak etmediğimiz halde üstümüze çekiliyor. Bu da bizi fena halde rahatsız ediyor, biline.