Manşet

Ahmet Şık: Devletten hukuku çıkardığınızda elinizde kalanın adına devlet değil çete denir

Abone Ol
Ahmet Şık, yaptığı açıklamada "Devletten hukuku çıkardığınızda elinizde kalanın adına devlet değil çete denir." dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Plan Bütçe Komisyonu'nda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine konuştu. Şık şunları söyledi:
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDE TÜRKİYE 101'İNCİ SIRADA
Yüksek yargı mensuplarına çay toplatan, cübbelerinin önünü ilikleten, mahkeme kararları ile ilgili “tanımıyorum, saygı duymuyorum” diyen, “yargı harekete geçmelidir” talimatıyla HDP’li vekiller hakkında yüzlerce fezleke hazırlatan bir cumhurbaşkanı olan bir ülkede hukukun üstünlüğünden, evrensel hukuk normlarının geçerli olduğundan bahsetmek mümkün olmaz. Ki, bağımsız bir araştırma platformu olan Dünya Adalet Projesi’nin verileri de aynı şeyi söylüyor. 2017-2018 dönemi raporunda, hukukun üstünlüğü alanında değerlendirmeye alınan 113 ülke arasında Türkiye'yi 101'nci sırada göstermiş. 2016-2017 döneminde de 99'ncu sıradaydı.
Bunun yanı sıra, 2017 yılı itibariyle Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde en kötü sicile sahip ülke. 1959'da başlayan AİHM sistemine 1987'de girmesine rağmen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin birden çok maddesini ihlal ederek hakkında verilen 4 bin 514 mahkumiyetle, 47 ülke arasında en çok hak ihlal eden ülke oldu.
Türkiye'de devlet 30 yılda yurttaşlarının en çok şu üç hakkını ihlal etti: "Adil yargılanma hakkı", "özgürlük ve güvenlik hakkı", “düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı hakkı” ve "mülkiyetin korunması hakkı”. Yargının durumunu saptayan bu veriler ortada iken, her gün bir başka yargısal usulsüzlükle karşı karşıya iken, çizmeye çalıştığınız tablonun gerçekle bağı olmadığını söylemek elzem.
Bu yüzden FETÖ denilen Cemaat’in yargı sistemini araçsallaştırdığından bahsederken, bu dönemin yargısının aynı mantıkla ve daha pespaye biçimde davranmadığını iddia edemezsiniz? Yargıyı bir kez daha, hukuk normlarıyla değil talimatla kararlar veren bir araç haline getirmeye çalışıyorsunuz.
"SAVCILARIN YARISI FETÖCÜ ÇIKTI"
15 Temmuz kalkışmasına kadar olan 14 yıllık sürede AKP iktidarı tarafından ataması yapılan 8 bin 794 hakim-savcıdan yaklaşık 4 bini FETÖ mensubu oldukları iddiasıyla meslekten çıkarıldı. Başka bir deyişle iktidarınız tarafından ataması yapılan her iki hakim-savcıdan birisi hakkında FETÖ ile iltisak suçlaması yöneltilmiş.
Peki bunun sorumlusu kim? “Cemaat devlet içinde örgütleniyor iddialarına kargalar güler” diyen eski bakanınız Hüseyin Çelik mi?
Ya da, toplamda 4 yıl süren Adalet Bakanlığı döneminde atamasını yaptığı 3 bin 614 hakim-savcıdan 1228’i FETÖ ile iltisaklı oldukları gerekçesiyle meslekten atılan ancak “Cemaatin yargıda örgütlenmesi mümkün değil” diyen Bekir Bozdağ mı? Kuvvetle muhtemel “Ne istedilerse verdik” diyen de dahil olmak üzere hepiniz sorumlusunuz.
Peki bu dönemin yargısının aynı mantıkla ve daha pespaye biçimde davranmadığını iddia edebilir misiniz? Yargıyı bir kez daha, hukuk normlarıyla değil talimatla kararlar veren bir araç haline getirmeye çalışıyorsunuz.
Aksi görüşte iseniz, hapishanede rehin tutulan partimiz eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM’in bugün vermiş olduğu karara uyabilirsiniz.
"DEVLET DEĞİL ÇETE"
Çünkü, eğer yargıyı konuşacaksak yapacağımız tespit şu olur: Hukuktan hak, adalet, vicdan ve liyakati çıkardığınızda geriye kalan ne ise Türkiye yargısı şu an odur.
Bırakın hukuk devleti olmayı, Türkiye artık bir kanun devleti bile değil. Ve devletten hukuku çıkardığınızda elinizde kalanın adına devlet değil çete denir.