Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM’nin yeni yasama yılının açılışı nedeniyle düzenlenen resepsiyona katıldı. 

Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tunç şöyle konuştu:

'Cezası az olan suçlarda yatarının olmaması toplumda bir infial oluşturuyor'

*Ceza infaz kanunlarımız 2005 tarihli. 10 yıldan bu yana uygulanan kanunlar. Bu kanunlarla ilgili zaman zaman cezasızlık algısıyla ilgili eleştiriler oldu. Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik süreleriyle ilgili bazı suçlar bakımından birtakım değerlendirmeler kamuoyunda yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi suç ve suçluyla mücadele konusunda gerek mevzuatımız gerek uygulamayla ilgili yapılması gereken konulara vurgu yaptı. Ceza İnfaz Kanunu’muzda bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik sürelerinin olup olmayacağı tartışılabilir.

Bazı bölgelerde kar bekleniyor: Yeni hafta hava durumu nasıl olacak? Bazı bölgelerde kar bekleniyor: Yeni hafta hava durumu nasıl olacak?

*COVID sürecinde denetimli serbestlik uygulaması biraz genişletildi. Cezaevlerinde salgın tehlikesi nedeniyle önce 3, sonra 5 yıl denetimli serbestlik uygulaması yapılmıştı. Ama artık geride kaldı. Bundan sonraki süreçte bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik olmayabilir, bu tartışılabilir. Cezası az olan suçlarda (2 yılın altındaki suçlar) yatarının olmaması nedeniyle bunlar işlendiğinde toplumda bir infial oluşuyor. ‘Yapanın yanına kar kaldı’ algısı oluşuyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, basit suçlarda denetimli serbestliğin uygulanabilmesi için belli bir süre cezaevinde kalma şartı getirilebilir.

'Sudan sebeplerle herkes soruşturmaya tabii tutulacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı' 

*Etki ajanlığı meselesi yanlış tartışıldı. Konu farklı anlatıldı. Orada özellikle casusluk suçunu işlerken bir başka suçu da işlemişse her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasına yönelik bir düzenleme. Devletin, milli güvenliğin, devletin siyasi ve askeri yararlar aleyhine, yabancı bir devlet ve organizasyonun lehine, Türkiye’de suç işleyenlerin cezalandırılacağına yönelik bir taslaktı o. ‘Türkiye’de araştırma yapanlar, fotoğraf çekenler’ diye konu dağıldı. Türkiye’de etki ajanları, sudan sebeplerle herkes soruşturmaya tabii tutulacakmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Öyle değil. Bu konu Meclis’te bu şekilde açıklandığında diğer partilerin de hayır diyeceklerini düşünmüyorum. O, ülkemizin milli güvenliği ile ilgili bir husus.”