Manşet

ABD’de altyapı yatırım zamanı ve Türk inşaat şirketleri için doğan fırsatlar

Abone Ol
Geçen yarım asırda telekomünikasyon ve enerji altyapılarında ciddi yatırımlar yapan ABD yönetimleri, karayolları, demiryolları, havaalanları, köprüler, okullar vd projelere gereken yatırımları minimum düzeylerde tuttular. Türk inşaat şirketlerinin ABD'ye girmesi için doğru zaman! 21 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasılası ile dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD yarım asırdır enerji ve telekomünikasyon dışında kalan altyapı sektörlerine ciddi yatırımlar yapmadı ve altyapısı 20. yüzyılda kaldı. Biden yönetimi seçim vaatleri arasında da bulunan yıllardır ertelenen altyapı yatırımlarına geçen ay ABD Kongresi’nin de onayını alarak devasa bir bütçe ile el atmaya karar verdi. 2000’lerin başından itibaren ABD’nin altyapısını güçlendirmesi, modernize etmesi konuşulan, gündemde olan önemli konular arasındaydı. Altyapı yatırımları Bush yönetiminin olmasa da Obama ve Trump iktidarlarının ajandalarının önemli maddelerindendi. Ne Obama ne Trump altyapı için istedikleri bütçeyi Kongre’den geçirebildi, ne de bunu bütçe görüşmelerinde öncelikleri yapabildiler. ABD’deki başkanlık sistemi başkana önemli yetkiler verse de bütçe konusunda Kongre’yle başkanın gücünü dengeleyip sınırlarını çiziyor. Biden hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin desteğini alarak ilk aşamada 1 trilyon dolarlık bir bütçeyi yaptığı pazarlıklarla Kongre’den geçirdi ve altyapı hamlesine start verdi. Kongre’deki 50 Demokrat senatörün tamamının, 50 Cumhuriyetçi senatörün ise 19’unun oyunu alarak geçen 1 trilyon dolarlık altyapı yatırım bütçesinin sadece bir başlangıç olduğunu ve 2 trilyon dolar ile 3.5 trilyon dolar arası bir ek bütçenin de Demokratların oylarıyla onaylanması bekleniyor önümüzdeki günlerde. Bütün bu gelişmeler gelecek on yılda ABD altyapısına ciddi yatırımlar yapılacağını gösteriyor. Geçen yarım asırda telekomünikasyon ve enerji altyapılarında çok ciddi yatırımlar yapan ABD yönetimleri, diğer altyapısal projelerine gereken yatırımları minimum düzeylerde tuttular, karayolları, demiryolları, deniz ve hava ulaşım ağları, istasyonlar, havaalanları, köprüler, yüzyıllık tarihe sahip şehirlerin apartmanları, gökdelenleri, kamu binaları, okullar, vs. Bahsi geçen altyapı sektörlerine yatırımların ve modernizasyon faaliyetlerinin ertelenmesinin ekonomik ve politik nedenleri vardı. Bunların birinci ve en önemli olanı altyapı yatırımlarının bundan önceki bazı iktidarların ajandalarında yer bulamamasıydı, bazılarının ise Amerikan politik sisteminden dolayı altyapı projeleri için gereken bütçeyi Kongre’de onaylatacak siyasal gücünün olmamasıydı. ABD’de başkanın kullanacağı bütçe Kongre’nin yetkisindedir ve onayına tabidir. Başkan bütçesini her yıl kalem kalem hazırlar ve Kongre’nin onayına sunar; mesela 100 milyar dolar savunma bütçesi, 50 milyar dolar altyapı bütçesi, 20 milyar dolar çevre ve parklar bütçesi gibi... Bu kalemlerin alt kalemleri de Kongre’ye sunulan bütçede detaylandırılır. Ve bütçedeki ana kalemler, alt kalemler için halkın temsilcileri pazarlıklar yapar. Mesela Texas eyaletinden seçilmiş senatörler ve parlamenterler petrol için olan harcamaların artmasını talep eder, Michigan eyaletinden seçilenler otomotiv sektörü ile ilgili harcamalara öncelik verilmesini ister. Bu pazarlıklar sonucu başkan bütçesini şekillendirir ve onayını alır. Yıllardır ABD’de altyapı yatırımları farklı eyaletlerden seçilmişlerin direkt önceliği olmamıştır. Başkan ve yönetimi bütçeyi nasıl finanse edeceğini de detaylandırır. Başkan’ın genel olarak bütçesini nasıl denkleştireceğinin, nasıl finanse edeceğinin yolları bellidir: vergileri artırabilirler, devlet borçlanabilir (hazine bono ve karşılığı para basarak, iç ya da dış borç alarak). Genel olarak vergileri artırmaya karşı olan ve “küçük devleti” savunan Cumhuriyetçiler Trump’a kadar altyapı meselesini ajandalarına almadılar. Demokratlar ise son 50 yılda iktidara geldiklerinde ya Kongre gücünü edinemediler ya da başka konulara öncelik verdiler. ASKERİ OPERASYONLAR YÜZÜNDEN ALTYAPI İHMAL EDİLDİ Altyapının ihmal edilmesinin ikinci önemli nedeni ABD’nin küresel askeri operasyonlarının federal bütçede geçen yirmi yılda ciddi bir yer tutmasıydı. Eyalet sisteminin bir getirisi olarak eyaletler kendi imkanları ile eyaletlerinde ve şehirlerinde asgari düzeyde altyapı onarım ve bakım işlerini yapsalar da federal düzeyde destek gerektiren onarım ve yenileme işleri yıllarca ertelendi. Altyapı yatırımlarının ertelenmesinin diğer önemli bir nedeni gelişmiş ülkelerde bu işlerin doğası gereği büyüklüğüydü. ABD’de demiryolları, karayolları dünyadaki birçok ülkeden yıllar önce, bayağı eski tarihlerde yapılmıştı. Ana şehirlerindeki metro ağları, köprüler, tüneller 100 yıl ya da daha uzun bir süre önce tamamlanmıştı. Mesela dünyadaki birçok büyük şehirden daha önce örgün bir metro sistemine kavuşan New York’ta mevcut metro altyapısını rehabilite etmek ya da mevcut olanı söküp daha iyisini ya da modernizasyonunu yapmak yeni gelişen şehirlerde mesela Şangay’da sıfırdan modern bir metro inşa etmekten kat be kat daha masraflı. Bu yüzden Çin, Hindistan, Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerde altyapı işleri ABD, Almanya, İngiltere gibi gelişmiş ülkelere göre hem daha hızlı hem de daha verimli yapılabiliyor. Altyapı projeleri için gereken bu yüksek bütçeler ABD yönetimleri için caydırıcı bir güç oluyordu. Yukarıdaki nedenlerle bağlantılı bir diğer neden Amerika’nın demokrasi geleneği ve seçmen tercihleri ile ilgiliydi. ABD vatandaşları vergileri konusunda çok hassas ve hesap sormayı bir vatandaşlık görevi olarak benimsemiş, yüksek vergilerden rahatsız olmuş ve kamu harcamalarının sınırlı tutulmasını talep etmiştir seçtikleri siyasilerden. Mesela New York’taki vatandaşlar önümüzdeki yıllarda federal veya yerel vergilerini artıracak lüks bir metro yatırımındansa, 100 yıldan yaşlı metrolarının bakım ve onarım ile güvenilir olacak kadar ayakta tutulmasını tercih ediyorlar. Bu veriye dayanarak birçok yönetim altyapıya ciddi yatırımlar yapıp yenilemek yerine, bakım ve onarım harcamaları ile günü kurtarmayı tercih ettiler. BIDEN’IN ALTYAPI PLANI Geçen ağustos ayında 1 trilyon dolarlık bölümü Kongre tarafından onaylanan Biden’ın altyapı hamlesi toplamda 5 trilyonu bulacak devasa bir program. Altyapıdan kastedilen yollar, köprüler, telekomünikasyon, su ağları yatırımları değil sadece, çevre, küresel ısınma ve yenilenebilir enerji dönüşümü bağlantılı altyapı yatırımları da Biden’ın altyapı yatırımlarının içinde yer alıyor. Kongre tarafından onaylanan ilk 1 trilyon dolarlık bütçenin detaylarına baktığımız zaman karayollarına ve köprülere 110 milyar dolar, yolcu ve yük demiryollarına 66 milyar dolar, telekomünikasyon altyapısına (broadband) 65 milyar dolar, su sistemlerine 55 milyar dolar ve toplu taşıma altyapısına 39 milyar dolar bütçe ayrıldığını görüyoruz. Aşağıdaki tabloda Biden’ın altyapı planının ana kalem detaylarını bulacaksınız: TÜRK ŞİRKETLERİ İÇİN ABD’NİN ALTYAPI ATILIMINDAN DOĞAN FIRSATLAR Türkiye’nin dünyaya açılmış en başarılı şirketlerinin başında inşaat şirketleri geliyor. Rusya ve Orta Asya topraklarından Orta Doğu’ya, Balkanlardan Afrika’ya Türk inşaat şirketleri çok başarılı işlere imza attılar geçtiğimiz 30-40 yıllık dönemde. Türk inşaat şirketleri için ABD marketine girmek için iyi bir zaman olduğunu düşünüyoruz. Bir piyasaya girişin farklı stratejik yolları bulunmaktadır. Bu stratejilerden üçü ciddi değerlendirmeye alınmalıdır: 1) direkt ABD’de bir şirket kurarak bir yapılanmaya gidilmesi; 2) ABD’de altyapı ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerle “Joint Venture (JV)” tarzı bir yapılanmaya giderek ortak projelere, ihalelere girilmesi; 3) stratejik bir şirket alımı ya da evliliği (strategic merger & acquisition) yapılarak direkt piyasaya ve hızlıca ihalelere girilebilecek bir yatırım yapılması. Yukarıda belirttiğimiz üç yolun da artıları, eksileri, avantajları, dezavantajları bulunmaktadır. Lakin, yukarıda detaylandırdığımız Amerika’daki altyapı yatırım işlerinde pastadan pay almak için yapılacak en doğru yol ikinci ya da üçüncü seçenektir. Bu seçenekler şirket birliktelikleri ve yatırımlar tamamlandıktan sonra ihalelere, projelere girmeye olanak sağlıyor. Amerika’da bir ihaleye girildiğinde ihaleye giren şirketin geçmişte yaptığı işlere bakıldığından, referansları istendiğinden Amerikan bir şirket ile yapılacak iş birliği başarılı olmak için gereklidir. Ayrıca her ülkede iş yapmanın farklı gerçekliği farklı iş kültürü vardır. Özellikle ABD gibi rekabetin yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde iş yapmak için “know-how”ı güçlü lokal bir şirket ile yapılacak iş birliği ya da şirket birleşmesi çok önemlidir. Amerika’da köprü güçlendirmeden yol yapımına, demiryolları ve metro bakım onarımından ev, ofis binaları ve kamu binalarının altyapılarını güçlendirmeye kadar hizmet veren, faaliyet gösteren irili ufaklı binlerce şirket bulunmaktadır. Bu şirketlerin büyük olanları ulusal faaliyet gösterse de, farklı bölgelerde ve eyaletlerde coğrafi olarak fokus olmuş şirketler çoğunluktadır. ABD ekonomisini tek bir ülke olarak düşünmemek gerekir. ABD 50 devletten oluşan bir birliktir. Gayri safi milli hasılasına bakıldığında New York eyaleti ekonomi olarak Rusya’dan büyüktür, California eyaleti tek başına İngiltere veya Fransa ekonomisinden büyüktür. ABD marketine girmek yerine Türk şirketleri mesela New York marketine ya da California marketine girmeyi kendilerine strateji olarak belirlemeliler ve ABD pazarına bu anlayışla bakmalıdırlar.