Önümüzdeki birkaç ay yeni yeni hikâyeler yazılmasına şimdiden hazırlıklı olmak ve hayrete düşmemek lazım. Hikâyelere inanan çıktıkça yabancı yatırımcı diye adlandırdıklarımızın kısa dönemde söylemlerinin nasıl değişeceğini göreceğiz diye düşünüyorum.
Büyük İskender’in de düşünce evreninde büyük etkiler yapmış Aristotales önemli bir Yunan filozofuydu. Onun felsefesi bilim, mantık, siyaset, etik ve metafizik gibi birçok alana büyük katkılar sağladı. Kendisine atfedilen retorik üçlüsü Ethos, Pathos ve Logos ikna teknikleri anlamında hâlâ kullanılan kavramlar. Son dönemin bu konu ile ilgili söylemi ise “Hikâye Anlatıcılığı”. Hikayeleştirilmemiş bir konu bir topluluğun ilgisini çekmiyor, dinleyici konsantrasyonunu sağlamıyor ve vermek istediğiniz mesajı karşınızdakine vermekte ya çok zorlanıyorsunuz veya o mesajı veremiyorsunuz. Kısaca satmak istediğiniz şeyi satamıyorsunuz. Ethos, Pathos ve Logos’u duymamış olan okuyuculara çok kısa bir bilgi vererek ne demek istediğimi nereye varmak istediğimi paylaşacağım.
Ethos: İkna etme çabasında konuşmacının itibarını ve karakterini vurgular. Dinleyicilerin konuşmacıya olan güvenini ve saygısını artırmak için konuşmacının dürüstlüğü, bilgisi, ahlaki duruşu ve otoritesi kullanılır.
Pathos: Duygusal ikna anlamına gelir. Dinleyicilerin duygusal tepkilerini harekete geçirmek için kullanılır. Empati, duygusal hikayeler ve duygusal dil kullanımı, dinleyicilerin konuşmacının mesajına daha duyarlı olmalarını sağlar.
Logos: Mantıksal ikna anlamına gelir. Konuşmacının argümanlarını mantıklı bir biçimde sunması ve doğru ve geçerli delillere dayanmasıdır. Mantıklı düşünce ve sağlam kanıtlar, dinleyicileri konuşmacının fikirlerini kabul etmeye daha yatkın hale getirir.
Türkiye seçimlere makroekonomik dengelerin bozulduğu, enflasyonun rekorlar kırdığı, Merkez Bankası rezervlerinin rekor eksi düzeylere düştüğü bir ülke olarak girdi. Seçimlere girerken yapılan anketlerde ekonomik sıkıntıların birinci sorun olduğu defalarca tespit edilmiş olsa da seçimler, ekonomiyi bu sıkıntılara sürükleyen iktidar tarafından kazanıldı. Bunun nedenleri konusunda farklı görüşler var ama ben yazılan hikâyenin, bu hikâyenin vatandaşa anlatımının başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği düşüncesindeyim.
Seçimler sonrası ekonominin gündemin en önemli maddesi olacağı Cumhurbaşkanı tarafından da anlaşılmış olacak ki bu konuda hemen bir Ethos bulma çabasına girildi. Liyakati, bilgisi, uluslararası finans çevrelerince bilinirliği ve kredibilitesi olan Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanlığı için güven veren bir isim olarak göreve geldi.
Para Politikası Kurulunun yaptığı faiz artışlarının piyasa beklentilerini karşılayamaması ve ilk önce politika faizinin %15’e ve en son perşembe günü yapılan PPK toplantısında %17,5’e çekilmesi, gerçekte uygulamada herhangi bir şeyin değişmediği düşüncesini akıllara getirdi.
Pathos olarak kullanılan olgu uzunca bir süredir zaten gündemde. Hepimizin bildiği ve oldukça sık kullanılan kavramlar… Vatan, bayrak, güvenlik, yerlilik, millilik…
Ekonomik anlamda yapılacaklara iknayı sağlamak için Logos, yani mantıksal ögeler, nedir diye bakıldığında aslında söylenen şeffaflık, öngörülebilirlik, uluslararası normlara uygunluk gibi kavramlar ilk başta ikna edilmeyi sağlamak için oldukça uygundular. Bu konularda maalesef somut gelişmelere şimdilik şahit olamadık.
Logos’u ortaya koymak açısından maliye politikası ve para politikası için atılan adımlar toplumda ve piyasa profesyonelleri arasında oldukça büyük tepkilerle karşılaştı. Vergi artışları, akaryakıttan alınan ÖTV’ye yapılan zamlar ücretlere yapılan zamları daha henüz cebe girmeden eritti, hatta vergi dilimleri güncellenmediği için bitirdi.
Merkez Bankasının başkan dışında kurullarında hiçbir değişiklik yapılmaması soru işaretlerine neden oldu. Para Politikası Kurulunun yaptığı faiz artışlarının piyasa beklentilerini karşılayamaması ve ilk önce politika faizinin %15’e ve en son perşembe günü yapılan PPK toplantısında %17,5’e çekilmesi, gerçekte uygulamada herhangi bir şeyin değişmediği düşüncesini akıllara getirdi.
Sorunların ana kaynağını yine enflasyonun kontrol altına alınamaması oluşturuyor. Bunun yan etkisi ise doğru belirlenmemiş politika faizinin cari açık üzerinden Türkiye’de bir baskı oluşturması.
OYUN PLANI
Tüm bunlar gerçekleşirken TCMB’nin seçim sonrası 21 milyar doların üzerinde rezerv biriktirmiş olması, para politikası açısından rahatlama yaratan ilk adım olabilir. Bu süreçte birtakım varsayımların şunlar olabileceğini düşünüyorum.
- Vergilerin artırılmış olması bir süre sonra artan ücretlere rağmen alım gücünü düşürecek ve talep taraflı enflasyonun etkilerini ortadan kaldıracak.
- Bu durum soğuyan ekonomi ile birlikte, geçen yılların baz etkisini de hesaba katarak Cari Açığın bir süre döviz fonlama ihtiyacını öteleyecek.
- Körfez bölgesine yapılan ziyaretlerle bölgeden 50 milyar dolarlık anlaşma yapıldığı haberleri ile borç ödemelerinde ve ödemeler dengesinde bir sorun yaşanmayacağına dair bir nakit akımının sağlanması. (Bu miktarın ne kadar sürede geleceği, gelip gelmeyeceği, nasıl geleceği ile ilgili de belirsizlikler var. Üstelik şeffaflık konusunda aydınlatılmaya muhtaç bir nokta)
Tabii bu varsayımların belirli riskleri de mevcut.
- Artan vergiler ve ücretler nedeniyle yükselen maliyetler ve arz yönlü enflasyon,
- İhracat ve turizm gelişmelerinde bu maliyet artışları nedeniyle ortaya çıkacak negatif tablo,
- Yılsonuna yaklaşırken Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler nedeniyle ücret artışları konusunda yapılan baskılara iktidarın yeniden popülist bir yaklaşım göstermesi.
Bunların yanında ekonomi yönetiminin kısıtlarını da gözden kaçırmamak gerekiyor:
- Kur korumalı mevduat ikilemi dolayısı ile kurun baskı altında kalmasının hayati önemi,
- Toplam faktör verimliliği artmadan ihracatçının rekabet üstünlüğünün kur dışında kısa dönemde mümkün olmayışı
Kısaca sorunların ana kaynağını yine enflasyonun kontrol altına alınamaması oluşturuyor. Bunun yan etkisi ise doğru belirlenmemiş politika faizinin cari açık üzerinden Türkiye’de bir baskı oluşturması.
Fakat yukarıda sayılan fırsatlar kısa vadeli Türkiye finans piyasaları üzerinden para kazanmak için güzel bir hikâye de oluşturmuyor değil.
O yüzden önümüzdeki birkaç ay yeni yeni hikâyeler yazılmasına şimdiden hazırlıklı olmak ve hayrete düşmemek lazım.
Hikâyelere inanan çıktıkça yabancı yatırımcı diye adlandırdıklarımızın kısa dönemde söylemlerinin nasıl değişeceğini göreceğiz diye düşünüyorum.
Sonuç olarak her konun bir hikâyesi var. Bu konuyu hikayeleştiren Logos’a ikna oluyorsanız oyuna buyurun. Zira oyun zaman kazanmak üzerine kurgulanmış havası veriyor. Olmuyorsanız da şimdilik uzak durun…