Yüksel Işık yazdı | Gökçek mi, beterin beteri mi?

Abone Ol
istifası istenenler”in başında Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur var. Bursa’nın Başkanı Recep Altepe de! Ama daha da önemlisi Melih Gökçek de “istifası istenenler” listesinde. GETİRİLDİĞİ GİBİ GÖNDERİLİYOR! Gökçek’e ilişkin kendisine sorulan soruya Cumhurbaşkanı, “Şu anda böyle bir şey önümüzde yok” yanıtını verdi. Ancak eklemeyi de ihmal etmedi; “bundan sonra olmayacağı anlamına kesinlikle gelmez.” Anlaşılan o ki “değişecek belediye başkanı sayısı beklenenden fazla olacak.” Topbaş’ın istifa ettirilme sürecinde mızrak çuvala sığmamıştı; bazı imar planı değişikliklerini veto ettiği halde AKP’li Belediye Meclisi üyelerinin ısrar etmiş, O da kendisinin “adam yerine konulmamasına” alınıp güya istifa etmişti. “Güya” diyorum; çünkü artık alenen biliniyor ki bu istifa, bizzat Cumhurbaşkanının isteğinin yerine getirilmesinden ibaret. İstifa ettirilenlerin yahut etmesi için “Şubat’a kadar süre verilenlerin” hepsi ağız birliği etmiş gibi “partime bağlıyım; liderime bağlıyım” diyorlar. Yani ortada bir “istifa” yok; iradelerine “el konulma” hali var. Denilebilir ki bunda şaşılacak bir şey yok; “nasıl geldilerse öyle gidiyorlar.” Zaten bu yüzdendir ki diyelim ki Gökçek’e oy verdiği varsayılan seçmen, “iradesine el konulmuş” gibi düşünmüyor; onlara göre “en iyisini reis bilir.” Asıl “hareket, karşı tarafta.” Gökçek'in istifa ettirilme ihtimali, deyim yerindeyse Ankaralıları sevince boğdu. Haksızlar mı? Elbette değiller. Gökçek’in girdiği bütün seçimleri, yaklaşık bir haftalık “oy sayımı”nın ardından, “kazanması”nın rastlantı olmadığını biliyoruz; özellikle son seçimin. Dönemin İçişleri Bakanı, seçim sandıklarının toplandığı Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ne gittiğini ve yapılan “gizli sayım” sonucunda Gökçek’in kazandığı ilan ettiğini unutmadık. Halkın iradesi hiçe sayılarak, o son seçimin göz göre göre CHP'nin adayının elinden alınarak Gökçek'e teslim edildiğini de! Tıpkı 16 Nisan Referandumunda "hayır" oyları kazandığı halde mühürsüz oyların geçerli sayılmasıyla "evet"in kazandırılması gibi! EL KONULMAK İSTENEN BELEDİYEDEN FAZLASIDIR! O gün halk iradesine rağmen Gökçek’e “teslim edilen” Belediyenin, bugün aynı yöntemle geri alınması planlanıyor. Hiç kuşkusuz, “parsel parsel" peşkeş çekildiğine ilişkin suçlamalardan da biliyoruz ki Gökçek'in Ankara'sı, tartışmasız rantın başkentidir. Ancak Gökçek, , Ankara’yı “rantın başkenti”ne dönüştürerek kenti içinde çıkılmaz hale getirdiği için “istifa ettirilmiyor”. Gerekçe, 2019 hesaplarıdır. Aklınıza “haydan gelen huya gider” sözü gelmesin; zira “el konulan” herhangi bir belediyeden daha fazlası; doğrudan doğruya halkın iradesidir. Bu nedenle Gökçek’siz bir Ankara hoş olabilir ama hoşumuza gidiyor diye evrensel ilkelerin hiçe sayılması kabul edilemez. Çünkü demokrasilerde iktidarın kaynağı halktır ve halkın iradesi tek kişinin insafına bırakılamaz. İşte bu nedenle seçimle gelenin seçimle gitmesi esastır. Kentlerimizin içinden çıkılmaz hale gelmesinden, ranta el konulmasından, “tek kişilik” iktidarlardan kurtulmanın yolu, hoşumuza gitsin –gitmesin her koşulda evrensel ilkeleri savunmaktan geçer. Kurtulacağımız kişi Gökçek olsa bile! Zira “beterin beteri var.” “Çok bilenin çok yanıldığı”nın tecrübeyle sabit olduğunun kanıtı olan bu toprakların engin tecrübesinden hareketle bugün ve daima daha çok şeffaflık, daha çok katılım ve daha çok demokrasi!