Loading...
Gelir dağılımında adaleti sağlamak ve yoksullukla mücadele konularında yaptıkları politika paylaşımlarıyla son zamanlarda iki parti öne çıktı. Bunlardan biri İYİP, diğeri ise CHP…Gelir dağılımında adaleti sağlamak ve yoksullukla mücadele konularında yaptıkları politika paylaşımlarıyla son zamanlarda iki parti öne çıktı. Bunlardan biri İYİP, diğeri ise CHP. Diğer siyasi partilerin de, bu partiler gibi kapsamlı politika önermeleri varsa da, kamuoyunun dikkatinden kaçtı. Böyle bir politika önerileri varsa, inceleyip görüşlerimi kamuoyu ile paylaşmaktan mutlu olacağımı şimdiden belirtmek isterim.
Ekonomi politikası denildiğinde siyasetçilerimizin aklına “ekonomik büyüme”, “enflasyon” vb. konular gelmektedir. Gelir dağılımı ve yoksulluk meseleleri bu hedeflere ulaşırken toplumun katlanması gereken sorunlar olarak görülür.Ülkemizdeki siyasetin bu konularda hedefler koyması; bu hedeflerle birlikte politika önerilerinden bulunması benim gibi iktisatçılar için çok yeni. Zira ekonomi politikası denildiğinde, ülkemizin siyasetçilerinin aklına “ekonomik büyüme” ve “enflasyon” gibi konular gelmektedir. Gelir dağılımı ve yoksulluk meseleleri bu hedeflere ulaşırken, “dışsal olarak” ortaya çıkan ve toplumun katlanması gereken sorunlar olarak görülür. Aslından bir süreden beri CHP, seçimler öncesinde yaptığı kampanyalarda bu sorunlara dikkat çekmeye başlamış, çözüm için geliştirdiği bir politikayı kamuoyu ile paylaşmıştı. Politikanın içeriğinden önce, siyasetin bu konulara bakışındaki değişime işaret etmesi bakımından benim açımdan son derecede önemli bir gelişmeydi bu. Elbette “sosyal demokrat” bir parti olma iddiasına sahip bir partinin bu konuya sahip çıkmış olması konuya bir başka anlam katmaktaydı. Yoksulluk ve gelir dağılımı sorunlarıyla baş etmenin yolu olarak CHP’nin önerdiği politika Aile Destekleri Sigortası’dır (ADS). Ülkemizde mevcut sosyal yardım müessesesini daha kurumsal bir yapıya kavuşturarak, “hak temelli” bir niteliğe kavuşturmayı amaçlayan bir uygulama bu. Hanehalklarının kendi gelir elde etme imkânlarını gözeterek ve buna bağlı ortaya çıkan özgün ihtiyaçlarını dikkate alarak tespit edilecek bir sosyal transfer programı. Sigorta kapsamına alınan hanehalkının kendi özel koşullarına göre oluşan bir destek miktarı bu uygulamada konu edilmektedir. Mevcut haliyle yoksullara yapılan yardımları öncelikle birtakım vakıf ve mülki otoritenin iradesinin dışına taşımayı hedefleyen ve bu yardımları kamunun bir hizmeti olarak geniş tanımlı bir sosyal hizmet anlayışının parçası olarak vatandaşın kullanımına sunan bir uygulama öneriliyor. Bu haliyle bile sivil toplum için önemli bir kazanım, önemli bir kamu hizmeti olmaya aday. Gelişmiş piyasa ekonomisi birçok ülkede benzerlerinin olması sebebiyle, çok uzun yıllardır özlemini çektiğimiz ve “kıskandığımız” bir uygulamaydı. Yoksulluk ve gelir dağılımı son derecede karmaşık süreçlerdir. O nedenle çok kapsamlı olarak ele alınmaları gerekmektedir. Yoksulluğun “toplumsal şiddetin” bir başka şekli olduğunun kabul edilerek, ekonomide uygulanan kalkınma anlayışının yol açtığı bu aksaklıkların kaynağına gidip, onları ortadan kaldırılması böyle bir mücadelenin esasını oluşturur. CHP’nin hazırladığı aile destekleri sigortası gibi uygulamalar yoksulluğun ortadan kaldırılması için yeterli değildir. Sadece yoksulluğu şiddetini azaltacak tarzda uygulamalardır. Bu uygulamalara sahip çıkan siyasi anlayışın kalkınmaya bakışı ve bireyi o anlayış içinde koyduğu yer, yoksullukla mücadelenin niteliğini ve tabi başarı şansını belirleyecektir. Ancak bugün kamuoyuna sunulan uygulamaların öncelikle Türk siyasetinde önemli bir dönüşümün işareti, ardından da bu sorunun çözümü konusunda geliştirilmiş iyi niyetli bir proje olarak düşünmek yerinde olur.