Loading...
Ülke olarak kalkınmada ve siyasette referansımız Batılı gelişmiş piyasa ekonomileri ise, orta sınıfa dayalı liberal demokrasinin inşası da siyasi hedeflerimiz arasında yer almalı.AKP iktidarının yoksul ve düşük gelirli kesimlere yönelik yaptığı “nominal” gelir transferleri, kendi siyasi iktidarının toplumda kabul görmesini sağladı. Söylemlerinin kamuoyuna daha kolay erişimini temin etti. Bu aynı zamanda AKP’nin lider kadrolarının kendi kafalarındaki siyasi düzenin inşa edilebilmesi için gerekli fırsatı yarattı. Ama şimdi bu sistem çöktü. Hem de bu sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmış, yıllarca AKP iktidarının destekçisi olmuş ve kamu kaynaklarına erişim imkânı yakalamış yoksul kesimin “itirazlarıyla” birlikte çöktü. Yanlış anlamayın. Sistemin kurumsal yapısı hala ayakta. Onda bir değişme yok. Ama o sistemin yoksulların hayatına dokunma kabiliyeti ve tabii iktidar için siyasi rıza üretebilme kabiliyeti azaldı. Bugüne kadar görülmemiş bir şekilde artan enflasyon, yoksul ve düşük gelirli kesimlere yapılan transfer gelirlerinin satın alma güçlerinde ciddi düşüşlere neden oldu. Fiyat istikrarının bozulması ile satın alma güçlerinde yaşanan düşüş, yapılan yardımların geçmişte bu kesimlerde temsil ettiği anlamı ortadan kaldırdı. Kamu maliyesine yapacağı yük nedeniyle, satın alma güçlerini yaşanan azalmayı telefi edecek kaynakları yaratmakta iktidar zorlanmaya başladı. Daha seçimlere bir yıllık bir süre olduğu için bu konuda iktidarın nasıl bir davranış göstereceğini görebilmek için daha zamanımız olacak. Bugün artık enflasyon devletin yaptığı her tip nakit yardım ve ödemeyi reel manada anlamsız kılmıştır. İktidara geldiği günden itibaren ekonomik istikrar altında ülkeye giren mali kaynakları kendi iktidarını tahkim edebilmek için kullanabilmiş olan AKP, maalesef son yıllarda aynı boyutta mali kaynağı bulamamaktadır. Bu da onların kamu kaynaklarından yararlanmada uygulamalarının kapsayıcılığını daraltmaya zorlamaktadır.
Bizim gibi gelişme yolunda yapısal olarak dönüşüm içinde olan ülkelerde ise liberal demokratik bir siyasi rejim inşa edebilmek için sadece orta sınıf üzerinde siyasi rıza üretmek yeterli olmayacaktır.Buradan gerek iktidar gerekse muhalefet için çıkartılabilecek çok önemli dersler mevcut. Ülke olarak kalkınmada ve siyasette referansımız Batılı gelişmiş piyasa ekonomileri ise, orta sınıfa dayalı liberal demokrasinin inşası da siyasi hedeflerimiz arasında yer almalı. Daha çok yeni Başkanlık sistemine geçmeyi seçmiş bir iktidarın bu konudaki düşüncelerini anlamak çok zor. Zira söylemler ile eylemleri bir türlü uyuşmuyor. Ancak Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim amacı olan muhalefetin çoğulcu, liberal bir siyasi rejim inşasını kendilerine hedef olarak seçtikleri açık. Malum olduğu üzere liberal demokrasi orta sınıfın siyasi rızaları üzerine inşa edilen bir rejim ve ekonomik uygulamalar genellikle bu kesimin refahını yüksek tutmaya dayanır. O nedenle ABD gibi ülkelerde son yıllarda liberal demokraside yaşanan gerilemeleri tartışırken, orta sınıfın ekonomik olarak güç kaybetmesi gerekçe olarak gösterilir. Ancak bizim gibi gelişmekte olan, ama çok daha önemlisi gelişme yolunda yapısal olarak dönüşüm içinde olan ülkelerde ise liberal demokratik bir siyasi rejim inşa edebilmek için sadece orta sınıf üzerinde siyasi rıza üretmek yeterli olmayacaktır. Ayrıca sürekli yapısal dönüşüm geçiren bu ekonomilerde ortaya çıkan “dönüşümün mağdurlarını” kapsayacak ve onların siyasi rızasını alacak politikaların da gündeme alınması zaruridir. Günümüzde bu mağdurların sayısı bir hayli arttı. O yüzden muhalefetin de yoksul ve dar gelirleri daha fazla kamu kaynağına erişimini sağlayacak sosyal güvenlik ağı geliştirip, bu insanların rızasını almaları gerekmektedir. Bu aynı zamanda ülkemizde sürdürülebilir bir demokrasinin inşası için bir zarurettir.