ABD ve Rusya arasındaki gerilim hakkında açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım, "Sokak kavgasını bırakma zamanıdır" dedi. Başbakan Binali Yıldırım, WOW Hotel Kongre Merkezi'nde 21. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde konuşuyor Piyasalarda yaşananlarla ilişkili değerlendirmede bulunan Yıldırım, " Üç konumuz var. Enflasyon, diğeri faiz bir diğeri de kur. Bunlarla ilgili bazı sığ bilimsel temeli olmayan, gerçeklikten yoksun değerlendirmeler var. Bu vesile ile milletime vereceğim cevap şudur: 2017'de olduğu gibi 2018'de de büyümeyi sürdürülebilir şekilde devam edeceğiz. Kararında büyüme devam edecek. Hedeflediğimiz orta vadeli planda büyüme oranını devam ettireceğiz.  İki enflasyonla mücadelede hiçbir rehavet yok. Enflasyon mücadelesi önemli. Yatırımcı kararını, vatandaşın ekonomisini de etkiliyor. Herkesin ilgilendiği konu. Burada dikkatimiz üzerinde olacak. Enflasyonun yükselmemesi için alınması gereken anlık, orta ve uzun vadeli tedbirleri alıyoruz. Faizler ve kur konusu... Gelişmelerle ilgili olduğunu biliyoruz. Göstergeler bu durumu doğrulamıyor. Bu ayrışma tamamen küresel şartlardan ve bölgemizdeki jeopolitik risklerin etkisinde oluyor. Bunların getirdiği geçici dalgalanmalardır. Etkileri sınırlı olacak. Gereken tedbirler alınacak. Merkez Bankası gerektiği zaman gerekli tedbirleri almıştır bundan sonra da alır. Enflasyonu kontrol altına alma da hükümetin görevi" şeklinde açıklamada bulundu. ABD- RUSYA RESTLEŞMESİ ABD ve Rusya arasındaki gerilim hakkında açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım, "Türkiye'nin emparyel hedefleri hiç olmadı bundan sonra da olmaz. Gittiği yere iyilik, dostluk ve barış için gider. Avrasya coğrafyası her zaman risklerin ortasında olan bir coğrafyadır. Suriye'de iç savaş, Irak'ta keza aynı. Filistin İsrail meselesi... Balkanlarda her an istikrarın bozulmasına yönelik riskler, kuzeyde Kırım meselesi... İran Suudi Arabistan, Katar Körfez ülkeleri... Tüm dünyanın olayları Avrasya coğrafyasında oluyor. Ortasında da Türkiye var. Bir yandan Avrupa bir yandan da Asya'ya uzlaştıran görevi var. Terörle mücadelede bu görevi yapıyoruz. epimize ortak sorumluluk düşüyor. Özellikle ellerinde büyük güç bulunan ülkeler, BM'nin daimi temsilcileri bugünlerde çok daha büyük sorumluluk altındalar. Yaptıkları ne? Birbirlerini tehdit ediyorlar! "Benim daha iyi füzem var" diğeri diyor "Benim daha iyi füzem var" Sokak kabadayıları gibi kavga ediyorlar. Bedelini sivil insanlar ödüyor. Zaman rekabet zamanı değildir, zaman bölgede yaraları sarma zamanıdır. Suriye'nin de Irak'ın da toprak bütünlüğünü sağlayarak, terör örgütleri arasında sıralama yapmadan mücadele zamanıdır. Türkiye olarak bunu yapıyoruz. Bunun da başarılabileceğini gösterdik. Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok. Başkalarının da bizim toprağımıza göz koymasına müsamaha göstermeyiz" dedi. Yıldırım'ın konuşmasından diğer satırbaşları şu şekilde: - Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin hem bölgesel hassasiyet açısından hem de yaşadığımız şartlar açısından önemi daha da artıyor. Bu karmaşık durumdan nasıl çıkabiliriz? Burada tartışılıp, geniş katılımlı, değişik kültürden ve dinden gelen sorumluluk taşıyan, katılımcıların görüşlerini ortaya koyacağı çok kaliteli bir platformdur. - Türkiye, bu bölgede üstlendiği sorumluluğun yanı sıra bir yandan da ülkemizi geliştirmek için hedeflerimize erişmek için planladığımız şekilde işlerimizi yapıyoruz. - Ne dedik? 2023 hedeflerimiz var. - Dünyanın parmakla sayılan ülkeleri arasında gireceğiz. Satın alma gücü parametresine göre 13. sıradayız. Hedefimiz ilk 10'a gelmek. Geçen 15 yılda Türkiye 190 milyar dolar doğrudan yatırım aldı. İş kurma, yatırımcı olma, üretim yapıyor, istihdam sağlıyor... 2002'den önce ne kadardı? 15 milyar dolar! - Bu neden oluyor? Güçlü iktidardan dolayı, güvenden dolayı oluyor. Türkiye'de büyümede kapsayıcılığı da sağladı. Son 10 yılda küresel krizin başladığı 2008'den bu yana 9 milyondan fazla vatandaşımıza iş/aş sağladı. - Kamu borcu, ülkelerin durumunu gösteren bir başka önemli büyüklük. 15 yıl önce yüzde 70'lerden fazla olan kamu borcu şu anlarda yüzde 28. İdarecilik sorumluluk gerektiriyor. Gayri safi milli hasılanın yüzde 2 civarında seyredir ve yine benzer ülkelerin yarısından az. Bankaların öz kaynak yeterlilik oranı, yine mevcut ülkelerinin ki iki katı. - Bütün göstergeler olumlu gidiyor. Bütün bunlar olumlu gidiyor da yatırım ortamını iyileştirici birçok tedbir aldık. Türkiye'de şirket kurmak, aynı gün kuruluyor çalışıyor fatura kesiliyor. Bu sene sonunda hedefimiz iş yapma kolaylığı bakımından ilk 20 içerisinde yer almak. Teşvik sistemimizde çeşitliliğe gittik. 135 milyar liralık 23 projeye olur verdik. Ne olacak böylece? Bu 19 firma, 135 milyar liralık bir yatırım yapacak. Dolar olarak bu 35 milyar dolar 19 firma yatırım yapacak. 34 bin doğrudan çalışan olacak. 134 bin de dolaylı olarak sektöre hizmet eden kişiler olacak. Daha önemlisi yatırım kararını verenler, laf olsun diye vermiyor. Neye karar veriyor? Ülkenin geleceğine karar veriyor.