Birleşik Kamu-İş ve Tüm Yerel-Sen tarafından düzenlenen “Yerel Yönetimlerde Kamucu Tavır” Sempozyumu, Ankara’da gerçekleştirildi. Yerel yönetimlerde sorunların ve çözümlerin ortaya çıkarılması, toplumcu ve kamucu anlayışın geliştirilmesine katkıda bulunmak için düzenlenen sempozyuma akademisyenler, siyasetçiler ve özellikle belediye çalışanları olmak üzere kamu çalışanları katıldı. Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Can Hamamcı, Prof. Dr. Oğuz Oyan, Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu, Prof. Dr. Gamze Yücesan-Özdemir, Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen, Doç. Dr. Süheyla Suzan Alıca, Doç. Dr. Sonay Bayramoğlu Özuğurlu ve Dr. Ozan Zengin’in konuşmacı olarak katıldığı sempozyuma CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, çok sayıda CHP milletvekili ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve çok sayıda belediye başkan adayı da katıldı. Sempozyumda, Birleşik Kamu-İş Araştırma Merkezi KAMU-AR tarafından yapılmış ve Kamucu Tavır’ın yerel yönetimler sayısında yayınlanmış olan “Yerel Yönetimlerde Çalışanların Sosyo-ekonomik Durumları Araştırması” sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırma raporunu sunan Prof. Dr. Gamze Yücesan-Özdemir belediye çalışanlarının borçlanarak yaşamlarını sürdürebildiğine, güvencesizlik ve gelecek kaygısını yoğun olarak hissettiklerine ve neredeyse tamamının siyasi baskı altında olduğuna dikkati çekti. Rapora göre, kamu çalışanlarının neredeyse tamamı psikolojik veya fiziksel şiddete uğradığını düşünüyor. Çok büyük bir kısmı da belirli bir sendikaya üye olma konusunda baskı altında olduğunu söylüyor.

Boratav: İktidar emperyalizme bağımlı

Sempozyum sonunda yayınlanan sonuç bildirgesinde de halkçı, kamucu ve emekten yana, katılımcı ve demokratik yerel yönetim anlayışının temel ilkeleri ortaya konularak insan ve emek odaklı belediye yönetimlerine somut örnekler verildi.
Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Korkut Boratav, AKP hükümetinin 31 Mart’a kadar ödemesi gereken borçlarının yığıldığını vurgulayarak “Çaresiz bir şekilde marta kadar idare etmeye çalışıyorlar. Marttan sonra ya açıkça IMF’ye başvuracaklar ya da kemer sıkma politikasını ağırlaştıracaklar” dedi. Sempozyumun birinci oturumunun başkanlığını yürüten Boratav, konuşmasına “Krize nasıl geldik” sorusunu sorarak başladı. Boratav, “Kendisine büyük işlevler yükleyen bir iktidarın söylemine kanmamak lazım. Bu iktidar, emperyalizme bağımlıdır” dedi. İstihdamın, üretimin düştüğü, işsizliğin tırmandığı bir ekonomi ile karşı karşıya olunduğunu belirten Boratav, hükümetin “çaktırmadan” IMF politikalarına girdiğine dikkat çekti. Boratav, şunları kaydetti: “Faizleri ve kemer sıkmacı bir programı kabul ettiler. İsmine de ‘Yeni Ekonomi Politikası’ (YEP) dediler. O programı da bütçeye taşıdılar ve yabancı sermayeye 2019’un kemer sıkmayla geçeceğini taahhüt ettiler. Ama uygulamayı bir türlü başlatamıyorlar, erteleyecekler. 1 yıl içinde ödenmesi gereken dış finansman gereksinimi 182 milyara çıktı. Üstelik bu sadece dış borçların tutarı. Borçlar yığıldı. Çaresiz bir şekilde marta kadar idare etmeye çalışıyorlar. Marttan sonra ya açıkça IMF’ye başvuracaklar ya da kemer sıkma politikasını ağırlaştıracaklar” dedi. ‘Muhalifler kıskaçta’ Konuşmacılardan Prof. Dr. Oğuz Oyan da merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki krizin derinleştiğini belirterek “Cumhurbaşkanı’nın her bir belediyeye dilediğince para aktarabilmesine imkan veren yasa ile muhalif partilerde olan yerel yönetim birimleri merkezi denetimin kıskacı içine sokuldu. Amaçları bütün illeri büyükşehir modeline göre dönüştürmek, ilçe belediyelerinin yetkilerini iyice budamak. Büyükşehirleri ‘şube’ gibi yönetecekleri bir kent yapısı kurmak istiyorlar” dedi. Prof. Dr. Aziz Konukman ise “kriz koşulları”nın yalnızca ekonomik krizi değil “siyasi rejim krizini” de kapsadığını belirtti. Otoritenin artık yerel yönetimlerde de egemen olduğu bir sürece girildiğini kaydeden Konukman, “Her bir ilde ‘tek adamın’ temsilcisi var. Bunun adı parti devletidir” dedi. Sempozyumda CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mansur Yavaş da söz alarak eleştirilerini ve projelerini dile getirdi. Sempozyumun sonuç bildirgesinde ise yerel yönetimlerin “halkçı, kamucu ve emekten yana” olması gerektiğinde uzlaşıldı. Bildirgede “Bu anlayışın, memleketteki mücadele birikimini sahipleniyoruz. Ve bu anlayışı memleketin her yerinde yeniden canlandırmayı hedefliyoruz” ifadeleri kullanıldı.