Kendi oyunun yanı sıra artık hayatta olmayan ancak hukuken yaşar gözüken ve bu sebeple de seçmen olarak kaydedilmiş kişiler yerine de oy kullanmaya tevessül edebilecek kimseler hakkında da özel tedbirlerin alınması gereklidir.Ancak seçmen kütüklerinin güncellenmekte olduğu bu günlerde yakınlarından hâlâ haber alamayanlar bir umutla hastaneleri aramaya devam etmekte yahut kayıt altına alınarak gömülüp gömülmediklerini araştırmaktadır. Kendilerinin de depremzede olma olasılığı yüksek olan yakınların ölüm karinesine ilişkin işlem için başvuruda bulunabilmesi her zaman olası olmayabilir. Yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle kaç vatandaşımızın bu durumda olduğu bilinememektedir. Ölüm karinesine dayalı olarak işlem yapılabilmesi için mülki idare amirliklerinin gerekli çalışmaları yürütmesi icap etmektedir. Kendi oyunun yanı sıra artık hayatta olmayan ancak hukuken yaşar gözüken ve bu sebeple de seçmen olarak kaydedilmiş kişiler yerine de oy kullanmaya tevessül edebilecek kimseler hakkında da özel tedbirlerin alınması gereklidir. Yüksek Seçim Kurulu, bu ve benzeri tehlikelerden hareket ederek parmak boyası uygulamasının geri getirilmesini talep eden İYİP’in isteğini reddetti. Gerekçe olarak da 2008 tarihinde, 298 sayılı Kanun’un oy verme araçları ve teslimi ile ilgili 68.md’den parmak boyasına ilişkin kısım çıkarılmasını gösterdi. Oysa AY 79, böyle bir açık kanuni düzenleme olmasa bile YSK’ya seçimlerin başlamasından bitimine kadar seçimlerin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma yetkisini vermektedir. Yine 298 sayılı Kanun’un mevcut 68.md’si de seçim için gerekli her çeşit kırtasiye ve gereçleri temin edip gönderme yetkisini veriyor. Peki, seçimlerde bir kişinin iki defa oy kullanmasının mümkün olamayacağını zira T.C. kimlik numarasının üzerinden sisteme kayıt olunduğunun, aynı numara ile bir defa oy verilebileceğini argümanı deprem sonrası oluşan bu özel durumda parmak boyasının reddi için yeterli midir? Bir kişinin kendi adına iki oy vermesini engelleyebilirse de bir kişinin başkanının kimliğini kullanarak oy vermemesini sağlamada hiçbir etkisi olmayacaktır. 298 sayılı Kanun 160.maddesi her iki durumu da üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektiren bir suç olarak düzenliyor. YSK, bu suçların özellikle deprem sonrası işlenmesini önlemek için ne gibi özel tedbirler alıyor, açıklığa kavuşturması gereklidir. Özellikle de parmak boyası uygulamasını geri getirebilecekken, bunu yapmayı reddediyorsa. Bu özel duruma ilişkin olarak, sandık güvenliği açısından muhalefetin de yapabilecekleri mevcuttur. 20 Mart 2023 Pazartesi günü muhtarlık bölgelerinde sandık seçmen listeleri askıya çıkartılacaktır. 2 Nisan 2023 Pazar gününe kadar da askıda kalacaktır. Bu listelere siyasi partiler yahut Cumhurbaşkanı adayları tarafından görevlendirilenler itiraz edebilmektedir. Partilerin yıkılmış binaları ve içinde ikamet edenlerin listelerine ulaşarak gerekli incelemeleri yapması, en azından kendilerine ulaşılamayan kayıp kişi sayısını netleştirmeye çalışması, ölüm karinesi bulunanların seçmen listelerinden düşürülmesine yardımcı olması bu seçim bakımından özel bir öneme haizdir.
Yaklaşan seçimlerle ilgili hukuki meseleler!
Partilerin yıkılmış binaları ve içinde ikamet edenlerin listelerine ulaşarak gerekli incelemeleri yapması, kayıp kişi sayısını netleştirmeye çalışması, ölüm karinesi bulunanların seçmen listelerinden düşürülmesine yardımcı olması bu seçim bakımından özel bir öneme haizdir.
DEPREMDE VEFAT EDEN YAHUT KAYIP SEÇMENLER BAKIMINDAN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
Bilindiği gibi 12 ili etkileyen deprem afeti sonrası birçok vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu vefatlardan bir kısmı resmi olarak kayıt altına alınmakla birlikte, tamamı için bu tespiti yapmak mümkün görünmüyor. İsimleri belirlenemeden kimsesizler mezarlığına defnedilen ve yakınları tarafından halen aranmakta olan kayıplar olduğu anlaşılıyor. Yanı sıra yakınlarınca enkaz altından çıkarılarak, yetkililere ulaşılamadığı için ölüm belgesi alınmadan, başka yakınlarının mezarlarının üzerine yahut ailelerine ait özel alanlara defnedilen vatandaşlarımızın bulunduğu bilgisi mevcut.
Tüm bu kargaşanın insani boyutu hepimizi acıya ve yasa boğmakla birlikte bir de yaklaşmakta olan 14 Mayıs seçimlerini etkileyebilecek boyutu var. Resmi olarak vefat etmiş görünmeyen ancak hayatlarını kaybetmiş olan vatandaşlarımızın kimlikleri ile oy kullanılması mümkün müdür?
Bu sorunun cevabını ararken ilk bakmamız gereken seçmen kütüklerinin nasıl güncelleneceğidir. Mevzuatımıza göre seçmen kütüklerinin güncellenmesi şu şekilde olmaktadır: İç İşleri Bakanlığına bağlı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün Adres Kayıt Sistemi'nden seçmen niteliğini taşıyan kişilere ait kayıtlar, YSK’nın Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü SEÇSİS sistemine aktarılmaktadır.
Nüfus ve vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden alınan ölüm bilgileri seçmen niteliğini tespitte gerekli diğer bilgilerle birlikte yurt içi seçmen kütüğüne işlenerek seçmen kaydı düşürülmektedir. Ancak kimlik tespiti yapılamadan defnedilen yahut bildirim yapılamadan defnedilen kimseler 298 sy Kanun’un 36.md’si uyarınca Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminde bulunan en son geçerli adres kayıt bilgileri kapsamında seçmen kütüğüne kaydedileceklerdir.
Toplu ölümlerin gerçekleştiği doğal afetlerde 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 32.md uyarınca ölüm karinesi çerçevesinde işlem yapılabilmektedir. Bir kimsenin ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolması ve cesedinin bulunamaması hâli ölüm karinesi olarak kabul edilmektedir.
Bu durumda işlem yapılabilmesi için yakın akrabalarının, yok ise mirasçılarının dilekçe ile başvurmaları ve olayı belgelemeleri ya da yetkili makamların durumu tespit ederek bildirmeleri gereklidir. Bu durumlarda mülkî idare amirinin emri ile ölüm tutanağı düzenlenerek ölüm olayı işlenebilmektedir. O takdirde de seçmen kütüklerinden düşürülme işlemi yapılmaktadır.