Vergi uzmanı Ozan Bingöl, Türkiye'deki vergi sistemini anlattı. Türkiye'deki sistemin adaletsizliğinden bahseden Bingöl; "Milyonluk futbolcuyu yüzde 15 stopaja tabi tutup da, 5-6 bin brüt ücretli yüzde 35’e kadar vergi dilimine tabi tutan bir vergi sistemi olmaz" dedi. Cumhuriyet'ten Emre Deveci'ye konuşan Ozan Bingöl'ün değerlendirmeleri şöyle:
- Neden vergi farkındalığı gerekli? Verginin halkta karşılığı olması lazım. Bizim vergi kanunları çok karışık. Vatandaş anlamıyor. Çünkü vergi kötü, tanımı çok kötü. Kimdir vergi ödeyen? Yükümlü! Fransa’daysa vergi ödeyene “katkıda bulunan” deniyor. Fransa’da metroya biniyorsunuz, girişte büyük bir yazı var: “Bu metro Fransız vatandaşlarının katkısıyla yapılmıştır.” - Niye yok? Çünkü neye, ne kadar vergi ödediğini bilmiyor. Bilmediği için kamu harcamalarını sorgulayamıyor. Bu da karşımıza mali açıdan hissizleştirilmiş, mali anestezi uygulanmış bir topluluk çıkarıyor. Vatandaşın anlayacağı dille yazmak lazım. Vergi farkındalığı vergi ahlakını ve vergi bilincini doğurur, bu tabana yayıldıkça kayıt dışı ekonominin önüne geçilir. Bilinçli seçmen olarak rasyonel oy davranışı gösterebiliriz. - Verginin vergisini Türkler buldu demiştiniz? Örneği yok mu? Vergiyi bir ürün ya da hizmetten alırsınız, verginin vergisi olmaz. Ama Türkiye’de verginin vergisinin vergisi var. 1 TL’ye yurtdışından cep telefonu getirirseniz 180.80 TL’den aşağı satılmıyor. Maktu ÖTV var, ÖTV’nin KDV’si var, TRT payı var. Vatandaş sabah musluğa açtığında güne 5 adet vergiyle başlıyor. KDV, çevre temizlik vergi, atık su bedeli, katı atık bertaraf bedeli, katı atık toplama bedeli. - Dolaylı vergilerde ne durumdayız? 2017’de OECD ortalaması dolaylı vergilerde yüzde 35. Bizde yüzde 67. En kötü ülkeler arasındayız. 1980’lerde başladı verginin vergisi uygulamaları. Vatandaş hissetmedikçe yöneticiler yüklendi. Türkiye yüzde 28 ile kayıt dışı ekonomide OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Bu rakam ABD’de yüzde 7. Kayıt dışı ekonomi aslında bir vergi isyanıdır. Vergi adil olsa bu kadar kayıt dışı olmaz. Kayıt dışı, dolaylı vergileri de artırıyor. Türkiye’de kaçak ürün deyince aklımıza gelenleri sayalım. Sigara; vergi yüzde 82. Rakı; vergi yüzde 65. Vergi oranı alkol oranının 12.5 katı. Mazot; vergi yüzde 60. Her ocaktemmuzda otomatik güncelleme geliyor alkol fiyatlarına, asgari maktu ÖTV artışı geliyor. - Özel Tüketim Vergisi aslında lüks tüketim için gelmemiş miydi? Evet, ÖTV’nin 2002’de geliş amacı sağlığa zararlı ürünler ile lüks tüketimi vergilendirmekti. Ama limonata ve soğuk çaya bile ÖTV geldi. Yatta, gemide, kotrada, teknede, elmasta, pırlantada, yakutta sıfır olan ÖTV, güneş kreminde yüzde 20. Cilt kanserinin bu kadar yaygın olduğu bir ülkede güneş kremi özel tüketim midir? Deodorantta yüzde 20, tıraş köpüğünde yüzde 6.7, doğalgazda yüzde 2. - KDV-ÖTV devlete gidiyor mu? Vatandaş ÖTV ve KDV’yi ödüyor ancak aracı mükellef, örneğin market sahibi, bu vergiyi devlete ödemeyebiliyor. Son 5 yılda 4 kez, 15 yılda 9 kez vergi affı geldi. Bu vergi afları vatandaşları vergiye gönüllü uyumunu zedeledi, Maliye’nin de tahsil kabiliyetini bozdu. KDV’de tahakkuk tahsil oranı yüzde 80’lerden yüzde 42’ye kadar düştü. Vergi afları siyasi olarak oy için kullanılıyor. 2019’da seçim var, piyasada herkes “Ozan Bey rahat olun, af gelecek zaten” diyor. - Vergilendirmede ‘bu kadar da olmaz’ dediğiniz neler var? 100 bin TL’ye giren bir otomobilin daha bayi kârı olmadan fiyatı 311 bin oluyor. 211 bin lira vergi var. 1000 liraya ülkeye giren cep telefonundan TRT payı, ÖTV, KDV olmak üzere 623 lira vergi alıyoruz. 1 liraya girse gümrükte, maktu 160 lira ÖTV, onun da KDV’si olduğu için 188.80 liradan aşağı satılamıyor. Sinema biletinde Türk Hava Kuvvetleri güçlendirme payı var. Yurtdışı çıkış harcı TOKİ’ye aktarılıyor. Radyolu duşakabinde TRT payı var. - Kurumlar vergisinde 2 puanlık artış oldu. Dünyada nasıl? Kurumlar vergisi yüzde 22 oldu diye tepki gösterenler var. Fransa’da yüzde 34, Almanya yüzde 30. Türkiye’de kurumlar vergisinde o kadar çok muafiyet ve istisna var ki! 2016’da 740 bin kurumun ödediği vergi 43 milyar, maaşlı çalışanın ödediği vergi 59 milyar lira. Bu ülkede gerçek vergi rekortmeni maaşı kaynağında kesilenlerdir. Almanya’da bir asgari ücretli 1.6 motor Volkswagen araba aldığında 19 ay asgari ücretle alabiliyor. Bunun 17 ayı arabaya, 2 ayı vergiye çalışıyor. Bizde 111 aylık maaşıyla alabilir. 58 ayı arabaya, 53 ayı vergiye çalışıyor. Türkiye futbolcuya cennet - Ödediği verginin karşılığını alıyor mu vatandaş? Bu kadar vergi ödediğim ülkede güvenlikli sitede oturmak zorunda kalıyorum, köprüye, yola para veriyorum. Sağlığa para veriyorum. 2016 yılında 458.7 milyar lira vergi toplanmış. Toplam bütçe gelirinin yüzde 82’si vergi. Milyonluk futbolcuyu yüzde 15 stopaja tabi tutup da, ki bu da ödenmiyor, 5-6 bin brüt ücretli yüzde 35’e kadar vergi dilimine tabi tutan bir vergi sistemi olmaz. 2 milyonluk bir taksi plakasından yılda 8 bin 500 lira vergi öderken, 6 bin lira brüt ücret alan bir vatandaş 25 bin 120 lira kaynağında SGK, gelir vergisi ve damga vergisi ödüyor. Bunlar sadece doğrudan vergiler. Bir de dolaylı vergiler var. İspanya’da futbolculardan yüzde 56 vergi alınıyor. Ülkemiz işçi-memur için vergi cehennemi, futbolcu için vergi cenneti! Bir işyerinde patron çocuğunu özel okula gönderiyor, özel okul masrafını gelir vergi beyannamesinde yazıyor, kâr dağıtımı yaparken yüzde 10’a kadar matrahtan düşerek vergi avantajı sağlıyor, siz hiçbir şey yapamıyorsunuz. Bu yüzden, herkes vergi beyannamesi vermeli, harcamalarını beyannamede göstermeli, vergi avantajlarından faydalanmalı. Bugün bir SGK’li öldüğünde yakınlarına 595 lira cenaze yardımı veriliyor. Ama milletvekili öldüğünde bu rakam 12 bin 374 lira. Bir milletvekili öldüğünde yakınlarının aldığı cenaze yardımı miktarı, yaşayan bir asgari ücretlinin sekiz aylık maaşına denk. Hani ölüm aynı ölümdü?