Verdik yetkiyi, gördük etkiyi!
2018 yılı ortasında Erdoğan meydanlarda “Verin bu kardeşinize yetkiyi görün dövizle, faizle, enflasyonla nasıl mücadele ediliyor” demesinden bu yana beş yıldan fazla süre geçti. İlk altı ayı yeni sisteme alışma dönemi görüp 2019 yılı başından bu yana gerçekleşen mücadelenin sonuçlarına bakarsak tam bir fiyasko ile karşılaşıyoruz.
Sığınmacı sorunu bitti mi? Genel seçim öncesi Türkiye’nin iki büyük sorunu vardı. Biri ekonomik kriz diğeri demografik yapımızı bozacak sığınmacı sorunu. Orta, uzun vadede ülkenin ekonomik ve siyasi karar vericiliği etkileyecek bir sorundu. Muhalefet partileri onunla yatıp onunla kalkıyordu. Bugün birbirleriyle didişmekten bu derin krizi unuttular. Ümit Özdağ bile sığınmacı peşinden koşmayı bıraktı.
Bu sorun çözülmedi, yine unutuldu. Bu ülkede iktidar da olsan muhalefet de olsan siyasi parti yöneticisiysen harika bir kolaylık. Bir tabur askerin katledilir, üç gün sonra unutursun. Kendi limanında savaş gemin bombalanır, üç gün sonra unutursun. Askerlerinin başına çuval geçirilir, askerlerin ateşe verilip yakılır, askerin nöbette donarak ölür, üç gün sonra unutursun. Yalova, İzmit depremde yıkılır, binlerce cesedin olur, unutursun. Hatırlatmak için Güneydoğu illerin depremde yıkılır, üç gün sonra onu da unutursun. İktidar veya muhalefet sosyal medyada, basında neyi gündeme getirirse ona tutunur, üç gün sonra unutursun.
Üç günde sığınmacıları da unuttuk. Yahu kardeşim, Türkler, Anadolu’ya 1071'de mi girdi? Türkler zaten Anadolu’daydı. Otorite boşluğu olduğu zaman Türkler zaten yaşadığı yerleri ele geçirdi. İstanbul’u 1453 Mayıs’ın da mı ele geçirdi. İstanbul’un her tarafı Türklerle çevriliydi. İstanbul’un Türk mahalleri vardı. Alparslan’ın, Fatih’in dehasına, liderliğine hakaret ediyorsun demeyin lütfen. Onların dehasını tarih kabul ediyor. Benim anlattığım başka.
Cengizhan, Timur bir günde neredeyse dünyayı fethettiler, ikinci günü yoklardı. Osmanlı bir günde Avrupa’ya girip Viyana kapılarına dayandı, ikinci gün Avrupa’da yoktu. Ortadoğu ve Balkanlar en huzurlu dönemlerini Osmanlı zamanında yaşadı. 21. Yüzyıla geldik halen o huzur yok, ama ekonomik güçsüzlük olduğu gün Osmanlı’dan koptular.
Türkiye Cumhuriyeti bu basiretsiz ekonomik krizleri kendi kendine yarata yarata en sonunda sığınmacıları bu ülkenin yöneticisi yapacak. Sığınmacılar, Türkiye Cumhuriyeti için büyük tehdittir. Sığınmacıların yaşadıkları kolay değil, kimse mutlu olduğu vatanını bırakıp sınırlarda ölmeyi göze alarak vatanından kaçmaz. İnsan olarak çok üzülüyorum hallerine. Ama kendi çocuklarımın, torunlarımın da onlar gibi üzülmesini istemiyorum. Orta Doğu’yu bu hale ben getirmedim.
Verin yetkiyi, görün etkiyi. 2018 yılı ortasında Erdoğan meydanlarda “Verin bu kardeşinize yetkiyi görün dövizle, faizle, enflasyonla nasıl mücadele ediliyor” demesinden bu yana beş yıldan fazla süre geçti. İlk altı ayı yeni sisteme alışma dönemi görüp 2019 yılı başından bu yana gerçekleşen mücadelenin sonuçlarına bakarsak tam bir fiyasko ile karşılaşıyoruz. 2019 yılı başından Kasım 2023 sonuna göre dolar kuru 5,16 liradan 29 liraya yükseldi. Kredi faizleri %25 ortalamadan %55 ortalamaya, mevduat faizleri %20 ortalamadan %50 seviyelerine çıktı. Enflasyon %20 den %62 ye yükseldi.
Bu süre içinde ciddi dalgalanmalar yaşadık, borçlarımız arttı, fakirleştik. Ülkenin kısa vadeli borç stoğu 177 milyar dolardan 220 milyar dolara çıktı. Toplam dış borcu 448 milyar dolardan 476 milyar dolara çıktı. Yıllarca tarımda kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olan Türkiye, tarım ürünleri ithalatçısı oldu. Hatalı tarım politikaları ile gıda enflasyonu en yüksek ülke oldu. Eylül 2023 ayına göre Gıda enflasyonu açık ara en yüksek ülke Türkiye. Enflasyonu %75. İkinci sıradaki İzlanda’nın %12. Hani şu buzlar altındaki İzlanda. Tüm dünyanın gıda enflasyonu toplasan bir Türkiye edecek neredeyse.
Döviz neden gevşemiyor? 15 Aralık MB verilerine göre ilgili hafta hisse senedine 396 milyon, tahvile 181 milyon dolar yabancı girişi var. Seçim sonrası portföy yatırımlarına giren yabancı para 4,7 milyar dolara ulaştı. Uluslararası bazı kurumlara göre 2024 yılında sadece Türkiye tahvillerine 7 ile 10 milyar dolar daha girmesi bekleniyor. Borsamız halen 2,60 dolar seviyesinde. Yabancıya pahalı geliyor olabilir ama 2 dolar seviyesinden hisseye de girebilirler. 7 milyar, 8 milyar dolarda oradan girse 2024 yılında ciddi bir döviz girişi olacaktır. Gerçekleşen ve beklenen döviz girişinin dövizi gevşetmesi gerekiyor ama, son üç buçuk ay içinde TL, dolar karşısında %13 değer kaybetti neredeyse. Şimdiye kadar böyle bir durumu hiç hatırlamıyorum. Bir tuhaflık var.
Dolar/TL; Aslına bakarsanız haftalarca önce belirtiğim sıçrama haftasına geldik. Artık ya aşağı ya yukarı sıçraması gerek ama sıkışmayı devam ettirme olasılıkları daha fazla. Bu hafta 29,02 , 28,75 ve 27,50 destek. 29,42 ise direnç.
Bist100; Borsa yüksek halka arzların ardından eninde sonunda düşüşe geçer. Halka arz edilen hisseler borsada işlem görmeye başladığı andan itibaren düşmeye başlar, destekleme alımları işe yaramaz. Burada bilinemeyen ne kadarlık halka arzın düşüşe yol açacağıdır.
Haftayı önemli bir destek olan 7700 puanın altında kapadı. Bu hafta üstüne atamazsa 7200 kesin gibi. Buranın kırılacağını pek olası bulmuyorum. 7200 ile 7800 puan arasında yatayda kalabilir. Hareketlenmesi 2024 Mart ortasını bulabilir. Bu arada dolar 30 lira üstüne çıkarsa yabancı için alım daha cazip hale gelebilir.
Altın/ons; İki hafta önce ; “Bir buçuk, iki ay 1970 ile 2075 dolar arasında sıkışma olasılığı kuvvetli. 1970 dolar kırılırsa yeniden 1850 dolar seviyelerini görebilir. 2075 doların üstünde iki hafta kapanışı yeni trend demek” diye tahmin etmiştik. Geçen hafta da 2052 dolardan kapadı. Hareketlenme için bir kaç haftaya daha ihtiyacı var sanki.
Dolar endeksi ve ABD Tahvil; Endesks 101,30 desteğini denedi. Güçlü desteği 100,40 puanda. Dibe az kaldı kanaatindeyim. ABD 10 yıl tahvil faizi geçen hafta %3,90 seviyesini bir kez daha denedi ve yine üstünde kaldı. Dayanamazsa %3,25 var.
Bitcoin; İki haftadır yatayda kaldı. Haftalık kapanışı yine 42250 dolar üstünde yaptı. Burası aşağı kırılmadıkça 53200 doları görme hedefi canlı kalır.
Eur/Usd; Geçen hafta yorum yapamadım. İki hafta önce 1.1070 seviyesini hedeflediğini söylemiştim. Birden 1.0720 seviyelerine gevşedi. Gevşemenin devam etmesi daha yüksek olasılıktı ama yönünü yeniden 1,1070 seviyesine çevirdi. 1.1090 seviyesi üstüne çıkıp kalabilirse 1,12 ile 1,14 arası bir yer yeniden hedefe girer ama çok kararsız bir hali var.
Brent Petrol; Durgunluk beklentisi ile petrol sürekli gevşedi. Ama daha önce defalarca yazdığım gibi, mesela Brent petrolde 70 doların altının mümkün olmayacağını, buna izin vermeyecekleri düşünüyorum. Önce 2024 yılı petrol arz kesintisine ekleme yapılacak söylemi çıktı. Yükselmeyi sağlayamayınca bu seferde Kızıldeniz de korsanlar türedi. Ben tesadüfleri sevmem. 77,80 doların altına gelmezse 85,40 dolara doğru bir hareketlenme olasılığı fazla.