Loading...
Peki ya hatayı yapan kişi bir siyasiyse ve bu siyasi bütün olanlar karşısında bedel ödemeyi göze almak yerine olanlar kader yolunda olan tabii şeylerdir diyorsa buradan ne beklemek lazım. Sanıyorum burada iki nedenden dolayı suçluluk ve de utanma beklememek gerekli. Zira örneğin Erdoğan iç dünyasında yaşanan olayın siyasi bir afet olduğunu düşünmüyor. Ona göre bu Tanrı katından gelen ve önlenemez bir durum.Bu sıkıcı paragrafı neden yazdım? Çok basit bir nedeni var aslında. Hatanın çok insani olduğunu ve sonrasında eğer doğru bir duygu kalıbına girebilirsek bunun ileri vadede olumlu olabileceğini anlatmak için söyledim. Kuşkusuz bu her zaman böyle olacak diye bir durumda yok. Misal Aslıhan Öz Gevrekçi ve Okan Cem Çırakoğlu 2017 tarihli makalelerinde bu durumun kültüre, kişinin farkındalık durumuna ve onu bu farkındalığa iten motivasyon kaynaklarına bağlı olduğunu söylüyor. Kısacası özür dilemeyi bilen, hataları anlayabilen ve bunun karşılığında beden ödemeyi göze alan bir kültürel koda ve bu kodları karşılayacak bir ahlaki temele sahip olmanız lazım ki bütün bunlar bireyler arasındaki ilişki, sorumluluk ve de önem vermek ile alakalı. Peki ya hatayı yapan kişi bir siyasiyse ve bu siyasi bütün olanlar karşısında bedel ödemeyi göze almak yerine olanlar kader yolunda olan tabii şeylerdir diyorsa buradan ne beklemek lazım. Sanıyorum burada iki nedenden dolayı suçluluk ve de utanma beklememek gerekli. Zira örneğin Erdoğan iç dünyasında yaşanan olayın siyasi bir afet olduğunu düşünmüyor. Ona göre bu Tanrı katından gelen ve önlenemez bir durum. Kısacası onun meşruluk kaynağı akıl değil aksine sorgulanamaz bir durum. Bu nedenle utanmıyor ve de kendi iktidarını suçlu bulmuyor. Hâl böyle olunca da kendisini düzeltecek ya da bunun için beden ödeyecek bir motivasyona da sahip değil. Kısacası onun hem kişilik hem de kültürel kodları özür dilemek ile sonlanacak ve hatta belki de istifaya gidecek bir süreci kaldıracak durumda değil. O bunu istemediği için değil bilmediği için yapmıyor ya da yapamıyor. Ona göre olanlar yaratıcıdan ve bu nedenle sorgulanamaz ve de hatalı değil. Hâl böyle olunca da görece kendi sınırlarını zorlayarak ancak helâllik istiyor ve hikâyeyi öteki dünyaya bırakmayı tercih ediyor. Peki modern dünyada siyaset böyle bir şey mi? Elbette hayır. Hesap vermeye ve de hesap sormaya dayalı bir sistem. Erdoğan bunu kabul etmese de bu durum böyle. Kuşkusuz giden canlara çare olmaz ama hakkimizi helâl etmiyoruz demekten daha etkili bir yol var. O da seçimler yolu ile hesap sorabilmek. Sonuçta hem sistem hem de rasyonalite bunu gerektirmez mi? Keşke utansa, keşke suçluluk duysa ve keşke gereğini yapabilse ama elimizdeki siyasi figür bu ve buna göre hareket etmek zorundayız.