Unutulmayan fotoğraflar
Öte yandan KHK’lı olmayan pek çok şahsın Gülen’le boy fotoğrafını görmekteyiz. Peki AKP neden bu isimlere görev veriyor? Adam mı yok? Benim cevabım, evet.
KHK’lı yüz binlerin hemen hemen tamamı 20 Temmuz sivil darbesinin mağdurudur.
KHK’lıların kaderleri aynı olsa da onları bu hale sokan süreç iki koldan ilerledi.
Birinci kol, 15 Temmuz darbesinin asli faili rolündeki cemaat ile bir şekilde yol kesişmesinden kaynaklanırken, ikinci kol AKP’ye muhalif olan ağırlıkla sol tandanslı insanları bu ağır yükün altına soktu.
KHK’lı ortak paydasının bu iki damarından ikincilerin açık bir hukuksuzluk için üretilen sözde bahanelere kurban gittiğini söylemek gerekiyor.
Diğer yandan birinci kolda yer alanlar yani cemaatle yol kesişmesinden dolayı başları derde girenler için de aslında hiç de adil bir süreçten söz edemeyiz.
Cemaat denilen yapılanmanın her şeyden önce “ne istenildi de verilmedi” diyerek tanımlanan koalisyonun bir parçası olduğunu unutmak büyük bir yanılgı olur.
AKP’nin uzun yıllar yol arkadaşlığı yaptığı ve cehenneme giden taşlarını tek tek döşediği bu talihsiz dostluk için “halkımız bizi affetsin”den öte özeleştiri de duymadık.
“Halkımız bizi affetsin” denilerek kapatılan hesabın kolaylığı, AKP ve Erdoğan için yeni bir sayfa anlamına geldi.
Diğer yanda başta askerler olmak üzere; iç halkada yer alanlar darbe gecesi ölmedilerse, uzun hapis cezalarına çarptırıldı.
Bu noktada öyle ya da böyle bir yargılama süreci geçerli.
Öteki tarafta yargıdan ve hapse düşmekten ari oldukları için mutlu olsalar da, ülkede pek çok hakları elinden alındığı için ayakta kalma çabası veren KHK’lılar yer almaktadır.
Bu insanların açılışını bizatihi Erdoğan’ın yaptığı Bank Asya’nın önünden geçmekten başlayan suç (!) listeleri adeta koca bir damga gibi boyunlarına asıldı.
En nihayetinde bu insanların cemaate her türlü kolaylığı sağlayan AKP iktidarının canı artık oynamak istemediğinde vakitlice ilişkilerini kesmeme suçları var.
Peki sizce KHK’lıların kaçı bizatihi Fetullah Gülen ile görüşmüştür?
Siyasi iktidar bizleri böyle bir istatistikle şenlendirse gayet mutlu olurduk ve bilgilenirdik.
KHK’lıların kaçı Gülen’le boy fotoğrafı verecek kadar samimi ben bilmiyorum. Ama tersini yani KHK’lı olmadığına bahse gireceğim pek çok şahsın, Gülen’le boy fotoğrafını görmekteyiz.
Son olarak tarım bakanının yeni atadığı Bakan Yardımcısı 1979 doğumlu Ebubekir Gizligider’in de, Gülen ile çekilmiş boy fotoğrafını görmüş olduk. Tıpkı ışıltılı Maliye Bakanı gibi.
1979 doğumlu bir siyasetçi Gizligider. Yani sadece 43 yaşında. 2013’te 34 yaşında oluyor bu hesaba göre. Malum 17-25 Aralık milat.
Milattan yani 17-25 Aralık’tan önce ne yaptıysanız hükümsüzdür.
O zaman bu fotoğraf da bakan yardımcısı daha 34’üne bile gelmeden çekilmiş olmalı mantıksal olarak.
Ebubekir Gizligider’in siyaset formasyonunu alırken Fetullah Gülen’den bayağı ilham aldığına şüphe yok. Çünkü neredeyse yirmili yaşlarında bu denli samimiymiş.
Nebati Bakan da bu ilhamdan nemalanmıştı malum.
Peki AKP neden bu isimleri görevlendirme konusunda tereddüt yaşamıyor.
Adam mı yok da, bu isimler böyle görevlere getiriliyor..?
Benim cevabım, evet.
AKP’nin tükeniş döneminde ekonominin batışına eşlik etmek için, Gülen ile fotoğrafı olmak opsiyonel değil standart hale geldi. Aklı başında kim istasyon alev almışken, elinde benzin bidonu ve çakmakla gezer.
AKP’nin istihdam ettiği isimlerin Gülen’le fotoğraflarının bu denli fazla olması tesadüf değildir.
AKP giderek çalışacak isim bulmakta zorlanmaktadır.
Nebati gibi bırakın ekonomi bakanlığını, ekonomiyle ilgili söz bile söylemesi bile sıkıntılı bir altyapıya sahip bir kişiyi bakan olmaya ikna etmenin yolları arasında albüm sayfalarında ufak bir gezinti yapmak da var belli ki…
Gülen’le fotoğrafı olan bu kişilere tereddüt duymadan görev tevdi eden iktidar onların bu CV arkada dururken görevi kabul etmeme özgürlüklerinin olmayacağına da güveniyor olmalı.
Yüzbinlerce KHK’lı dehşet içinde kendileri hayattan soğurken, bu resim öznelerinin ülke yönetmesini izliyor.
Diğer tarafta dinsel siyaseti, siyasetin din için kullanılıp paralel bir ülke yönetimi teşkilini ifşa etmiş muhalifler ise bu yapılanın cüretine inanamıyor.
AKP’nin kadrolarını bu denli tartışmalı isimlere açmada tereddüt duymaması, ne denli ağır bir çaresizlik içinde kıvrandığının en net delili olarak yerini alıyor.